GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
24 Temmuz 2010 Cumartesi

Kadifekale ile Alsancak’’ı barıştırmak!

O onu demiş, bunu yapmış! Başbakan Bingöl’’de, Bahçeli Düzce’’de, Kılıçdaroğlu Malatya’’daymış. Atmışlar tutmuşlar.’¶
*
Fener, Cimbom, Kartal, Hamsi, Timsah’… Transfer üstüne transfer yapmışlar. Yalan üstüne yalan yazmış gazeteler’…
*
Manken, ’‘sanatçı’’, sosyete takımı bikini mevsimini çoktan açmış. Terasta öpüşmeler, jet ski kazaları, çorap değiştirir gibi sevgili değiştirmeler’…
*
Temmuz sıcağında acı haber, dahası asıl haber Doğubeyazıt’’tan gelmiş. Dört komutan yol kenarına döşenen mayının patlaması sonucu yaralanmış. Önceki gün Hakkari’’den 7 şehit, son iki ayda 200’’e yakın gencecik vatan evladı toprağa düşerken bir o kadarı da gazi’…
*
Dün Ege Tv’’de ’‘Gündem Özel’’ programındaydık. Yarın seçim olsa başlığıyla referandumu, genel seçimi ve İzmir’’i yatırdık masaya’…
Gündem’’i özel yapan, bu hafta iki kez bu sütunlara da konu ettiğimiz İntegral Araştırma’’nın İzmir’’de gerçekleştirdiği anket ve çarpıcı sonuçlarıydı. Ve bizimle birlikte program konuklarından biri de İntegral’’in yöneticisi Feride Adıgüzel’’di. Konu başlığımız ’“Yarın seçim olsa ’…?’” olunca asıl konuya giremedik tabii.
Asıl konu ne miydi?
Anlatayım.
İntegral Araştırma’’nın hem Ocak hem de Temmuz 2010 araştırmalarını dikkatle takip ettim.
İzmirli bir şirket tarafından İzmir’’de yapılan, İzmir’’i masaya yatıran bir anket olduğu için.
Kente ilişkin veritabanı oluşturduğu, İzmir’’in son 10 yılındaki siyasi duruşunun nedenlerini ortaya koyduğu, Ankara tarafından ’‘ötekileştirilen’’ güzel İzmir’’in nereden nereye gittiğini rakamlarla belgelediği için’…
 
