GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
29 Aralık 2011 Perşembe

Eskisiyle yenisiyle CHP...

CHP’de değişimin başlamasına yol açan koşulların nasıl geliştiğine, değişimin neden gerçekleştiğine dair hiç düşünmeden ve tartışmadan, “eski CHP mi iyiydi, yeni CHP mi daha iyi” polemiği yapmak, kimilerinin kolayına geldiğinden olsa gerek, fazla rağbet görüyor. Ucuz suçlama ve sataşmaların adı “siyaset yapmak” oldu.
 
Yeni CHP yönetimine eskiler tarafından yerel düzeyde yöneltilen eleştirinin en çekilmez tarafı; eleştirinin magazinsel bilgiye, dedikodulara, laf oturtma kurnazlığına çok fazla dayandırılması.
Elbet de CHP’de eleştirilecek şeyler oluyor. Yeni yönetimin hayal kırıklığı yaratan bazı politikalarını ben de eleştiriyorum. Ancak, eleştiriyi, “eskiler geri dönsün” düzeyine hiç indirgemedim.
Amigoluğu siyaset yapmakla karıştıranların anlamadığı şu; bunun geri dönüşü yok!
Yeni yönetim CHP’de değişimi sürdüremezse daha yenileri gelecek, olmadı daha başkaları gelecek...
 
Ulusalcı Kemalist kanadın CHP’de siyasete yön vermek arzusu saygıyla karşılanacak bir durumdur. Ama bunu siyasetle yapmak lazım. Kemalistlerin, sorunlar ve çözümlerine dair konuşarak dertlerini anlatmayı öğrenmeleri gerekir. Hoşlarına gitmeyen fikirlerin sahibine, satılmış, hain gibi suçlamalarla saldırmak dürüst siyasetin yöntemi değildir; gel gör ki, bilgisizlik insanı  böyle saldırganlaştırabiliyor.
İtaat ettiği kişinin iktidarını sağlamak için politika yapmak, sosyal demokratların siyaset tarzı olmamalı.
Baykal yandaşlığı, Kılıçdaroğlu yandaşlığı, Sav yandaşlığı sol siyasetin tarzı olmamalı. Kendi başına siyasal kimlik edinemeyenlerin sosyal demokrat politikaları anlaması ve hayata aktarması olanaksız.
 
CHP’de değişimin başlamasının nedeni, kimsenin onaylamadığı güven sarsıcı bir ilişkinin, yine kimsenin onaylamadığı bir yöntemle açığa çıkarılması sonucu gelişen olaylar değildi. Değişim, CHP’ye oy veren seçmenlerin uzun yıllar dile getirdikleri taleplerine bağlı olarak ortaya çıktı.
Çevremde, içine sinerek -ben de dahil- CHP’ye oy veren tek bir kişi yoktu. AKP politikalarını tehdit olarak algılayan toplum kesimlerinin verdikleri tepki oylarıydı, CHP’ye verilen oylar.
Atatürk’ün gölgesinde pozisyon alarak, halkı ezen o ceberut devletin savunuculuğunu yapan, siyaset üretmek yerine slogan üreten CHP yönetimi umutsuz bir vaka idi.
Toplumun eli mahkum %20’lik kesimine dayanarak sürgit muhalefette kalmaya razı bir CHP güven vermiyordu. AKP’nin İslamcı siyasetinden ürküp CHP’ye sığınanların korkularını oya çevirmek, siyaset yapmanın yöntemiydi.
 
Halkı korkularından teslim alarak zahmetsiz siyaset yapmayı içine sindirenlerle Türkiye’nin gideceği yol kalmadı.
Mevcut yapıyı korumanın ve savunmanın, ülkenin içinden geçmekte olduğu ayrışma sürecini hızlandırmaktan başka sonuç vermeyeceğini anlamak gerekir.
 
Yeni bir dünya kuruluyor. Türkiye yeni dünya düzeninde yerini almak için yeni politikalara ihtiyaç duyuyor.
Ülkenin yeryüzünde durduğu yeri ve sistem içinde tuttuğu yeri yeniden tanımlamak zarureti var. Bu nedenle yeni bir dil kurmak gerekiyor.
Ve bütün bunları yapmak için Atatürk’ü ve Cumhuriyet devrimini inkar etmek gerekmiyor. Aksine Cumhuriyet devriminin ve Aydınlanma düşüncesinin üstüne koyarak sorunları aşmak pekala mümkün.
Sorun şu ki, bildiklerimiz, yeryüzünde olan biteni açıklamaya ve yeni şeyler söylemeye yetmiyor. CHP’de değişim ihtiyacı tam da böyle bir ihtiyaçtan kaynaklanıyor.
Ne var ki, mevcut yönetimin bu ihtiyacın gereğini bütünüyle yerine getirdiğini söylemek aşırı iyimserlik olur.
 
Türkiye’de özgürlükler ve insan hakları, iktidarın tutarsız politikaları sonucu daha da sorunlu hale geldi. Sağlık politikalarını düzeltelim derken iyice bozdular. Basın özgürlüğü yok hükmünde. Kamusal alanda, yeni anayasa tartışmalarıyla birlikte işler iyice karışacak. Dış politikada netameli ilişkiler tedirgin ediyor. Çözüm bekleyen çok fazla sorun var.
Ülkenin, sosyal demokrat kimliği benimsemiş, değişim sürecini yönetmeye muktedir bir CHP’ye ihtiyacı var; “Eski, yeni, yeniden” tartışmaları bir an önce sonlandırılsa iyi olur.