Benim siyaset dağarcığımdaki gurur tablolarından biri hiç kuşkusuz; Bulgaristan göçmeni soydaşlarımızın özlük haklarını almalarını ve emekli olmalarını sağlayan düzenlemeyi o dönem genç bir Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak çıkarmış olmamdır.
Allah nasip etti; ilk maaşları da kendi elimle vermiştim.
O gün bugün epey hayır duası alırım.
Balkan Türkleri için her platformda mücadele vermek de onur kaynağımdır.
Hal böyle olunca her sorun da başvurulan bir adresiz. “Eski bakanız” deyip köşeye çekilmek olmuyor.
Telefon, mail, mesaj, hatta “fakirhanemizi ziyaret”...
Yine öyle bir süreç.
Konu; yurtdışı çıkış harcı.
Herkesin dilinde.
Önce net söyleyeyim; 300-400 liraya kadar uygulanacak bir çıkış harcına karşı değilim.
Bir fırsattan yararlanan karşılığında makul bir bedel ödeyebilir!
Ama...
Bu iş “seyahat özgürlüğünü kısıtlayacak” bir noktaya gelirse elbette “hayır”!
Hem de en net sertlikle!
Bu konuda dile getirilen 1500 lira ve üstü rakamlar “çok yanlış”.
Umarım olmaz!
Gelelim işin bizim “Evlad-ı Fatihan”ı, Balkan Türkleri’ni ilgilendiren boyutuna.
Seçimlerde oy zamanı “haydi” denilen onlar!
“Aman müslüman nüfus azalmasın” diye o topraklarda kalmaya özendirilen onlar!
Siyasette yeni güç!
Lobicilikte önemli bir şans!
Tamam da..
Şimdi bu yurtdışı çıkış harcı “kabus”u gerçek olursa Evlad-ı Fatihan ne yapacak?
Eş - dost - akraba ziyaretleri..
Ölümlerde - cenazelerde yarenlik..
Düğünlerde - derneklerde sevgi buluşması..
Kardeş topraklarda saygı - paylaşım tohumları..
Nasıl olacak?
Bu harç konusu doğru değerlendirilmeli.
Belki makul bir arttırım.
Ama..
İlle olacaksa da Balkan Türkleri için “özel muafiyet” şart..
Yoksa..
Sevgi bağları da, dostluk- akrabalık ilişkileri de büyük darbe alır!
Kim kaybeder? Elbette Türkiye.
“Gerçek bakanlar” var, “gölge bakanlar” var; her şeye “oyun gibi bakanlar” var!
Var oğlu var!
Bu garip kulunuz “eski bir bakan, duyarlı bir siyasetçi, iyi bir vatandaş ve iyi bir insan” olarak uyarsın da!
Gerisini bilemem!