GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Temmuz 2021 Cumartesi

Hayatı film!

Kader ağlarını örerken…

Hangimiz gönlümüzden geçen şahane bir “tercih” yapabiliyor?

Nitekim…

O da…

Manisa’nın Akhisar İlçesi’ne bağlı Kapaklı Köyü’nde dünyaya gözlerini açtığında…

Takvimler, 10 Ağustos 1960’ı gösteriyordu…

Kapaklı Köyü…

Aslında…

Nereden baksan 250 yıllık Rumlar’dan kalma bir köy… 

Bu hikayenin kahramanı…

Bahriye Tokmak…

İşte, bugün taş çatlasın 800 kişinin yaşadığı o köyde dünyaya geldi…

Annesi, babası Roman vatandaşlarımızdı…

Hayatlarını…

Pamuk ve tütün tarlalarında çalışarak kazanıyorlardı…

Çadırda yaşıyorlardı…

Geçim sıkıntısı bellerini büküyordu…

Buna rağmen…

Bahriye’den sonra yedi çocuk daha yaptılar…

Garip Bahriye, hiç okul yüzü görmedi…

Bildiği en iyi şey, tütün kırarken şarkılar söylemekti…

Ne öğretmen görmüştü ne de alfabe!

Bi’şarkıyı-türküyü bi’kez dinlemesi yeterdi…

Anında ezberliyordu…

***

Ailesinin haberi yok; henüz 15’inde iken…

Araya girenler oldu; bi’gece Akhisar’daki kofti bi’gazinoda…

Beş altı şarkı söyledi…

Sonra…

Yine birileri araya girdi; İzmir’deki bir pavyona “transfer” oldu!

Gelgelelim…

O günlerin pavyon sahipleri, filmlerdeki gibi “taş kalpli” idi…

Fiziğine baktılar, az biraz tombişti Bahriye…

Sesini bile dinlemeden kapıyı gösterdiler!

Çok inatçıydı Bahriye…

Yılmadı; şarkıcı olmayı kafasına koymuştu…

“Göreceksiniz…” diyor ve ekliyordu:

“Bir gün bu gazinocular ayağıma kapanacak…”

***

Ayağına kapanan olmadı ama…

O’ndaki cevheri keşfedenler oldu…

16 yaşını bile doldurmamıştı…

“Çağlayan Saz”ın sahibi ile anlaştı…

Gecede 150 almaya başlayınca dünyası değişti…

Ama…

Kendisi değişmedi…

***

Bahriye’nin şansı 80’li yılların başında dönüverdi…

İzmir Fuarı…

O tarihlerde Sanat Dünyası’nın kalbiydi…

Türk Sanat Müziği’nin…

Unutulmaz bestekarlarından merhum Muzaffer Özpınar…

Bahriye’yi dinledi ve notunu verdi:

“Tartışmasız büyük ses!”

Aradan bir ay geçmeden…

“Beyez Kelebekler”in unutulmaz abi’lerinden…

Turgut Akyüz

O tombiş kızı “Stardust” gazinosunda sahneye itti…

İşte o kız, o gün bu gündür sahnelerin…

İzmirli dünya tatlısı…

***

Bahriye…

Yeni sahne adı “Kibariye” ile artık İstanbul gecelerinde şakıyordu…

Ve…

Kaderin taşıdığı güzellikler devam ediyordu…

İzmir’deki Pırlanta Pavyon’un sahibi Cengiz Özşeker

Aynı zamanda usta bir besteciydi…

Mehmet Duyar’ın enfes güftesi ile...

Damar’dan bir parça yaptı…

Adını da “Kimbilir” koydu; beklemeden Kibariye’ye okuttu…

Türkiye’nin müzik dünyası, yedi şiddetinde depremle sarsıldı…

Bir ay geçmeden…

O arabesk parça dillerde marş oldu…

Kibariye…

Sanat hayatı boyunca o şarkıya şükretti…

***

1981’in yılbaşı gecesi…

O İzmirli kız TRT’de programa çıktı…

Artık, bu güzel ülkede O’nu tanımayan kalmamıştı…

“Kimbilir” diye film bile çekti; beyaz perdenin starları…

Bir filmcik için bile olsa acayip kıskandırdı…

***

O sırada bir yıllık evliydi…

İzmirli taksi şoförü Tunay Ürek’e aşık olmuştu…

Bir süre sonrda…

Her evlilikte olduğu gibi inişler çıkışlar yaşandı…

Bir an önce boşanmasını…

Annesi Makbule Hanım da istiyordu…

Hatta, şaka gibi ama…

Kibariye’nin annesi ekranlara çıkıp…

O günkü damadına parmağını sallayarak…

“Şofeer… Şofeer…” diye seslenip, kızgınlığını dile getirmişti.

