GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Mart 2023 Perşembe

Ruhu delikanlı aday!

“Adayım…” diye meydana çıktığında…

Hiç şaşırmadım…

Bekliyor muydum?

Vallahi de, tallahi de bekliyordum…

Çünkü…

Ruhu her daim “delikanlı”

Siyasetin göbeğinden “su içmesini iyi bilen” politikacı olduğu için…

Kalpten…

“Helal olsun…” dedim…

67 yaşında…

Yine… Yeni… Yeniden…

Milletvekili yarışına girdiği için…

Dostları şimdi O’nu alkışlıyor…

Çünkü…

Cesaret, her yaşta “çok güzel” ve heyecan verici…

***

Şimdi şu anlamlı soruyu sormanın tam zamanıdır…

***

Hem Hukukçu…

Hem Akademisyen…

Hem Siyasetçi…

Hem Yazar…

Hem Spor yöneticisi…

Hem Aktör…

Hem Seslendirme Sanatçısı…

Hem Futbol Kulübü Başkanı…

Unvanlarını onurla taşıyıp…

Birbiriyle hiç örtüşmeyen meslekleri…

“Bir koltukta kaç karpuz?” dedirtecek kadar…

Kalbine, gönlüne sığdırmayı başarabilen…

Kaç kişi gözünüze ve gönlünüze takılmıştır…

Bugüne kadar?

***

Eskilerin “onurlandıran” şahane bir yakıştırması vardır:

“O bizim medar-ı iftiharımızdır!” derler…

Anlamı şudur:

“Övünülen, onur duyulan, iftihar edilen kimse…”

Kim o; diye meraklandınız biliyorum…

Az sabır…

Aydınlı O siyasetçiyle az sonra tanışacaksınız…

***

Taaaa, 60 küsur yıl öncesi…

Efeler diyarı Aydın…

Ya da…

Gelmiş, geçmiş en güzel unvanıyla…

Dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir…

Aydın’dayız…

Çine’nin nahiyesi Karpuzlu…

O günkü adıyla “Demircidere İlkokulu”ndan mezun oluş…

Karpuzlu’da ortaokul olmadığı için…

Ver elini Çine…

Her gün, kim bilir kaç kilometre yürümüştür…

Ardından lise…

Aile istiyor ki, üniversite okusun “büyük” adam olsun…

Du’bi kere; telaşa gerek yok…

Olacak herhalde…

Bak, adı bile “Yüksel”

Demek ki, başı göklere değecek…

Nitekim, değiyor başı göklere…

Lise tiyatrosunda…

Turneye gelen Yıldız Kenter ve Şükran Güngör’ün…

“Konservatuvara alalım…” diye başlayan samimi önerileri…

Diğer yanda…

Göktepe’nin Çine Bayisi babasına patronlarının önerdiği...

“Amerika’ya gönderelim kimya mühendisi olsun…” teklifi…

Baş döndüren bir “meslek arayışı” ve…

Son kararı veriyor…

O yaştaki gülen gözlerin sahibi...

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirecek...

Avukat olacak…

Ve aynı zamanda…

İstanbul Belediye Konservatuvarı'na devam edecek…

İşte, o Aydınlı delikanlının baş döndüren eğitim süreci…

***

İyi de…

Bunların arasında en sevdiği şey ne?

Tabii ki…

Tartışmasız tiyatro…

Kenter Tiyatrosu ile İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda…

Oyunculuk, yönetmen yardımcılığı ve seslendirme yaparken…

“Ha’di koçum, hepsini bırak bize gel…” diyen…

İpek Film’in patronuna…

Nasıl, “Hayır…” diyebilirsin ki, o yaşlarda…

Mayıs 1979’da…

Sınıf atlayıp konservatuvardan mezuniyet…

Haziranda da…

Prof. Dr. Yaşar Gürbüz Hocası’ndan etkilenip…

Marmara Üniversitesi’nde…

Siyaset bilimi ve Anayasa Hukuku asistanlığı…

Fransa’da…

Nice Üniversitesi’nde üç yıl süren…

Hukuk ve Ekonomi eğitimi…

Sonra…

Memlekete dönüş…

***

Rüyalarındaki heyecan…

1998-2001 arasında Aydınspor Kulüp Başkanlığı…

Veee, yepyeni bir başka heyecan:

“Siyaset…”

En hareketli yıllar başlıyor…

1991-2002 yılları arasında…

Anavatan Partisi’nde…

19, 20 ve 21 Dönem Milletvekilliği…

1999-2002 arasında…

Onur veren görev; "Devlet Bakanı"...

Bir yıl sonra da...

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekilliği...

