Fransa’da dün meydana gelen saldırıdan sonra ilk hissettiğim şuydu: ‘Eyvah, bizim gibi gurbette yaşayan Ortadoğu ve Müslüman kökenlilerin kaçacak yeri kalmadı. Hristiyanlar ve Avrupalılar bir kez daha nefret oklarını bizim gibi gurbette yaşamakta olan Ortadoğu ve Müslüman kökenden gelenlere ve göçmenlere yöneltecekler’.
Hemen yanımda duran oğluma korkuyla sarıldım ve okulunda (yüz hatları ve rengi ile Amerikan asıllı olmadığı bariz bir şekilde anlaşıldığından) nereli olduğunu soran arkadaşlarına, bundan böyle, kesinlikle Ortadoğu kökenli olduğunu söylememesini öğütledim.
Tıpkı ailemin, ben ve kardeşlerimi, seneler evvel, okulda kimseye Alevi olduğumuzu söylememeleri için sıkı, sıkı tembihledikleri gibi…
Ben, o zaman, ailemin, Alevi olmamızdan dolayı, etraftan neden bu kadar çekindiklerini ve korktuklarını anlayamadıysam, oğlum da aynı anlaşılmaz ifadeyle yüzüme baktı!
Bu yazıyı yazdığım sıralarda, her ne kadar Paris’teki saldırıların failleri henüz kesinleşmese de olayda derin bir İŞİD parmağı olduğu şüphesi var…
Öyle görünüyor ki uygarlıkların başından beri var olduğu düşünülen din kurumu, uygarlıkların sonunu da getirecek.
Aslında, benim görüşüme göre, hiçbir Peygamber, ölümü ve öldürmeyi Allah’ın buyruğu sayacak kadar şizofren olamaz!
Bu nedenle, Peygamber Muhammed’in, cihad için ölmeyi ve öldürmeyi emrettiğine de inanmıyorum.
Eğer bu olayın failleri İŞİD mensubu iseler; o zaman söylenecek tek bir şey kalıyor:
Yeryüzünde, İslam dinine, bunlar gibi İslam ve cihad adına, masum insanları öldürenler kadar kimse kötülük yapamaz!
İnsanın aklına, tüm dünyayı Müslümanlardan nefret etsinler diye, İslam adına işlenen cinayetleri, acaba İslami örgütler değil de, başka örgütler mi işliyor diye, sorası geliyor…
O derece inanılmaz, o derece akıl dışı…
O denli anlaşılmaz olan bir konu ise; böylesine insanlık dışı bir eylemin, nasıl Tanrısal olduğu iddia edilebilir?
Açıkçası, dünyanın hiçbir yeri güvenli değil artık… Yarınlarımız da düne göre daha tehlikeli… Daha belirsiz…
Bu dünya, bu haliyle yaşanılacak bir yer olmaktan hakikaten çıktı… İnsanlık, ileride başka dünyalar bulsa bile, büyük bir zihniyet devrimi yaşanmadan, oraya gitmek de insanlığın geleceğini kurtarmaya yetmeyecek, besbelli!
Belki de en iyisi; elveda ey insanlık deyip, insanların olmadığı, başka dünyalar keşfetmek ve oralara kaçmak…