GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Nisan 2011 Çarşamba

Mini yoklamanın düşündürdükleri

Ege illerinde (Balıkesir ve İzmir hariç) ön seçim yapıldı. Onlarca aday adayı örgütün kantarında tartıldı. Kimin kaç kilo olduğu ortaya çıktı.Mevcut vekiller (ki çoğu atama ile gelmişti) örgütten çizik yerken, tabanda güçlü olanlar, örgütün değişim talebini karşılamak için üst sıralara çıkarıldı. Muğla, Aydın, Manisa, Denizli, Uşak, Afyon, Kütahya ve Çanakkale’de artık tek şey tartışılıyor. Kontenjan adayı kim olacak? Hakim gözetiminde yapıldığı için ön seçim geçerli. Balıkesir’de ise hafta sonu eğilim yoklaması yapılıyordu. Yaklaşık bin kişiyle görüştü genel merkez heyeti.
 
*
Ya İzmir?
CHP tarihinin en belirsiz, en muallâk, en karmaşık seçim dönemini yaşıyor.
Önseçim yok.
Eğilim yoklaması yok!
Anket diyorlar. Yalan!
Çünkü daha resmi bir aday adayı listesi bile yok ellerinde!
Keşke ön seçim ya da eğilim yoklaması yapılsaydı?
Kimin kaç kilo olduğu tıpkı Aydın’da, Manisa’da, Muğla’da olduğu gibi çıksaydı ortaya.
Olmadı, olamadı. Tüm bu belirsizliğin ortasında kalan CHP İzmir’i dün bir sürpriz bekliyordu. Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, 75-80 kişiyi il başkanlığına davet etti. İlçe başkanları ve belediye başkanlarıydı davet edilenler.
 
Pek çok soru işareti barındıran sürpriz davete icabet eden 70-75 isme dört soru yöneltildi.
1-Milletvekili adayı olarak görmek istediğiniz isimler kimlerdir?
2- Milletvekili olarak görmek istemediğiniz isimler kimlerdir?
3- Partimizin daha fazla oy alması için fikirleriniz nelerdir?
4- Bölgenizde daha fazla oy alınması için neler yapılmalıdır?
 
İlk iki soruda en az 7 en çok 10 isim yazılması istendi.
Başkanların ve yöneticilerin el yazısıyla yazılanlar bir zarfa konuldu. Zarfın ağzı zımbalandı. Ve zarfların Ankara’da açılacağı söylendi. Toplantıdan çıkan pek çok örgüt ve belediye başkanının kafası karışıktı. Neler oluyordu? Böyle bir yoklamayı kim/neden istemişti?
 
Telefonlar çalıştı. Ankara’ya ulaşıldı. İddialar havada uçuşuyordu.
 
1-Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun böyle bir yoklamadan haberi yoktu.
2-Örgütlenmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in de haberi olmamıştı.
3-İzmir’den sorumlu üç Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Engin Altay ve Volkan Canalioğlu’nun da haberi yoktu.
4-Sayıları henüz belli olmasa da 300’e yakın olduğu düşünülen İzmir aday adayları ve mevcut milletvekilleri isyanlardaydı.
 
Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’in böyle bir ‘mini’ yoklamayı Ankara’dan haberiz yapma ihtimali bile yeterince düşündürücüydü.
Parti kulislerinde pek çok soruya yanıt aranıyordu.
 
1-Her ne kadar Ankara’dan habersiz olduğu savunulsa da Kılıçdaroğlu’ndan habersiz olamayacağı düşünülen bu operasyonun amacı neydi?
2-Anahtar liste var mıydı? Atanmış il yönetiminin iki bölgede birden oy kullandığı düşünülürse, Yüksel grubu belirli bir listeyi öne çıkarmaya mı çalışıyordu?
3-En masum haliyle Yüksel, belediye ve ilçe başkanlarının ‘gazını’ mı almak istemişti?
4-İzmir’den sorumlu MYK üyeleri dururken mini yoklamayı kendisi de aday adayı olan Alaattin Yüksel’in yapması ne kadar doğru ve etikti?
5-Kapatılıp zımbalandığı söylenen zarfların değiştirilme ihtimali göz önüne alınıyor muydu?
6-Neden en az 7 en çok 10 aday yazılması istenmişti?
7-Neden ‘olmazlar listesi’ çıkarılıyordu. Bir tasfiye operasyonuna kılıf mı aranıyordu?
8-Balıkesir’de bile binin üzerinde kişiyle görüşen CHP, İzmir listelerini 40’ı atama (il yönetimi her iki bölgeye de oy kullandı) 100 civarında oyla mı belirleyecekti?
 
