GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
24 Aralık 2020 Perşembe

Herkes kendi yasasını uygularsa halimiz n’olur?

Şu olur!

Karısından boşanmak üzere olan adam…

Sözde…

Eşiyle ilişkisi olduğunu öğrendiği adamın evini güpegündüz basar…

İki arabası gözü dönmüş adama yardım eder(!)…

Karısının sözde aşığını…

Eşek sudan gelinceye kadar döven gözü dönmüş koca…

Yine akrabalarının yardımıyla…

Bu kış kıyamette sözde sevgiliyi anadan doğma soyar…

Izbandut gibi iki akraba sözde aşığı kollarından sıkı sıkı tutup…

Caddelerde, sokaklarda tur attırmaya başlar…

Dakikalarca filan değil; en az yarım saat!

O sırada öfkeli koca da…

Çıplak adama tekme-tokat girişmeye devam eder…

Mahalleli polisi arayacağı yerde…

Olayı tüm “çıplaklığı” ile cep telefonlara kaydetme yarışındadır…

Nasıl olduysa…

Eski Türk filmlerindeki gibi polisler yetişir…

Ayıp olmasın diye…

Çıplak adamın üstüne çöp poşeti geçirip…

O’nu ve dövenleri karakola götürürler…

Yarım saat sürmez; hepsi serbest kalır…

Neden?

Çünkü, birbirlerinden şikayetçi olmazlar…

***

Yarım saat süren “kırmızı noktalı” seyir n’olacak?

Hiç bi’şi olmayacak…

Çünkü, vatandaşa göre o bir “ceza” idi…

***

Hukuk arenasında “en tehlikeli süreç” yaşanıyor…

Aramızdan kimileri…

Kendilerini “yargı”nın yerine koyup…

Ceza kesmeye başladılar…

Bu bir “Vahşi Batı” klasiğidir…

Sözün bittiği an olarak anılır…

Ve…

Toplum vicdanında ne yazık ki, rağbet görmeye başlamıştır!

Aslında…

Halk arasındaki adı çok masum:

“İhkak-ı hak”

Yani, tertemiz Türkçe’yle…

“Haklıya hakkını vermek veya Hakkı, usülü dairesinde yerine getirmek…”

Ancak…

Bir de “kendiliğinden ihkak-ı hak” var…

O’nun anlamı ise evlere şenlik:

“Kanun nizam tanımadan hakkını zor kullanarak alma eylemi…”

Yine, tertemiz Türkçe’yle:

“Her hangi birinin hakkı olduğunu düşündüğünü hukuk dışı yollarla bizzat elde etmesi…”

(Ceza Hukuku’nda bunun adı, yasa dışı eylemlerle ilgili olarak insanların kendi haklarını kendi elleriyle elde etmeye kalkışmasıdır…)

Ve…

Bu dünyanın her yerinde suç’tur!

***

Bu yöntemle yaşamanın “kanlı örnekleri” giderek çoğalırsa…

O memlekette…

Tüm hukuk kitaplarını…

Yasaları…

Emsal örnekleri…

Ama…

Hepsinden önemlisi…

Kamu vicdanını bir çuvala koyup, denize atmak işten bile değil…

 

***

Türkiye’de…

Sadece son 15 yıldır…

Günde ortalama iki kadın…

Tanıdığı bir erkeğin elinde son nefesini veriyor…

Ya tabancayla kurşunlanarak…

Ya bıçaklanarak…

Ya balkondan aşağıya atılarak…

Ya boğazı sıkılarak…

Çoğu kez de çocuklarının gözü önünde…

Katillerin savunmada ağlayarak sıraladıkları gerekçeler…

İnanılacak gibi değil…

Görüntüleri çok şık…

Karısını boğarken kullandığı elleri…

Nasıl da güzel bağlamış kravatı…

Sanki aslında katil değil bir iyilik meleği!

Pişmanlık ve duruşmadaki iyi hali…

Sonuç veriyor…

O cani bi’süre sonra ardamızda…

Kurbanın ailesi bu duruma ne kadar dayanabilir?

***

Şu uğursuz 2020’nin defolup gitmesine birkaç gün kaldı…

Sadece bu yıl 270 kadın öldürüldü…

(Aslında tanıdıkları erkekler tarafından ceza kesildi…)

150 kadının ölümü ise “şüphe” içeriyor…

O eli kanlı erkeklerin tamamı…

Eşleri, sevgilileri yüzde 100 suçlu da olsa…

Cezayı bizzat(!) kesmeyi tercih etti…

Neden?

Palavradan da olsa…

Cezaevinde şehvetle “namusumu temizledim” diye dolaşmak için…

İşte, bu nedenle…

Yasa dışı, insanlık dışı o işin adı…

“Kendiliğinden ihkak-ı hak”tır…

Hiçbir Anayasa düzeni ve Caza Yasası Sistemi…

Kendi otoritesini hiçe sayan böyle bir davranışı kabul edemez…

Bilakis…

Suç kabul eder…

İyi de…

O suçun cezası gönülleri bir nebze ferahlatabilir mi?

***

Herkes kendine has yöntemlerle…

(Özellikle de Mafyatik usüllerle…)

Ceza kesmeye, hak iddia etmeye kalkarsa…

O ülkede kamu düzeni sarsılır…

Ortalığı kargaşa götürür…

Adalet’e güven azalır…

Böyle mi olsun istiyoruz?

Arkadaş kendisine yüz vermeyen sevgilisini boğacak…

Canavarca hislerle…

Bıçakla parçalara ayıracak…

Bi’sandığa koyup gömecek; üstüne de beton dökecek!

***

Bitiriyoruz…

Geçenlerde bir genç otomobille dükkana girdi…

Allah’tan olay…

Maddi hasarla sonuçlandı…

Çarşı esnafı ne yaptı?

O genci döve döve hastanelik etti…

Polis biraz daha geç kalsa…

O gencin cesedini alıp morga götürmek zorunda kalacaktı…

 

Son yıllarda barut gibi bir toplum olduk!

 

Devlet Baba bunları görüyor mu?

Tabii ki, görüyor…

Ancak…

Gidişat hiç de sevimli değil…

Eğer vatandaş…

Suçlu olduğuna inandığı kişinin cezasını kendisi vermeye kalkarsa…

Hayatın çivisi çıkar!

Nokta…

Sonsöz: “Dünyanın her hangi bir ülkesinde Devlet Baba vatandaşına, (Kendi adaletini kendin sağla!) dedi mi, iş bitmiştir… / Anonim…”