GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
1 Nisan 2011 Cuma

Listeler havada uçuşuyor

Aday adaylığı sürecinde son düzlüğe girilirken, heyecanın dozu yükseliyor.
AKP’de her şey planlandığı gibi… Temayül, mülakat tamam…
Şimdi sıra ‘orta komisyonda’ Genel Sekreter İdris Naim Şahin, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Ömer Çelik’ten oluşan üç kişilik komisyon İzmir adaylarının temayül ve mülakat sonuçlarına bakarak, karnelerini hazırlayacak ve işi son komisyona yani ‘karar komisyonuna’ havale edecek.
*
İki dudak demokrasisinin dayandığı son nokta bu olsa gerek. Son komisyonun başkanı tahmin edebileceğiniz gibi Başbakan Erdoğan. Ve onun mübarek dudaklarından dökülecek kelimeler bazılarına hayat verirken bazılarının umutlarını karartacak.
AK Parti İzmir’de temayül-mülakat aşamalarında olmayan bazı sürpriz adaylar bekliyorum.
İZSİAD Başkanı İlknur Denizli’ye yönelik ikna operasyonunun sürdüğünü duyuyorum. Devlet Eski Bakanı Işılay Saygın’nın adının Ankara kulislerinde yoğunlaştığını da…
Ve İzmir dışından bazı kabine üyelerinin kaydırılabileceğini de…
Binali Yıldırım artık garanti gibi.
Yıldırım İzmir’de sevilen bir siyasetçi… Kendisine hiçbir itirazım yok. Kentimize yönelik hizmetlerinden ötürü müteşekkiriz de. Ama ben hala ‘ithal bakan’ konusunda aynı düşüncedeyim. Bu kentin evlatlarının o koltuklara oturtulmasının zamanı geldi de geçiyor bile. Ve de AK Parti’ye vekil olmak için başvuran adaylar arasında bile bir düzine isim sayarım hala. Kimse bu kentin evlatlarını hafife almasın. İmkân verilirse alasını yaparlar.
Liste kulislerine gelince…
Mevcutlardan Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ve Cumhurbaşkanı Gül’ün eniştesi Prof. Mehmet Tekelioğlu’na banko gözüyle bakılıyor. Bakan Vecdi Gönül’ün İzmir yerine Ankara’dan gösterilebileceği konuşuluyor. Erdal Kalkan da yeniden şans verilen vekiller arasında. Aday adaylarına gelince…
Üç il başkanının durumu merak konusu. Ali Aşlık’ın bu kez ön sıralarda yer bulması beklenirken Aydın Şengül ve Ömür Kabak’ın da listelerde olması sürpriz değil.
Ömür Kabak döneminde AK Parti’nin 2B’si olarak tanımlanan Bilal Doğan ve Bülent Delican’ın durumu iyi gibi. Doğan temayül birincisi… Delican ise hem tabanda hem tavanda var. İkinci bölgenin birincisi Dr. Mehmet Bayındır’ın da liste şansı yüksek…
Necip Nasır, Necip Kalkan, Fevzi Bayram, Latif Özkan gibi isimler de liste şansı tanınanlardan. Sıddık Topaloğlu, Cemal Öztürk, Erol Altun, Kenan Yavuz da liste şansları var. Kadın adaylardan Nesrin Ulema, Şehnaz Yılmaz, Zerrin Kök gibi kadın adaylara da yer var kulislerde.
*
CHP’ye dönersek;
Tam bir curcuna yaşanıyor İzmir’de… Genel merkeze başvurduğu söylenen 358 adayın yarısı hala kayıp. Adayların nasıl ve hangi yöntemle belirleneceği hala soru işareti.
İl başkanlığı üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.
Kokleyl ve yemeklerle hem ekonomik durumu düzeltmek hem de kayıp adayları bulmak için uğraş veren il örgütü, üzerindeki aday baskısından nefes almakta bile zorlanıyor.
Belediye başkanları bir yandan mevcut vekiller öbür yandan zorluyor.
Genel merkezdeki aday karmaşasını yok etmek için belirlenen üç genel başkan yardımcısı randevuları kabul ediyor. Aday adaylarına çekilen SMS’lerde görüşmelerin Ankara’da yapılacağının altı çiziliyor. Örgütten/tabandan gelen adaylar, sokaktan gelen adaylarla baş etmekte zorlansa da, CHP için küçük kıyametin kopması an meselesi…
Açık söylemek gerekirse Kılıçdaroğlu ve ekibinin işi gerçekten zor.
