20 yıldır İstanbul’un iki yakasını bir araya getiremeyen iktidar, üçüncü Köprü ile bir adım daha attı...
Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim’in adının verildiği köprü mehteran eşliğinde,veciz konuşmalarla (!) açıldı.Dini duyguların öne çıkarıldığı bu törende, TBMM Başkanı Kahraman; Yavuz Sultan Selim’in hilafeti Mısır’dan, Osmanlı’ ya getiren padişah olduğuna vurgu yaparak, “ Ne kadar güzel. Kuran’ı Kerim okuyarak ve dualarla köprüyü açıyoruz” dedi…
Sanki bunlardan önce dua okunmazmış gibi…
*
Başbakan Yıldırım, Yahya Kemal’in dizeleriyle seslendi:
“Kopar fırtına Türk Ordusudur yarabbi
Senin uğrunda ölen budur yarabbi
Ta ki yükselsin ezanlarla müeddet namın
Galip et çünkü bu son ordusudur İslam'ın…”
14 yıldır; Ergenekon’la, Balyoz’la,Casusluk davasıyla, kumpasla, FETÖ’yle, Türk Ordusu'nu ne hale getirdiklerini görmezmiş gibi…
*
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, “Bu millet neye layıksa bunlar olacak” diyerek:
“Eşek ölür kalır semeri
İnsan ölür kalır eseri”
özdeyişiyle konuşmasını tamamladı...
Turizmi bitmiş, adaleti, eğitimi yok olmuş,dış politikası iflas etmiş,ordusu yaralanmış, emniyeti parçalanmış,her gün bir vatan köşesinde bombaların patladığı, cenazelerin kaldırıldığı, adeta bir yangın yerine dönen Türkiye’yi görmezmiş gibi…
*
15 temmuzdan sonra iktidarla muhalefet arasında kurulan diyalog köprüsü; köprünün adı konusunda uzlaşma getirmedi ne yazık ki… Kılıçdaroğlu’nun köprünün adı Atatürk olsun önerisi kabul görmedi.Hilafeti getiren Osmanlı Padişahı Sultan Selim dururken,hilafeti kaldıran Atatürk’ün adının verilmesi olacak iş değildi zaten!
*
Birinci köprü, Boğaziçi veya yeni ismiyle Şehitler Köprüsü…
İkinci köprü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü…
Üçüncü köprü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü…
Sizce dördüncü köprünün adı,Atatürk olur mu?...
Bence çok zor…
Yavuz’un, 36 Osmanlı Padişahı içinde, 9.ncu padişah olduğunu düşünürsek, sırada daha 27 padişah var demektir. Bu da 27 köprü yapar ki, padişahlardan sıra, cumhuriyete, Atatürk’e gelmez.Hele bu iktidarla hiç gelmez…
Mehter marşıyla iki adım ileri , bir adım geri giden iktidarın, Osmanlı’dan, Cumhuriyet’e gelme isteği de yok zaten . Onlar hala Osmanlı’da, hala imparatorluk hevesinde…
İzmit Körfezindeki geçiş köprüsüne Osman Gazi adı verilmesi bu yüzden…
Bu yüzden Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ ne, 'GATA’külli' yapılıp Sultan Abdülhamid Hastanesi adının verilmesi…
Onun için Osmanlı’dan, Cumhuriyet’e hala bir köprü kuramadılar.Dış politikada her devlet ile, her komşumuzla kavga etmeleri hep bu yüzden. Cumhuriyetin, Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” politik anlayışına karşı, Osmanlı’nın fetih politikasını tercih etmelerinin sebebi hep imparatorluk hayalleri yüzünden… Türkiye’nin Ortadoğu Bataklığına saplanması,Suriye’de bu ham hayalin peşinden koşması, “Emevi Camii’nde cuma namazı kılacağız” demeleri hep bu yüzden…
Bu yüzden, “One minute” denilerek İsrail’le olan köprülerin atılması…
Bu yüzden, Mısır’la birbirinin yönetim şekline saygının ifadesi olan Egemenlik Köprüsünün yıkılması…
Bu yüzden, Suriye ile karşılıklı Dostluk köprüsünün yıkılması…
Bu yüzden, Rusya ile ortak menfaat köprüsünün yıkılması…
*
Yıktıkları bütün köprülerin altında kalan iktidar, şimdi can havliyle dün yıktıklarını bu gün teker teker onarıyor... Onarım parası da bizim cebimizden çıkıyor tabii…
İsrail ve Rusya köprüleri onarıldı…
Sırada Irak, Mısır ve Suriye var…
Ve tabii bir de:
Muhalefetle, 15 Temmuz'dan sonra kurulan diyalog ve milli birlik, beraberlik köprüsü var...
*
Bu köprünün ömrünü ise, altından geçen sular belirleyecek kuşkusuz…
“Dereyi geçerken atı değiştirmedikleri ” gibi, “Köprüyü geçinceye kadar, ayıya dayı mı?” diyorlar, göreceğiz bakalım:
“Kırk yıllık Kani, olacak mı Yani?..”