GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
16 Ağustos 2024 Cuma

Kılıçdaroğlu’nun derdi, CHP’nin hali!

İç siyasi gündemin en önemli konusu bir süredir CHP’nin tüzük kurultayı. Bunun üzerinden CHP’de genel başkanlık değişimi ve Cumhurbaşkanlığı adayının belirlenmesi esas konuyu oluşturuyor.

Uzun zamandır ofisinden dışarıya pek çıkmayan CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beş on gündür medyada adından en fazla söz edilen politikacı oluverdi.

Kılıçdaroğlu’nu açıklamalarını ve röportajlarını izlemeye çalıştım biraz. “Aday değilim” diyor ama aday yapılmayı bekliyor. Geçen kurultayda yaşadığı hayal kırıklığını halen üzerinden atabilmiş değil. Psikolojik açıdan zor bir durum tabii.

Hayal kırıklığına ihanet duygusu da eşlik ediyor şüphesiz. Cumhurbaşkanlığı seçiminde altılı masadan kalkan Meral Akşener’i ve CHP Kurultayı’nda kendisini deviren İmamoğlu ve Özgür Özel’i bu ihanet çemberi içinde değerlendiriyor.

Armağan Çağlayan’a verdiği röportajda dikkat ettim, “Böyle ana muhalefet olmaz” diyor ve çeşitli örnekler vererek, Özel’in görevini iyi yapmadığını anlatıyor. “Yumuşama ve rica ile ana muhalefet olmaz, dert sahibi olanlarla birlikte olup baskı oluşturacaksın” diyor. Bayram ikramiyelerini ve 3600 Ek Göstergeyi biz rica ile değil baskı ile kazandık şeklinde örnekler sıralıyor.

Haklı olduğu hususlar var şüphesiz. Ama bu onu Eylül Kurultayı’nda aday yapmaya yetmez. Kılıçdaroğlu son Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimden sonra seçmen ve partililer nezdinde ciddi destek kaybetmişti. Hatta partililerin önemli bir kısmında öfkeye dönüşen tepkiler oluşmuştu. Hem kazanacak aday yerine kendi aday oldu diye hem de oyu yüzde binin altında olan partilere çok sayıda vekil kazandırdı diye.

İşte tam bu aşamada İmamoğlu, “Değişim şart” dedi. Kamuoyunda desteği bir hayli düşen Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun çabaları ile Genel Başkanlığı kaybetti. İhanetin yanı sıra delegelerin satın alındığını da iddia ediyor Kılıçdaroğlu. Doğru olabilir. Her kurultay aynı zamanda bir delege pazarıdır. Kılıçdaroğlu’nun seçildikleri de dahil. Ama yine de değişim daha pozitif etki yaptı seçmende.

Profesyonel siyasetçiler ülke ya da kamu yararından ziyade maddi çıkar ve kişisel istikbale göre hareket eder. Şimdi de öyle yapacaktır. Artık Kılıçdaroğlu’nda gelecek yoktur. Bir yıl önce onun birinci çemberinde yer alan pek çok profesyonel şimdi İmamoğlu’na yakın görüntü verme telaşında.

Kılıçdaroğlu’nun hareketliliği kadar önemli bir gelişme daha oldu bu sıcak gündem içinde. Paris Olimpiyatlarında, İmamoğlu, Özel ve Yavaş kol kola görüntü verince, birliktelik mesajı olarak algılandı bu fotoğraf.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın geçen gün aniden verdiği mesaj, en az Kılıçdaroğlu’nunkiler kadar önemli. “Partim ve seçmenler isterse aday olurum.”

Ben uzun zamandır, Yavaş’ın CHP’den bu denli dolu dolu, “Partim...” diye söz ettiğini duymamıştım.

Yavaş’ın parti içi dengelerde kayda değer bir ağırlığı yok. Hatta kendisine oy veren seçmenlerin çoğu, onu CHP’li olarak bile görmezler. Bu nedenle Yavaş, CHP delegelerine değil, seçmen kamuoyuna mesaj vermeye çalışıyor.

Kılıçdaroğlu ile İzmir Büyükşehir eski Başkanı Tunç Soyer’in görüşmesini pek ciddiye alan olmadı. Ama Yavaş ile Kılıçdaroğlu benzer bir içerikte görüşme yaparsa, daha ciddi bir adım olarak algılanır bu...