GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Mart 2010 Perşembe

Ne şehittir, ne gazi’…

Resneli Niyazi.
İttihat ve Terakkinin önde gelen isimlerinden’…’¶
Balkanlardan İstanbul’’a sıçrayan meşrutiyet isyanında şapkasındaki ’‘vatan fedaisi’’ yazıyla dikkat çeken, Türk-Yunan savaşlarında gösterdiği üstün başarı ile Padişah Fedaisi olmaya hak kazanan ama kabul etmeyen, söke söke alınan 2. Meşrutiyet’’in ’‘Hürriyet kahramanı’’ ilan edilen, önderlik/liderlik ettiği İttifak ve Terakki’’nin kendisine sağladığı ’‘koruma’’ tarafından katledilen bir Türk büyüğü’…
Yunan/Bulgar/Sırp komitacılarla göğüs göğse çarpışıp, subay olarak katıldığı Osmanlı Yunan ve Balkan Savaşları’’ndaki yüksek başarısından sonra ’‘kahraman’’ ilan edilip, önderlik ettiği siyasi hareketin belki de tek başarısı olan 2. Meşrutiyet’’in ilanında aktif rol oynadıktan sonra aynı siyasi hareket tarafından öldürülmesi, dilimize pelesenk olan, ’“Ne şehittir, ne gazi, b..k yoluna gitti Niyazi’” deyişi kazımıştır hafızalarımıza’…
Şehit olmamış, gazi de sayılmamıştır.
Ama o Manastırlı/Resneli Niyazi’’dir’…
Hürriyet, Meşrutiyet kahramanı, Yunan/Bulgar/Sırp komitacılarının korkulu rüyası’…
 
Kimilerinin alnında yazılıdır bu kader.  
Şehit olmak da vardır, gazi olmak da.
Hatta pisi pisine gitmek de’…
 
Aslında bugün birinci hizmet yılını dolduran belediye başkanlarına ilişkin başladığım gözlemsel diziye devam etmeyi planlıyordum.
Karşıyakalı bir dostumla görüştüm sabah.  
Meşrutiyet (demokrasi/hürriyet) kahramanı, mangal yürekli Resneli’’nin Karşıyaka’’da yaşayan ve adını yaşatan torunu Niyazi Resnelioğlu’’nun ölümünü anlattı.
Fikrim değişti.
Bu ölümü yazmalıyım dedim kendi kendime.
Bu ölümü yazmalıyım çünkü bazı ölümler yazılmayı zorunlu kılar.
Kimin öldüğü, nasıl öldüğü de önemlidir.
Resneli Niyazi’’ye ilişkin internette yaptığım araştırmada ölüm haberini aldığım torun Niyazi ile yapılan bir röportaj çıktı karşıma.
Gazeteci/Yazar Yaşar Aksoy’’un kaleminden çıkmış.
Diyor ki torun Niyazi; ’“Atatürk'ün bir sözü çok şey ifade eder: 'Eğer Meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı. Resneli Niyazi gibi Meşrutiyet önderlerine çok şey borçluyuz!..'
Ulu Önder Resneli’’nin hakkını vermiş’…
Kendisi gibi Balkanlı, kendisi gibi kahraman Osmanlı Subayı ve de kendisi gibi Meşrutiyet Kahramanı, İttihat ve Terakkili Resneli Niyazi’’nin’…
**
Peki biz ne yaptık, ne yapabildik, ne yapıyoruz?
Kahraman Niyazi’’nin adını taşıyan torununu huzurevine kabul etmekten başta’…
İtiraf edeyim ben de Resneli’’nin torunun Karşıyaka’’da bir huzurevinde yaşadığını Belediye Başkanı Cevat Durak’’ın ziyaretiyle öğrenmiştim.
Birkaç ay önceydi’…
Başkan Durak, kendisinden 20 yıl önce planlanan huzurevi projesini beş yıldızlı otel kıvamında tamamlayıp mevzuat gereği Sosyal Hizmetlere verdi geçen yıl.
Büyükşehir Belediyesi kabul etmediği için’…
Mülkiyeti belediyenin, işletmesi sosyal hizmetlerin olan, Atatürk’’ün annesi Selanikli Zübeyde’’nin adını taşıyan huzurevinde hayata gözlerini yumdu Resneli Niyazi’’nin adını taşıyan torunu’…
Yalnız küçük bir sorun vardı bu ölümün perde arkasında.
Tam iki gün sonra anlaşıldı Resneli Niyazi’’nin oğlu Mithat’’tan olma 1945 doğumlu torunu Niyazi’’nin artık nefes alıp vermediği.
Bilinen bir hastalığı yoktu.
Yalnızdı.
Dedesinin kahramanlık hikayelerini anlatırdı gelenlere’… Gözleri dolar, göğsü kabarırdı.
Ama ne yazık ki!
Başkan Durak’’ın anahtar teslim Sosyal Hizmetler’’e bıraktığı tesiste kimse fark etmedi/edemedi 48 saat boyunca bu sessiz ölümü’…
Huzurevinde, huzur içinde öldü belki de Niyazi!
 
Ama 'Huzur' personelini huzursuz etti bu ölüm.
Çünkü Başkan Durak hesap sordu.
48 saat sonra fark edilen ölümün sessizliği, birilerinin huzurunu fena kaçırdı.
 
Mesele aslında Resneli’’nin torunu olmak da değil.
İnsan olmak, insan!
Çocukların istismar edilip, şiddete maruz kaldığı, yaşlıların ölüsünün iki gün sonra fark edildiği bir sosyal hizmetlere sahip olduğumuz sürece;
Ne şehit oluruz, ne gazi’…
Olsak olsak ’‘Niyazi’’ oluruz bu anlayışla’…