GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
2 Ekim 2013 Çarşamba

İzmir’in rantla imtihanı!

Hep söyleriz ya… Her iktidar kendi zenginini yaratır.
*
Bir süredir İzmir’in Gezi Parkı olmaya aday Bornova Ağaçlı Yol’daki Karayolları’na ait arazilerin satışı bu somut gerçeği bir kez daha hatırlattı.
Aslında son dönemde İzmir’in neresine baksanız bu gerçekle yüzleşiyorsunuz.
Mavişehir’de 42 dönümlük arsa…
İmar planında rekreasyon alanı yazıyor.
Gerisini başarılı muhabirimiz Fatih Yapar imzalı haberinden öğreniyoruz. 
“Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştiraki olan Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı tarafından satılan arazi iki farklı alanda yer alıyor. Biri Mavişehir Meydanı’na yakın olan arsanın büyüklüğü 20 bin metrekareyi bulurken diğeri ise Belediye’ye ait Denizkent Restoran’ın arkasında bulunuyor. Bu arazinin büyüklüğü ise 22 bin metrekareyi aşıyor”
İmar planında rekreasyon alanı olarak işaretlenen arazi Emlak Gayrimenkul tarafından satılıyor. Yani Başbakanlığa ait bir şirket tarafından…
Diyeceksiniz ki, ‘İmar planında ‘yeşil alan, rekreasyon (park) alanı’ ibaresi bulunan bir araziyi devlet satar mı?’
Satıyor efendim. Hem de bal gibi satıyor.
Peki, diyebilirsiniz ki…
Böyle bir araziyi kim alır?
Mavişehir’e rekreasyon alanı yapmak için böyle bir araziye kim para yatırır?
İşte orada karşımıza Cengiz İnşaat diye bir firma çıkıyor.
Her dönemin müteahhidi…
Asıl ANAP döneminin yıldızı…
Bildiğim kadarıyla Karadeniz kökenli bir işadamına ait...
Mesut Yılmaz’a yakınlığıyla bilindi şimdilerde Erdoğan’a yakınlığıyla biliniyor.
Son olarak TMSF’den Akşam’ı alan grubun içinde gördük bu şirketi.
Ticaret hayatları bizi ırgalamaz.
Lakin ‘rekreasyon alanı’ olarak alıp ticaret merkezine, moda tabirle AVM, Rezidans’a dönüştürdükleri imar planıyla trilyonlarca lira rant elde ettiklerini görmezden gelemeyiz.
Gelirsek mesleğimize ihanet etmiş oluruz.
Tarih bizi affetmez.
*
Aynı şekilde, aynı bölgede üzerinde spor alanı yazan bir tesisi alıp KSK üzerinden bir bölümünü imara açmaya çalışan Diyarbakırspor Eski Başkanı Ali İhsan Kaya’yı tartıştı bu kentin kamuoyu…
Bakan BinaliYıldırım’ın ‘karışık-kuruşuk’ bulduğu o projenin bile Cengiz İnşaat’ın filminin yanında gideri vardı. Çünkü sporun içinden gelen Kaya, pekala stadyum yerine ‘100 dönüm araziyi tenis kortu yahut golf sahası yapmak üzere aldım’ diyebilirdi.