Kibariye, zirveyi yakalamıştı…

Ama mutlu değildi…

17 yıl sabretti ve boşandı…

Üç yıl sonra…

İkinci evliliğini Ali Küçükbalçık’la yaptı…

Birgül diye bir kızı oldu…

***

Her yaştan vatandaşın…

Kibariye’ye ilgisi büyük oldu…

Hatta…

Sahne yıldızlarından sadece bir kaçına bu sevgi seli nasip olmuştu…

Çünkü…

Kibariye…

Halkın arasından gelmişti…

Hormonlu değildi…

Son derece doğaldı…

Okuma-yazmayı 30’undan sonra öğrendiğini bile…

Kahkahalar atarak anlatan…

Kaç sahne starı tanıyorsunuz?

***

2000’li yıllara kadar…

Türkiye’yi dört kez…

Avrupa’yı iki kez…

Turnelerle renklendirdi…

Neş’eli… Hoş… Kendisiyle barışık…

Dünya yıldızı kadar ilgi gören bir yapısı vardı…

Yok şuna küseyim…

Yok bundan intikam alayım…

Duygularını hayatından sildi attı…

Arzu ve ihtiras cümlelerini bile çoktan lügatından çıkarmıştı…

Özel TV’lerin vazgeçilmez assolistiydi…

O’nun için özel canlı programlar ürettiler…

Mesela…

“Eğlen Coş, İşte Kiboş”…" yıktı, geçti ortalığı…

Beş yıl önce…

85’inci İzmir Enternasyonal Fuarı'nda…

Tepecik Filarmoni Orkestrası ile birlikte verdiği konser…

Ayakta alkışlandı; hatırlayacaksınız…

***

Şimdi artık inzivada…

Sahnelere çok hızlı giriş yapmıştı; doğal olarak çabuk yoruldu…

Kızı Birgül’ü…

20 yaşında evlendirdi…

Hepsi çok mutlu…

***

Bir gazeteci olarak hiç unutamıyorum…

11 yıl önce filandı…

Hükümet, “açılım” modası estiriyordu…

Sıra “Roman Açılımı”na gelmişti…

İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu tıklım tıklımdı…

Renkli görüntülere sahne olan buluşmada…

Dönemin Başbakanı Erdoğan, Roman vatandaşlara ev sözü verdi…

Kibariye ise…

Gecenin yıldızıydı…

Başbakan’la karşı karşıya gelince…

Önce Emine Erdoğan'ın hatırını sordu, selam söyledi…

Sonra…

Elinde mikrofon, Erdoğan’a şöyle seslendi:

“Sen çok yakışıklı bir adamsın, çok güzel bir adamsın... Üstüne tanımam anacım…”

Salon alkıştan inliyordu; Kibariye çok cesurdu doğrusu…

***

Bitiriyoruz…

Erkeklerin “çapkınlık” hikayeleri…

Bazen en anlamlı mutluluk tablolarını bile kirletiyor…

İnsanda ne tat ne tuz bırakıyor…

Örneğin…

Kibariye cephesinden “sevimsiz” haber düştü magazin manşetlerine…

Gazeteciler…

Kibariye’nin eşi Ali Kçükbalçık’ı…

Bir kadınla el ele görüntülemişlerdi…

Doğal olarak…

Yılların “efsane” sesi Kibariye’ye sordular…

Ne dedi, biliyor musunuz?

“Genel konuşacağım, yanlış anlaşılmasın... Bütün erkekler eşlerini aldatıyor… Tabii ki, bu görüntüleri Ali'ye soracağım… Ali, evine çok bağlıdır... Ama bunu gözümle görürsem işler değişir... Bana orijinal delil lazım.. Gözümle görmediğim sürece inanmam... Bu yuvayı 24 sene boyunca ayakta tuttum… Bilmem neler için de yuvamı yıkamam…”

Farkında mısınız?

Bazen…

Büyük sanatçı olmak da yetmiyor…

Bu kirli dünyanın gecelerini pırıl pırıl aydınlatmaya!

Nokta…

Sonsöz: “Olduğum gibiyim… Bazen, (Bu kadın yalancı mı, sahte mi?) diyenler oluyor… Ben anamdan doğma, babamdan olma Makbule’nin kızıyım… Kimsenin ekmeği ile büyümedim… Sırf gırtlağımla büyüdüm… / Kibariye - Sanatçı…”