Sorular…. Sorular… Sorular…
Birkaç belediye ve ilçe başkanıyla görüştüm. Kesinlikle rahat değiller. Bazıları burnundan soluyor. Yıllardır siyasetin içinde olan bu isimler, yapılanın etik ve şık olmadığını, İzmir’e yakışmadığını açıkça dile getirip, ‘Çocuk mu kandırıyorlar, böyle siyaset olmaz’ diyor.
İl Başkanı Tacettin Bayır bile rahat değil.
Aday adaylarını oylattıran il yönetiminin elinde kesinleşmiş aday adayı listesi bile yok.
Biri 358 diyor, öbürü 307. Ama dün başkanların önüne konulan liste en çok 270 kişilik.
*
Anlaşılan birileri bulanık suda balık avlamak istiyordu. Önseçim deklarasyonlarına imza atıp, parti içi demokrasi adına çoban ateşi yakanların geldiği noktaydı aslında bu.
Yangından mal kaçırır gibi mini temayül yoklaması…
Kulisler; her yönüyle tartışmaya açık bu son operasyon yapanların elinde patlayabileceğini söylüyor. ‘Bu tür hamlelerle öne çıkmaya çalışanlar, yapılanlardan sonra çamura saplanabilir’ diyorlar. Hele hele Kılıçdaroğlu’nun haberi gerçekten yoksa…
Yandı gülüm keten helva!
Sonuç olarak diyorum ki;
Kılıçdaroğlu son dönemde olumlu/pozitif bir hava yakaladı. Reklâm kampanyalarında verdiği mesajlar tabanda/halkta yankı buluyor. Yeni CHP gemisi uzun süreli durgunluğun ardından yelkenlerini şişirmeye başladı. Kılıçdaroğu dümene alıştı.
Lakin birileri hala rahat durmuyor. Kemal Bey’in çay kaşığıyla, iğne ucuyla topladıklarını kepçeyle atıyor.
*
AK Parti mi?
CHP’ye nazaran AK Parti hem demokrasi hem de yöntem dersi verdi CHP’ye…
Öncelikle aday listelerini eksiksiz olarak, e-posta adreslerine kadar kamuoyuna açıkladılar.
70 kişiyle kapalı zarf usulü değil, 3 bin 500 kişiyle sandık usulü eğilim yoklaması yaptılar.
Adaylarını tarafsız bir komisyonun gözetiminde mülakata çağırıp, kendi yöntemlerince test ettiler. Şimdi karar için Başbakan’ın önüne 26 kişilik liste koydular.
Teşkilat sözünü söyledi. Son söz Erdoğan’da… O da bugün yarın sözünü söyleyecek. Olay bitecek.
CHP’de ise asıl 11 Nisan’dan sonra kopacak kıyamet.
Ya MHP?
Milliyetçi Hareket Partisi, önceki seçimde olduğu gibi, teşkilatının görüşünü sanal ortamdan şifreli yöntemle aldı. Yetmemiş olacak ki, genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinden oluşan 25 kişilik bir heyet gönderdi Bahçeli İzmir’e. Üç gündür kenti didik didik edip, oda/dernek demeden kapı kapı dolaşan heyet İzmir’in siyasal fotoğrafını netleştirmeye, kentin gönlündeki aday ve yöntemleri tespit etmeye çalışıyor. Sanıyorum Bahçeli de bu kez İzmir’e sürpriz yapacak. Bu kadar ince eleyip sık dokuduğuna göre… En azından kentle organik bağı olan adayları öne çıkaracak.
*
AK Parti ve MHP, İzmir’e ilişkin politikasını planlı bir şekilde ortaya koyup, adım adım ilerlerken, CHP kendi kalesinde gol yiyor. İşin ilginci de kalesine giren gollerin büyük bölümünü de CHP’lilerden yiyor.