Burada öncelikli eleştirim işadamlarına değil.
Üzerinde yeşil alan, spor alanı yazan araziyi satan mantığa itirazım.
Gezi Parkı isyanı bu yüzden çıkmadı mı?
Her bulunan yeşil alana AVM dikme, otel yapma telaşından…
İzmir’i ele alırsak…
Zaten haddinden fazla imar verilmiş, bizzat devlet (emlak yatırım) tarafından inşa edilmiş Mavişehir’e daha fazlası günah değil mi?
Üst üste, alt alta yerleştirdiğiniz binlerce insana deniz kenarında soluk alacakları 40 dönümlük yeşili çok mu görüyorsunuz?
İnanın bana… Aynısını bir CHP’li başkan yapsa ipe çekerler.
Okullara mandalina dağıtan Kocaoğlu’na 400 yıl hapis isteyen anlayış ne yazık ki kentin göbeğinde organize bir şekilde iş yürütenleri görmezden geliyor.
Mavişehir’deki yeşil alanları satalım.
İmar planlarını Ankara’da değiştirelim. (Ne de olsa yetkimiz var)
İnciraltı’ndaki kent ormanına EXPO pavyonu dikelim. 400 dönümlük alanı AVM’ye açalım.
Bornova’nın son yeşili Ağaçlı Yol’u da satalım.
Ege Üniversitesi kampüsündeki yeşil alanları da AVM’lere verelim.
Oldu olacak körfezi de doldurup doldurup satalım.
Olsun bitsin…
Bu kente bu kadarı fazla…
Resmen aramıza katılan sevgili meslektaşım Hanzade Ünuz’un röportajında ne güzel anlatmış Prof. İlhan Tekeli İzmir’in karşı karşıya kaldığı durumu. “İzmir'in yaşam kalitesinin en önemli özelliği bu kentte stressiz bir yaşam olması... Bu stressiz yaşamı, İzmir'i kalkındırıyoruz diye İstanbullulaştırırsan İzmir'i bitirmiş olursun”
Geri kaldık, köy kaldık, gelişmiyoruz, yerimizde sayıyoruz kışkırtmalarıyla kentin her yeşilini, kamunun arazilerini parsel parsel satarsak bir gün bunun faturasını hep birlikte çok ağır öderiz.
Dönelim başa…
Bornova Ağaçlı Yol’a…
Tüm itirazlara rağmen satılmasına değil ama ihaleyi Murat Akdemir’in aldığını duyunca doğrusu şaşırdım. 120 milyon lira… Eski parayla 120 trilyon lira…
Murat Akdemir’i AK Parti’de ‘il sekreteri’ olduğu dönemden tanırım.
Geçen dönem (2004-2009) Konak ve Büyükşehir meclis üyesiydi. Beş yıl ‘imar komisyonunda’ görev yaptı. Komisyonda birlikte çalıştığı müteahhit Selim Gökdemir’le birlikte inşaat projelerine imza attı.
Dahası onun gökdelen inşaatlarının yüklenici firmasının sahibiydi.  
Siyasi yolculuğunu da Gökdemir’le birlikte Bayraklı sınırlarına taşıdı.
Halen Büyükşehir-Bayraklı Meclis Üyesidir kendisi.
Siyasette yatay seyretse de ticarette Allah’ın ‘yürü ya kulum’ dediği isimlerden biri oldu Akdemir.
Aslında bu onun ve ortaklarının ilk kamu ihalesi zaferi değildi.
2010 yılında satılan ve bugün Folkart’ın ikiz gökdeleninin yükseldiği Bayraklı’daki TEKEL arazisini de önce onlar almıştı. AK Parti’de birlikte görev yaptığı, uzun yıllar il başkan yardımcılığı yapıp son dönem il genel meclis üyesi olan ihracatçı Niyazi Memur’la birlikte.
O zaman da şaşırmıştım.
Ama kısa süre sonra aldıkları araziyi Folkart’a satınca şaşkınlığım meraka dönüşmüştü.
Tekel arazisini 36 milyon liraya özelleştirmeden alıp bir süre sonra Folkart’a satan Akdemir ve ortaklarını bu kez İzmir’de tüm gözlerin çevrildiği bir ihalenin şampiyonu olarak gördük.
Açıkçası ‘yatırımcı yabancı ortaklardan’ söz edilse de bir süre sonra Ağaçlıyol’daki arazinin başka bir firmaya devretme ihtimalini göz ardı etmiyorum.
En azından 2010’daki tecrübemden yola çıkıyorum.  
İktidar partisinin İzmir’de yarattığı zenginler listesinde hızla yükselen ve bulduğu fırsatları değerlendirerek son 10 yılın girişimcisi ödülünü çoktan hak eden Murat Akdemir’i ve ortaklarını kutluyorum. İzmir’in anlı şanlı sermaye gruplarının girmeye bile cesaret edemediği ihalelerdeki performansları için…
 
AK Parti’nin 11 yıllık iktidarında başarılı olduğu alanları say deseler…
Ulaşım başlığında otoyolları, duble yolları, demir, deniz hava taşımacılığını sayarım herhalde...

Rahatlıkla cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığını söyleyebilirim.
Ama sanıyorum bu hükümetin rekor kırdığı bir konu başlığı da özelleştirmeler.
Cumhuriyet tarihinin tüm birikimleri tek tek, parsel parsel satıldı, satılıyor.
Bankalar, fabrikalar, araziler, arsalar…
Ne tekeli kaldı, ne karayolu arazisi…
Baksanıza yeşil alanlar bile parselleniyor artık. Sıranın SİT alanlarına, deniz kenarlarına geldiğini duyuyor ve çok ama çok üzülüyorum.
Dünün, önceki günün beş parasız mücahitlerinin nasıl birer müteahhide dönüştüğünü, Ağaçlı Yol benzeri ihalelerin AKP ile AVM arasında çizgiyi incelttikçe incelttiğini görüyorum ve de görmezden gelemiyorum.  
Ağaçlı Yol gitti…
Mavişehir gitti…
İnciraltı’na dönük kulis çalışmaları sürüyor.
Kent merkezindeki hastane arazilerine AVM projeleri çiziliyor.
Özel İdare’nin 3 milyarı aşan mülkü AVM lobisinin ağzını sulandırıyor.
Personelini, yetkisini, sorumluluğunu devrettiği özel idarenin mallarını CHP’li belediyelerden kaçırmak için ince planlar yapılıyor.
Kent merkezindeki okulların (tarihiydi, değildi bakmadan) satılması için çabalayanlar vazgeçmiş değiller. Isıtıp ısıtıp gündeme getiriyorlar.
Alsancak, Gürsel Aksel, Karşıyaka stadyumlarına dönük rantsal dönüşüm planları şimdilik rafa kalkmış görünse de saman altından yürüyor.
Sizin anlayacağınız İzmir’in üzerindeki rantsal baskı gün geçtikçe artıyor.
10 yılda tek bir metrekare belediye arazisi satmayan Aziz Kocaoğlu’na dönük saldırıların altında biraz da bu var.
Kimse kusura bakmasın!