GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
23 Kasım 2023 Perşembe

Mutluluğa cila!

Hayat…

Bazen öyle acımasız oluyor ki?

Kadere isyan etmemek…

Elde değil…

Okumaya başladığınız satırlar…

Yaşanan ve…

Gerçek bir hayat hikayesinin…

Minicik bölümüdür...

Acıyla yoğrulmuştur ama…

“Güm, güm…” diye atan kalplerde bıraktığı iz…

Sandığımızdan bile daha derindir…

Acı çekmek…

Acıları “hayat işte budur” niyetine katık etmek…

Ne yazık ki…

Türk insanın fıtratında var…

***

Yücel, Seferihisarlı…

43 yaşında…

Zihinsel engelli…

Bir gözü hiç görmüyor…

Babasını yitirmiş…

Annesi hasta, evden çıkamıyor…

İki ağabeyi var talihsiz genç adamın…

Birbirlerine tutunarak yaşıyorlar…

Kadersizliğe isyan etmeyen Yücel’in…

“Issız Dünyası”nı…

Yüreğinde en çok hissedenlerden biri de…

Seferihisar’ın Başkanı İsmail Yetişkin…

Çocukluğundan beri tanıyor Yücel’i…

Bir belediye başkanı ile…

Bir ayakkabı boyacısının…

Yollarını kesiştiren kenttir Seferihisar…

***  

Farkındasınızdır, umarım…

“Boyayalım abi…” repliği…

Sadece…

1960’lı yılların Yeşilçam filmlerinde kulakları çınlatıyor…

Önünde boyacı sandığı…

Sokak köşelerindeki ayakkabı boyacıları…

Tarihe karışmak üzere…

Neden?

Çünkü…

Artık, “ayakkabı parlatıcıları” var market raflarında…

Evde…

Ne kadar ayakkabı varsa…

Pazar tatilinde hepsini 15 dakikada ayna gibi yapıyorsunuz…

Sahi…

Kaç yıldır…

Fırçayı boya sandığında vurarak…

Müşteri çağıran ayakkabı boyacısının sandığına ayağınızı uzattınız?

***

Seferihisar’ın Reisi İsmail Yetişkin…

Sokaktaki ayakkabı boyacılarının…

Neredeyse son temsilcisi olarak tanınan engelli Yücel’in…

Değişmeyen müşterisi…

Ancak…

İsmail Başkan, dikkatinden kaçmayan bir ayrıntıya takılıyor…

Yücel’in boya sandığı…

Yıllardır hiç değişmiyor…

Zaten süslü olanları almaya gücü yetmez ama…

Yine de “Seferihisar’a yakışan budur” demeden…

Ve dahi hissettirmeden…

Kalbinden şunu geçiriyor:

“Bunca yıldan sonra neden Yücel’in kıskandıran bir boyacı sandığı olmasın ki?”

Sonra da…

Seferihisar’ın…

Soyadı gibi “çalışkan” başkanı yapıveriyor jestini…

Artık…

Kendini bildi-bileli kullandığı…

O eski-püskü boya sandığı ile Seferihisar Çarşısı’nda…

Kahveler meydanında ayakkabı cilalayarak…

Ekmeğini çıkaran “engelli” Yücel’in…

Artık…

Yepyeni, gıcır gıcır bir “boya sandığı” var…

Başkan’ın talimatıyla…

Belediyenin marangoz atölyesinde…

Yücel’e yeni boyacı sandığı yapılıyor…

Çekmeceli ve taşınması sıkıntı yaratmasın diye oldukça hafif…

Aslında…

Başkan niyetini seslendirdiğinde…

Yücel istemiyor; “Bu bana yeter” diyor…

Ardından sürpriz geliyor…

Başkan Yetişkin…

Gıcır gıcır sandığı yaptırıyor ve Yücel’i makama çağırıp…

“İşte yeni sandığın…” diyor…

Bundan güzel sürpriz olur mu?

***

Bitiriyoruz…

Bazen…

Yaşadığımız sürprizler nedeniyle…

Sanki yerinden fırlayacakmış gibi…

“Gümbür gümbür” atar kalbimiz…

Korktuğumuz için değil…

Heyecanlandığımız içindir o kalp atışları…

Hayat böyledir işte…

“O’na hazırlanamazsın ama O’nun için daima hazır olamazsın…”

Güzelliği ve mucizesi de budur…

Seni hep hazırlıksız yakalar…

Zaten…

Sürprizin güzelliği de bu değil mi?

Nokta…

Sonsöz: “Aklınızda olsun… Hayat, durup bir mucize gerçekleşmesini bekleyecek kadar uzun değil… / Anonim…”