***

Hep Egeli, hep Aydınlı olarak kaldı…

Ne eğitimini yarım bıraktı…

Ne de tiyatroyu ve bilim dünyasını…

Geçtiğimiz yıl…

Profesörlük unvanını aldığında hala çakı gibiydi…

Gelgelelim…

Mevcut siyaset kültürüne hiç ısınamadı…

Bahçeşehir, İstanbul Aydın, Beykent ve MEF üniversitelerinde…

Gençler yetiştirdi…

16 yıldır Afrika Diplomatik Akademisi’nin…

Dünya Başkan yardımcısı…

Diğer “gönül üyelikleri”ni saymaya kalksam…

Bu köşeye sığmaz…

Hep şunu söylüyor:

“ANAP’ta bilimden gelmenin faydasını hep gördüm… Tütün Kanunu nedeniyle bakanlıktan istifa ettim… Efe hikayeleriyle büyüdüğüm için her şeyimle o bilince bağlı olarak şerefli ayrılık diledim… Aydın’da hemen her partilinin sayesinde o şerefli görevlere ulaştım… Daima sorumlulukla hareket ettim…”

***

Peki, bu hayatın kahramanı kim?

Aydın’ın gururu Yüksel Yalova…

Hiç köşesine çekilmedi…

Okuyor, yazıyor, sahneye çıkıyor, eğitim veriyor…

Vee…

“İlle de Siyaset…” diyor…

Yani?

An itibarıyla…

CHP’nin bu kadim şehrin listelerinde…

İzmir Birinci Bölge ile…

“Taşına, toprağına kurbanım…” dediği Aydın’dan…

Yine… Yeni… Yeniden…

Milletvekili Aday Adayı…

***

Bitiriyoruz…

Anlamlı bir soru ve o soruya gelen enfes cevapla…

Soru şu:

Bu güzel ülkenin Devlet eski Bakanı…

Aydın’ın has evladı Prof. Dr. Yüksel Yalova

Neden onca yıl sonra yeniden milletin vekilliğine talip oluyor?

Dün akşam geç saatlerde…

Bu sorunun cevabını buldum…

Kadim dostum Yüksel Yalova daha üç gün önce…

Aydın’ın Yeni Kıroba Gazetesi’nden meslektaşımız Kıvanç Uğur’a…

Kalbinden geçenleri bakın nasıl anlatmış:

“Ben vatandaş olarak, bunca yıllık hukukçu olarak, TBMM Başkanvekilliği ve bakanlık dahil çeşitli görevlerde bulunmuş birisi olarak aday adaylığı müracaatı yapmayı kamu görevi addettim… Sonuçta kararı Genel Başkan ve başkan yardımcıları verecek... Üniversitede asistan olunca, ilk derste şöyle demiştim: (Demokrasi her kafadan bir sesin çıkmasıdır… İki çobanın oyu bir profesörün oyundan büyüktür... Oyuna girmeyenin şikâyet hakkı yoktur...) Ben de şimdi oyuna girdim... O zaman asistandım şimdi profesörüm... İki çobanın oyunun bir profesörden büyük olduğunu o zaman da savunuyordum, şimdi de savunuyorum... Parti yöneticileri, (Uygundur, seni aday yapıyoruz) derlerse oluruz... Değilse profesör olarak, avukat olarak devam ederiz… Türkiye parlamenter rejime geçsin; asıl birinci derdim o…”

Nokta…

Hamiş 1: Yüksel Yalova anlatıyor: “Kırgızistan devlet konuğumuzdu… İlk akşam TBMM başkanvekili olarak yemek verdim… Protokol gereği konuk Cumhurbaşkanına takdimde TBMM Başkanı Yüksel Yalova ve eşi, ardından TC Başbakanı Bülent Ecevit ve eşi yer aldı… Eve dönerken eşime şöyle dedim: (Bak Ayşen, Aydın’ın Karpuzlu ilçesinden demirci Kamil’in oğlu ve eşi Çine’den kunduracı İsmet’in kızı gençliğimizin efsanesi Ecevit’in önünde protokolde yer aldı, işte bu Cumhuriyetin başarısı, demokrasinin nimetidir…) Bu anıyı unutmam mümkün değil…”

Hamiş 2: “Bir Zamanlar Çukurova” dizisinde “Müjgan” karakterine hayat veren Melike İpek Yalova, bu yazının kahramanı Devlet eski Bakanı Yüksel Yalova’nın kızıdır… Güzel oyuncu ilk olarak 2011 yılında Muhteşem Yüzyıl dizisinde Isabella Fortuna” karakterine hayat vermişti…

Sonsöz: “Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma… Sahte sevgilere gül olmaktansa, gerçek sevgilere diken ol… / Hz. Mevlana…”