Bir tarafta örgüt, diğer yanda CHP’ye akın eden aday adayları…
Ön seçim yapmış olsa tüm bu baskılardan önemli ölçüde kurtulacaktı. Ön seçim yapmadığı için örgütün yerini/adresini bilmeyen yüzlerce isim adaylık başvurusu yapıp, ‘ya çıkarsa’ diye beklemeye başladı.
*
Ve kulislere düşen bomba listelerse cabası…
Gün geçmiyor ki CHP kulislerine yeni bir liste düşmesin. Bu listeler çoğunlukla bomba. Yani sokak diliyle naylon… Ama Ankara’ya gidip genel merkezin nabzını tutan tecrübeli siyasetçilerle yaptığım görüşmeden aldığım izlenim şu…
İzmir’i ithal cenneti yapacaklar. En az 4 en çok 6 isim gönderecek Kılıçdaroğlu…
6 ismin 4’ü şu veya bu şekilde İzmirli olacak. Ya PM Üyesi Levent Eyipişiren gibi bir dönem İzmir’de bulunmuş, İzmir’de okumuş olacak ya da Birgül Ayman Güler gibi Bergama’da doğmuş, ailesi oralı olmuş olacak. Diyeceksiniz ki; ne ilgisi var bu isimlerin İzmir siyasetiyle?
Haklısınız. Bence de yok. Ama Kılıçdaroğlu’nun A takımından iki önemli isim. PM Üyeleri… Listelerin önlerinde görürseniz şaşırmayın. Aralarında Sencer Ayata’nın, Süheyl Batum’un, İlhan Cihaner’in, Mustafa Balbay’ın da olduğu çok sayıda isim var ithal kulislerinde…
*
CHP’nin İzmir’den en çok 14 vekil çıkaracağını düşünüyorum ben. MHP’nin baraj sorunu olmazsa maksimum çıkacak sayı bu.
Diyelim ki ucundan kıyısından İzmirlilerle birlikte 5 isim genel merkezden geldi.
Üç isim mevcutlardan seçildi. M. Ali Susam, Selçuk Ayhan, Harun Öztürk, Ahmet Ersin, Kemal Anadol, A.Rezzak Erten, Güldal Mumcu, Oğuz Oyan gibi isimler arasından en az üçü listede olabilir. Etti mi sekiz. En az 3 ismi Aziz Kocaoğlu yapısından ekleyin… Alaattin Yüksel, Hülya Güven’in de içinde olduğu 3 isim… Etimi 11. Kadın ve genç kotasından da 1-2 isim ilave edin. Etti 13. Ne kaldı?
Sadece 1 en fazla 2 koltuk. 358 adayın mücadelesi bu iki koltuk için mi? Bence öyle… Ankara’ya giden iki koltukta yer var? Gördüğünüz gibi diğerleri dolu. Tabi ki genel merkezden 4-5 ithal gelirse… Gelmezse durum biraz daha iç açıcı… Ama kulislere bakılırsa gelecek. Hem de en az 4 tane…
Ya örgüt? CHP her şeyden önce örgüt partisidir çünkü… Bu denklemde örgüte yer yok! Örgüt, olsa olsa dolgu malzemesi olur. Yani İzmir’de kalacak koltuklara oturtulur.
Son süreçte eylem ve söylemleriyle gündemi belirlemeye başlayan Kılıçdaroğlu’nun en büyük handikabı da bu olur.
Yerinde olsam, örgütü dolgu malzemesi yapmam. En azından örgütü bilen, örgütü harekete geçirecek birkaç ismi listelerin ön sıralarına monte eder, olası pasif direnişi başlamadan kırarım. Ve de parti içi dengelere de dikkat ederim.
12 Haziran bizim için seçim tarihi olabilir. Ama Yeni CHP için bu tarih bir savaş, bir muharebe anlamına geliyor. Güçlü rakibi ile ilk karşılaşma… Herkesin, bir oyun/bir oyuncunun bile önemli olduğu, sadece sahada mücadele edenlerin değil tribünlerde oturanların da önemli olduğu bir derbi… Savaş ancak ve ancak topyekûn kazanılır. Güçlü rakibi ancak elbirliği/güç birliği ile dize getirmek mümkün…
O yüzden yanlış listelerle partiyi 2-3 parçaya ayırmak, en azından bu süreçte tasfiye mekanizması çalıştırmak, kendi surlarında gedik açmak, kendi ayağına kurşun sıkmakla eşdeğerdir bana göre. Bakmayın siz, kendilerine alan açmak için dalkavukluk eden, gün gibi ortadaki gerçekleri perdelemeye çalışanlara…