Ocak 2010 anketinde şöyle birkaç soru yöneltilmişti 1695 İzmirliye’…
Kendinizi en yakın gördüğünüz siyasi eğilim hangisi?
Kendini milliyetçi olarak tanımlayanların oranı o ankette yüzde 21’’di. Aynı soruda kendisini ’‘Kürt Milliyetçisi’’ olarak tanımlayanlar yüzde 2’’de, Ülkücü olarak tanımlayanlar ise yüzde 3’’te kalmıştı.
’’Kendinizi Hangi etnik/sosyal gruba ait hissediyorsunuz? Sorusunda ise yüzde 67’’si Türk, yüzde 16’’sı ’‘Kürt’’ yanıtını vermişti.
Türkiyeli diyenlerin oranı sadece yüzde 2’’de kalmıştı. Alevi, Arnavut, Boşnak, Çerkez, Laz gibi yanıtlar da sokaktan alınan yanıtlar arasında ama küçük değerlerdeydi.
Kapatılan DTP’’nin o günkü lideri Ahmet Türk’’ün taşlandığı sürecin hemen sonrasında gerçekleştirilen bu yoklama İzmir’’deki milliyetçi eğilimlerin yükseldiğini rakamlarla ortaya koyuyordu. Yükselen MHP’’nin oyu değil, Milliyetçilik’’ti’… O ankette MHP 2007’’de aldığı oyun az üstünde görülürken, DTP yüzde 5 gibi İzmir için rekor seviyeye çıkıyordu.
Sadece İzmir’’de mi?
Kesinlikle hayır’… Bence tüm Türkiye’’de’… Bir süre önce aile ziyareti için bulunduğum Karadeniz’’de de aynı eğilimin yükseldiğini, halkın birbirine tahammül sınırının gün geçtikçe azaldığını gözlemledim.
Yani’… Yanisi şu’… Binlerce yıl aynı toprakları paylaşmış, aynı kıbleye dönmüş, aynı secdeye yüz vurmuş, aynı halayda eğlenmiş, kız alıp vermiş, etle tırnak olmuş iki halk gittikçe düşman oluyordu.
Türk ile Kürt.
Sorumlusu kim mi? Tabi ki sorumsuz yöneticiler. Daha altını dolduramadıkları ’‘Açılım zırvalığı’’ ile iki halkı kutuplaştıranlar tabi ki.
Ve gelelim en asıl konuya’…
Ege Tv’’deki program öncesi sohbetimizde İntegral’’in yöneticisi Feride Adıgüzel’’i biraz sıkıştırma fırsatımız da oldu tabi ki.
Altı ayda İzmir nereden nereye geldi? Yani Ocak 2010 ile Temmuz 2010 arasında’…
Aziz Başkan’’ın halk nezdinde bir güven sorunu yaşadığını rakamlarla koydunuz ortaya da; Diğer konularda durum nasıl? Mesele açılım politikası İzmir’’de nasıl yankılanıyor? İzmirlinin milliyetçilik dozunda bir artış/düşüş var mı?
Ve beni dehşete düşüren o ayrıntı dökülüyor Adıgüzel’’in ağzından.
Sizce Kürt sorunu nasıl çözümlenmeli diye bir soru yöneltiyorlar 11 metropol ilçeden 910 kişiye?
Bu soru ve yanıtları medyada yer aldı aslında. Beni dehşete düşüren ayrıntı yayınlanan değil, yayınlanmayan bölümündeydi. Verilen yanıtları yukarıdan aşağıya doğru incelediğinizde İzmirlinin ’‘demokrat’’ kimliğini ortaya koyduğunu, bu kimliğini hala koruduğunu görüyoruz. Yüzde 34’’ü ’‘diyalog ve demokratik yollarla’’ diyor çünkü. Ama aşağılara doğru indiğinizde bir şık dikkatinizi çekiyor. ’“Sert askeri tedbirlerle’” diyor yüzde 14’’ü’…
**
’‘Sert askeri tedbirden’’ kastın ne olduğunu sordum Adıgüzel’’e’… Anketi yüz yüze görüşme tekniği ile gerçekleştirdiklerini ve bu soruda yanıtı halkın verdiğini belirterek kentin, ülkenin geldiği noktaya ilişkin şu çarpıcı açıklamayı yapıyor:
’“Aslında sokaktan aldığımız yanıt ’“Kürtler yok edilerek’” şeklindeydi. Biz, bu ifadeyi İzmir’’e yakıştıramadığımızdan, ağır bulduğumuzdan ’‘Sert askeri tedbirlerle’’ şeklinde değiştirdik. Ankette yaptığımız, yapmak zorunda kaldığımız tek değişiklik buydu.
Bakar mısınız sevgili okurlar:
Demokrasi ve hoşgörünün başkenti, Türkiye’’nin Batı’’ya açılan penceresi, güzel İzmir’’in geldiği/getirildiği noktaya’…
Yüzde 14’’ü ’‘Kürt sorununu Kürtleri yok ederek çözelim’’ diyor. Yani, ’‘En iyi Kürt ölü Kürt’’tür’” anlayışını yüksek sesle dile getirmekten çekinmiyor’…
Ve Adıgüzel devam ediyor: ’“Sadece İzmir’’in değil, Türkiye’’nin geldiği nokta ne yazık ki bu. Özellikle açılım politikasıyla yaşanan kutuplaşma, artan terör olaylarıyla birlikte yan yana yaşayan iki halkı ateşle baruta dönüştürdü’”
 
Ve kendisini daha da şaşırtan bir ayrıntıyı daha paylaşıyor bizimle’… ’‘Kürt sorununu ancak Kürtleri yok ederek çözeriz’’ diyenlerin yüzde 14’’ü, yarın seçim olsa oyunu CHP’’ye vereceğini söylüyor. Bu yanıtı verenlerin sadece yüzde 20’’si MHP’’liymiş’…
Sonuç olarak, Türkiye’’nin de İzmir’’in de referandumdan, genel seçimden, hatta işsizlik, yoksulluktan da öte, öncelikli meselesi budur.
Hükümetin yanlış açılım politikası iki halk arasına kara kedi gibi girmiş, binlerce yıllık kardeşlik bozulmuş, tahammül neredeyse sıfır noktasının altına inmiştir.  
Yani, ateşle baruta dönüşmüş Çanakkale’’de omuz omuza destan yazanlar’…
Şehitlikte yan yana yatanlar’…
Görünen o ki, küçük bir kıvılcım yeter hale gelmiş güzel ülkemi yangın yerine çevirmeye’…
O nedenle; bu ülkenin başbakanı, bu kentin valisi, büyükşehir belediye başkanı, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları, il başkanları, sivil toplum örgütlerine düşen, memleketi yangın yerine çevirecek o kıvılcımı durdurmaktır.
En azından durdurmak için bir şeyler yapmaktır. Yani Kadifekale ile Alsancak’’ı barıştırmak, eskiden olduğu gibi etle tırnağa dönüştürmektir.
Ve bunun için sokaklara naylon inekler yerleştirmekten fazlası gerekir.
Bilmem anlatabiliyor muyum?