Asırlık İzmir Ticaret Odası’nın…
Genç başkanı Mahmut Özgener’le ilgili…
Pişirilip pişirilip ortaya sürülen…
“Kesin AK Parti’nin İzmir Büyükşehir Başkan Adayı…” yakıştırması…
Şehir efsanesinden öteye geçmeye başladı…
Özgener, her defasında…
“Yok böyle bi’şi…” dese de…
Yakıştırılıyor kardeşim işte…
AK Partilisi de yakıştırıyor, bir kısım CHP’lisi de…
“Arzular şelale olduysa…”
Biz n’apalım yani?
***
İki hafta önce yazmıştım…
İzmir’in Efsane Başkanı “Asfalt Osman”ın torunu…
“Mahmut Özgener’i rahat bırakalım!” diye…
Neden?
Çünkü Özgener Ticaret Odası Başkanı olarak…
Kalmak istiyor…
Baskı var mıdır Beştepe’den?
Olabilir!
Öylesi makamlardan “böylesi” ricalar…
Kolay kolay reddedilemez!
Aradan biraz zaman geçti, tam “Ortalık sakinleşti” derken…
Aaaa, o da ne?
İZTO’nun dinamik başkanı Özgener…
Minicik de olsa…
“Ben gidiyorum, buraya kadar!” diyen…
CHP’li Büyükşehir Başkanı Kocaoğlu’na…
Hafiften bir “dokunduruverdi!”
Nasıl yaptı bunu?
Şöyle yaptı…
Hem de “kendi çatısı” İZTO’da…
***
İzmir Ticaret Odası’nın Ekim ayı olağan meclis toplantısı sürüyordu…
Kemeraltı’nın tanınmış esnaflarından…
İZTO üyesi Adil Özyiğit söz aldı ve ded ki:
“Başkanım, n’olacak bu Kemeraltı’nın hali? Araç girmiyor, mal indiremiyoruz… İşler zaten kesat, esnaf siftahsız dükkan kapatıyor!”
MHP’li Adil Özyiğit…
Büyükşehir’in geçen Temmuz’da Kemeraltı’nda hayata geçirdiği…
“Yayalaştırma Projesi”nden yakınıyordu…
İzmir’in Tarihi Çarşısı…
Gün içinde 10.30 ile 17.30 arasında…
Sadece alışverişe çıkan yayaların dolaşımına açık tutulmuştu…
Ancak esnaf kazan kaldırmış…
“Malımızı nereye indireceğiz?” demeye başlamıştı…
***
Peki, bu üyesinden gelen şikayete…
Mahmut Özgener nasıl karşılık verdi?
Meali şöyle:
“Kemeraltı sorunu bizim de bıkmadan usanmadan ilgilendiğimiz bir sorun… Tüm sektörlerimizde yaşanan bütün sorunlar için Aziz Kocaoğlu’na gittiğimizde bizi çok sıcak karşıladı… Ama sağ olsun bir takım konularda anlaşamadık… Onlardan biri de Kemeraltı sorunuydu… Kemeraltı’na sahip çıkmak hepimizin vazifelerinden biri… Ben sizin sorunlarınızı biliyorum ve anlıyorum… Umarım bir gün Aziz Kocaoğlu’nu bir takım konularda ikna ederiz…”
Özgener, kelimeleri seçerken de…
Başkan Kocaoğlu’na gıyabında “gönderme” yaparken de…
Çok zarifti…
Çünkü…
İşte burası çok önemli…
Sıkıntıyı bir ay önce esnaf O’na tarihi Çarşı’yı gezdirirken…
Birebir görmüş ve şikayetleri yerinde dinlemişti…
***
İZTO çatısı altındaki bu çıkış…
Siyaseten…
Bazı çevrelerde(!)
Özgener’in “başkanlık yarışı için ısınma turu” olarak algılandı!
Doğru bakış mı?
Tartışılır…
Neden tartışılır?
Çünkü, aynı Özgener “Sonsöz TV”deki canlı yayında…
Açık açık ne demişti?
“Yakıştırmalar için teşekkür ederim… Gıyabımdaki dedikodu… Ben hiçbir görevimi görev sürem dolmadan bırakmadım…”
Dahası var…
Kısa bir süre önce…
Üç-beş kişilik dost meclisinde…
Bu konuyu açanlara nasıl karşılık vermişti?
“Beni buraya (İZTO) seçenler belli bir süre için seçtiler… Ben de bazı vaatlerde bulundum… O vaatleri yerine getirmekle yükümlüyüm… Ayrıca ben gidersem burası karışır… Burası karışırsa vakıf karışır… Vakıf karışırsa üniversite karışır…”
***
Şimdi bunları söyleyen “özel” bir kimlik…
Neden Aziz Kocaoğlu’nun kararlarından yakınsın?
Hem de İZTO çatısı altında…
Gerçekten “başkanlık yarışı” için…
“Isınma Turu” olabilir mi?
Şahsen konduramıyorum…
Ben bi’kez daha yüreğimden geleni seslendireyim…
“Mahmut Özgener’i biraz rahat bıraksak iyi olmaz mı?”
***
“Isınma Turu” diye ısrar edenlere de tatlı bir göndermem var…
Son 15 yıl içinde…
Aziz Bey ile İZTO’nun çeyrek asırlık başkanı Demirtaş…
Hiç mi karşı karşıya gelmediler?
Ekonomi Üniversitesi’nin…
Güzelbahçe’deki arazisi için…
“Üniversite örtüsünü kaldırırsam altından neler çıkar?” diyen…
Kocaoğlu değil mi?
O’na aynı sertlikte cevap veren…
Hatta davalık olan…
Dönemin İZTO Başkanı Demirtaş değil mi?
Böyle atışmalar olmasın mı?
Hayatın rengi bunlar!
Mahmut Özgener…
Büyükşehir’in bir projesinde…
Kemeraltı esnafının yanında durunca…
AK Parti adına…
Seçime “çeyrek kala” bir siyasetçi edasıyla…
Muhalefet mi yapmış oluyor?
Takdir, büyüklerimindir!
Nokta…
Sonsöz: “Bize gözün değil, gönlün gördüğü yürek gerek… / Hz. Mevlana…”