GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
15 Kasım 2010 Pazartesi

Düşündüren sorular!

İktidar Partisi AKP seçim ekonomisi torbasının ağzını sonuna kadar açarken CHP iç kargaşayı bitirmeye, yeniden dengeyi bulmaya çalışıyor.
AKP genel seçim öncesi devlete borcu olanların tamamını affetti.
Sadece bu kadar mı?
2011 yılında 55 bin kadrolu öğretmen ataması, on binlerce sözleşmeli asker, yine devletin farklı birimlerine on binlerce memur alımı için de düğmeye basıldığını açıkladı hükümet yetkilileri. Daha neler neler’…
Amaç ne peki? Tek başına iktidar mı? Bence daha fazlası’…
 
**
Saadet Partisi’’ndeki çözülme,  MHP’’de tabanındaki çatlak, CHP’’deki kaos’…
Tüm bunlarda iktidar partisinin katkısı var mı yok mu? Türkiye’’de siyaseti kim kontrol ediyor? ABD mi, AB mi, MOSSAD mı CİA mı? Yoksa bizim yerliler mi?
Pensilvanya mı, diğer tarikatlar mı?
Derin devlet desen, hepsi içeride. Yılarca Türkiye’’de siyaseti kimler dizayn ettiyse sanıyorum bugün de onlar devrede.
 
Söz konusu olan Türkiye gibi dünya enerji koridorunun göbeğinde, petrol-doğalgaz ve bilumum savaşların ortasındaki bir ülke ise, biraz daha derin düşünmekte yarar var.
Bunun adına ister komplo teorisi deyin, ister başka bir şey.
Başbakan Erdoğan’’ın hedefi bence belli’… Üçüncü tek başına iktidarını, referandumla birlikte garantileyen Erdoğan’’ın amacı 2012 seçimleri’…
Yanlış okumadınız.
2011 genel seçimlerinden söz etmiyorum. 2012’’deki Cumhurbaşkanlığı (başkanlık) seçimlerinden bahsediyorum.
Yüzde 5-6’’lara ulaşan Saadet Partisi’’ndeki kaosun altında da, MHP tabanındaki rahatsızlıkta da CHP’’deki kaosun göbeğinde de bu amaç gizli bence.
Bu hedefe giden yolda Erdoğan’’ın amacı yüzde 51’’lik oy oranına ulaşmak.
Bu orana ulaşınca ne mi olacak?
Ara sıra gündeme getirilen (ısıtılan) ’‘başkanlık’’ sistemi için düğmeye basılacak tabi ki. Meclisteki taze ve ağır temsille birlikte devletin tüm kurumlarında egemenliğini daha önce tesis eden Erdoğan, sistemi bir günde değiştirip, gönlündeki aslanı hayata geçirecek.
Son Padişah pankartlarının, ’‘One Minute’’ çıkışlarının altındaki gerçek niyet hasıl olacak yani.
Uzun lafın kısası Türkiye’’nin ilk başkanı olmak için harekete geçti bile Sayın Başbakan.
Atı aldı ama Üsküdar’’ı geçtiğini başta CHP olmak üzere kimse görmüyor, fark etmiyor.
Bunu yaparken, MHP tabanının desteğine ihtiyaç duyacak duymasına da’…
İktidara alternatif bir ana muhalefetin olmayışı, daha rahat hareket etmesini sağlayacak Erdoğan’’ın’…
CHP’’nin yüzde 30’’u aşan değil yerinde sayan bir parti olması, halk nezdinde inandırıcılığını tamamen kaybetmesi, Erdoğan’’ı yüzde 51’’e ulaştırmasa bile, ’‘başkan adayı’’ Tayyip’’in bu hedefe taşımaya yetecektir.
Peki, tüm bunlar tek başına Erdoğan’’ın hedefi/kurgusu olabilir mi?
Yoksa Erdoğan birilerinin bu hedefi için biçilmiş bir kaftan mı?
Bu sorular ’‘şimdilik’’ ortada’…
 
Ama Deniz Baykal’’ın Nesrin Baytok’’la görüntülerinin yer aldığı kasetin internete düştüğü tarih ile Mustafa Sarıgül’’ün meydanları inlettiği tarihe bakmakta yarar var.
Sahi, TDH’’yı kuran Sarıgül, parti kurma işini neden 4 kez ertelemiş ve CHP kurultayından sonraki bir tarihi belirlemişti son olarak?
Yoksa kaset skandalıyla devrilecek Baykal’’ın yerine Sarıgül’’ü mü getirmek istiyordu bazı odaklar?
Ya da bu plan Sav’’ın Kılıçdaroğlu hamlesiyle suya mı düşüyordu o sıralarda?
Değilse Sarıgül nerelerde 6-7 aydır? Neden bir anda yerin altına girdi bu kadar hırslı bir kişilik?
Kendisiyle yola çıkan yüz binlerce kişiyi neden birden bire ’‘dante gibi’’ nasıl ortada bıraktı?
 
Eğer amaç buyduysa CHP’’yi dizayn çabaları bitmiş değil. Bence partideki son gelişmelerde de bu odakların rolü var. Kılıçdaroğlu’’nun Sav’’ı harcamak için kullandığı ’‘tüzük’’ mesela’… Neden Yargıtay aylar sonra uyarıda bulundu CHP’’ye?
 
Neden şu anda yapılan operasyonun hukuksuzluğu konuşuluyor o zaman?
Sahi Genel Sekreter Sav’’ı Kılıçdaroğlu mu harcadı yoksa başka mihrakların dediğini mi yaptı Kılıçdaroğlu’…
Sahi, yeni MYK’’daki 4-5 ismin ABD ile mason localarıyla bağı var mı gerçekten de?
Amaç, genel seçimlerden sonra zayıflayacak CHP’’de ikinci kez genel değişikliğine gitmek suretiyle 6 Mayıs’’ta yapılamayanı yapmak mı?
Yani yüzde 51’’i hedeflediği, 2012’’de ’‘başkan olmak’’ istediği gün gibi ortada olan Erdoğan’’a hizmet etmek mi?
Yoksa Erdoğan’’ın yoluna taş koymak, alternatif, diri bir muhalefet yaratmak mı amaç?
Erdoğan’’ı ’‘başkan’’ görmek isteyenlerle görmek istemeyenlerin (aksine bitirmek isteyenlerin) mücadelesine mi sahne oluyor Türk siyaseti yoksa.
Yani büyük fillerin tepiştiği, çimlerin ezildiği klasik bir filmin bilmem kaçıncı tekrarı mı kondu beyaz perdeye?
 
Ben tüm bu sorulara yanıt arayacağım birkaç gün.
 
Eğer bu konuda kafa yormuş, yoruyor ya da yoracaksanız, bilmek isterim. Dahası paylaşırsanız sevinirim. Çünkü öyle sisli, öyle bulutlu ki hava’… Gerçekten önümüzü görmekte zorlanıyoruz.
 
Herkese mutlu bayramlar’…