GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
9 Eylül 2023 Cumartesi

Eğer İzmir'e bir şey olsaydı...

Tam 101 yıl önce “bugün”

Sabah saatleri…

Belkahve’ye geldi…

Bi’incir ağacının altında gölgelik buldu…

Cigarasını yaktı…

Gözlerini…

Kadifekale’de nazlı nazlı dalgalananan bayrağımıza dikti…

Düşman devletlerin karma donanması…

Güneşin altın sırmalar saçtığı Körfez’deydi…

Kimbilir?

O sırada aklından neler geçiyordu…

Dudaklarına hakim olamadı…

Fısıldar gibi şöyle dedi:

“Bu şehre bir şey olacak diye çok korktum…”

***

Hava kararıncaya kadar burada kaldı…

Geceyi geçirmek için Nif'e (Kemalpaşa) geçti…

Merdivenli bir eve getirdiler…

Kapıdan içeri girdiğinde…

O’nu…

Başları beyaz tülbentlerle sarılı yeri-sekiz köy kadını karşıladı…

Gölgeler gibi çekingendiler…

O daracık girişte…

Yerlere doğru eğildiler…

Sarılıp dizlerinden öptüler…

Baş örtülerinin ucuyla çizmesindeki tozları sildiler…

Bazıları…

O tozları gözlerine sürdüler…

Ve…

O kadınların gözlerinden çizmelerine yaşlar damladı…

Gazi Paşa…

O kadınları ağır başla selamladı…

Onlar da Mustafa Kemal’in önünde el bağladılar…

Yaşlı gözlerle…

Büyük kurtarıcıya uzun uzun baktılar...

Bu el bağlayışlar…

Bu susuşlar…

Gazi’ye duydukları sonsuz minneti ve hayranlığı…

Binlerce kelimeden…

Çok ama çok daha iyi anlatıyordu…

***

Bugünün yıldız tarihi “09 Eylül 2023 Cumartesi”

Kadim şehir İzmir’in…

Düşman işgalinden kurtuluşunun 101’inci yıldönümü…

Şu ilahi tesadüfe bakar mısınız?

101 yıl önce…

Yunan’ı denize döktüğümüz gün de bir “Cumartesi”ydi…

***

İzmir, “8 bin 500” yaşında…

Havasıyla… Suyuyla… Hoşgörüsüyle… Demokrat kimliğiyle…

Ve sadece…

Bu topraklarda doğmuş – büyümüşlerin ifadesiyle…

Türkiye’ye “özel” bir şehirdir…

…Ve, bu kentin “bayramı” aslında…

“Türkiye'nin bayramı”dır...

Çünkü…

İşgal edildiği 15 Mayıs 1919 ile…

Kurtuluşunu ilan ettiği 9 Eylül 1922 arasında…

Yaklaşık 3.5 yıl düşman çizmesi altında inleyen İzmir…

Aslında…

Kurtuluşu ile…

Şu sırada 100 yaşını geride bırakmak üzere olan Cumhuriyet'in…

Kuruluşunu dünyaya ilan eden "Prenses" bir şehirdir...

***

Devrim Tarihimiz şöyle diyor:

* Yıl 1922…

Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’e koşarken…

Kanlı savaşlar veriyoruz…

Mutlu son için…

Düşman çizmesi altında inleyen en küçük ilçenin…

Hatta…

Köyün kurtarılması gerekiyor…

Çocuk yaştaki Mehmetçikler, hatta kadınlar bile cephede...

1922’nin tüm 359 gününde…

Tam 254 yerleşim merkezi…

(şehirler, kasabalar ve köyler)

Düşmandan temizlendi...

Mersin’den başlayan "Kurtuluş Destanı"

Çanakkale’ Gökçeada’ya kadar uzayıp giden…

Onurla ama…

Kanlı “kurtuluş zinciri"nin birer halkasıydı…

Bir asırdır kutluyoruz…

Ancak…

Hiç biri “İzmir'in Kurtuluşu” kadar iz bırakan…

Bir “destan”ı bağrında yaşatamıyor...

Çoğu kez…

Bir kaç "hatırlatıcı" içerik taşıyan…

Konuşma ve folklor gösterileri ile başlayıp sona eriyor...

Ama…

“İzmir’in Kurtuluşu öyle mi?”

Destansı özelliğini kahramanlığa…

Yunan’ın denize dökülüşünü…

Cumhuriyet’in kuruluşuna bağlayacaksınız…

“9 Eylül’den söz ederken…”

Bu nedenledir ki…

“9 Eylül” sadece İzmir'in değil…

“Türkiye'nin Bayramı”dır; bunu unutmayalım...

Dünyada eşi-benzeri yok...

“Sadece 23 gün 23 gecede…”

Afyon'dan Çanakkale Gökçeada'ya kadar…

İnanılmaz büyüklükte bir coğrafya düşmandan temizleniyor...

9 Eylül'de düşman denize döküldükten sonra…

Ulu Önder şu sözleri boşuna mı söylüyor:

“İzmir; halkın elemlerini (kederlerini), feryatlarını, kararlılık ve imanını ifade etmek için parola olmuştur... Çok değerli olan İzmir, elbette düşmanın eline bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı..."

***

İşte, bu nedenledir ki...

"İzmir Marşı”nı bu şehirde yedi yaşındaki çocuklar bile "ezbere" söyler...

Bu nedenledir ki...

Bu şehirde her "9 Eylül" bir "Cumhuriyet Bayramı" gibi kutlanır...

Bu nedenledir ki...

“O gün sadece İzmir değil, Türkiye kurtulmuştur...”

Bu nedenledir ki...

9 Eylül için, sadece İzmir'in kurtuluşu demek yeterli değildir; ülkenin kurtuluşu diyerek tarihin hakkını vermek gerekir...

Hamiş 1: Muzaffer Komutan Atatürk’ün, İzmir’e girerken tuttuğu not şöyle:  “15 Mayıs 1919, İzmir’in işgali… Ben aynı günde İstanbul’u terk ettim… O kara günde Karadeniz’deydim... Üç sene ve 4 ay sonra da bugün Akdeniz’deyim…”

Hamiş 2: “Keşke 9 Eylül Ulusal Bayram olsaydı…”

Nokta…

Sonsöz: “Ben bütün İzmir'i ve İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir tesadüf beni Karşıyaka'ya daha çok bağlamıştır. Karşıyakalılar, anam sizin bağrınızda, sizin topraklarınızda yatıyor…” / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…”