GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Kasım 2010 Perşembe

Kılıçdaroğlu ’‘kurultay’’ istiyor

Parti içi operasyonu ’‘kansız’’ formüllerle tabana yaymaya çalışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün il başkanlarını toplayıp nabız yokladı.’¶ Ama il başkanlarından umduğu yanıtları alamadı Genel Başkan. Pek çok il başkanı ile özel, ikili görüşmeler de yapmasına rağmen, ’‘kurultaya gerek yok’’ kararı çıktı toplantıdan.
**
Ama en azından Kemal Bey’’in niyeti anlaşıldı. Kurultay istiyor, kurultay!
Kurultay da nasıl kurultay? Türlü türlü kurultay var’…
’‘Tüzük’’ mü, PM seçimli mi? Genel Başkan seçimli mi?  
Ya listeler?  Anahtar mı, blok mu, çarşaf mı? Kurultayın türü ve de listelerin şekli konusunda kafalar karışık. Baykal ve Sav cephesinden gelen, ’“Genel başkan sorunumuz yok’” açıklamasından sonra ’‘genel başkan seçimli’’ kurultay olması/yapılması beklenmiyor.
Ve listenin şekli’…
Sav operasyonunun ardından ’‘Çarşaf liste yapacağız’’ diye söz veren, aslında kendisini de bağlayan Kılıçdaroğlu’’na birileri çarşaf listenin ne olduğunu anlatmış olmalı ki, geri adım sinyalleri veriliyor şu sıralar.
Anlaşılan o ki, ’‘Çarşaf liste’’ yapmakla, ’‘çarşafa rozet’’ takmayı karıştıran yardımcıları tarafından yanlış yönlendiriliyor Kılıçdaroğlu. İnce ince hesaplar yapılıyor partinin kozmik odalarında.
Ama bir türlü 2+2 dört etmiyor. Hesaplar tutmuyor. Çarşaf liste yapılırken, çarşafa dolanmaktan korkuluyor.
Çarşaf liste aslında en demokratik liste şekli’… Yani olması gereken’… Zaten o yüzden zor. Çünkü demokrasi her zaman zor’… Çünkü demokrasi tahammül rejimidir. Çoğunluğun azınlığı yönettiği değil, herkesin yönetimde söz sahibi olduğu/olabildiği bir rejimdir.
Çarşaf liste sözü de tıpkı ’‘ön seçim’’ vaadi gibi örgüte umut vermiştir Kılıçdaroğlu’’nun’…
 
İnandırıcılık noktasında özellikle de son dönemde sorun yaşamaya, yaşatmaya başlayan Kılıçdaroğlu’’nun parti içi demokrasi konusunda verdiği sözlerin tutulması, örgütün beklenti hiyerarşisinde zirvede.
Hatta ve hatta’… Sav operasyonundaki tansiyonun kısa sürede düşme nedenin de verilen parti içi demokrasi sözleri olduğu konuşuluyor. Üye bazında önseçim gibi...
Son 10 yılında Baykal’’ın kılıcını taşıyıp, onu tartışmasız Genel Başkan’’a dönüştüren Eski Genel Sekreter Sav’’a yönelik en önemli eleştiri parti içi demokrasi konusunda getiriliyordu. Sav’’ın örgütlerdeki hakimiyeti, genel merkeze bağlı yapı tesis etmek için verdiği mücadele, bu mücadeleyi verirken ’‘demokrasinin’’ zaman zaman rafa kalkması, birilerinin ayağına, nasırına basılması, Sav’’a yönelik eleştirinin, varsa korkunun başlıca nedeniydi.
Hatırlarsanız, operasyonun ilk dakikalarında ’‘Korku imparatorluğunu yıktık’’ cümlesinden sonra Kılıçdaroğlu, ’‘Çarşaf listeyi getireceğiz, ön seçim yapacağız’’ gibi ’‘düşünülmüş, tasarlanmış’’ cümlelerle örgütü/kamuoyunu arkasına almaya çalıştı.
 
Zamansız operasyonla Yeni CHP’’yi ortaya koyan ama mevcut CHP’’yi zor durumda bırakan Kılıçdaroğlu, şekline karar vermemiş olsa da kurultay istiyor.
Hem de Aralık ayının ortalarında.
Genel Başkanlık seçimi konulur mu konulmaz mı, tüzük değişikliği yapılır mı yapılmaz mı bilinmez ancak Parti Meclisi seçimi istediği kesin.
 
**
 
PM seçimi Kılıçdaroğlu için de Baykal için de önemli. PM’’deki gücü elinde bulunduran Sav için PM seçiminin ne yeri, ne de sırası’…
Ama ’‘karar çıkarsa’’ ’‘pilavdan dönenin, kaşığı kırılsın’’ diyeceğinden de eminim.
 
Ya Deniz Baykal?
Sadece matematikte değil, siyasette de ’‘bir, sıfırdan büyüktür’’. Baykal’’ın PM’’deki temsil durumu şu anda sıfır değilse de sıfıra yakın. Yeni PM’’de daha orantılı bir temsil istediği açık Baykal’’ın da. Eski Genel Sekreter Sav, elindeki delege gücüyle oturabilir masaya’…
 
**
Peki, kamuoyu, medya desteğini arkasına almış, ’‘parti içi demokrasi ve değişim’’ sloganıyla belirli bir rüzgar yakalamış Kılıçdaroğlu, Baykal ve Sav ile masaya oturur mu?
Hem de bu kadar yaşanmışlığın, kırılmışlığın ardından’…
Yoksa hazır çekilmişken, kınından çıkmışken kılıçlar, operasyon tamam edilip, baş baş üstünde konmamak suretiyle ’‘lider oldum’’ naraları mı atılır?
Süreç gösterecek.
Kendi adıma Kılıçdaroğlu’’nun giderek kontrolden çıktığını, dilindeki ’‘demokrasi’’ vaadine karşın giderek yeni tüzüğün de etkisiyle anti demokratik bir genel başkana dönüştüğünü görüyorum. Belki de son günlerin gerginliği üzerinde.  ’‘İşte şimdi lider oldu’’ manşetlerinin ardından ’‘değişen’’ Kılıçdaroğlu, böyle giderse Başbakan Erdoğan’’ı da sollamaya aday.
Oy oranında değil ama ’‘tek adam’’ oyununda’…
Hiç olmazsa Erdoğan, iktidar olana kadar parti tüzüğüne dokunmamıştı.
 
**
Agresif, vefasız ve de tutarsız tavırlar iyiye işaret değil. Ve de Kılıçdaroğlu’’nun en büyük hatası, kritik kararları, üç-beş kişiyle alıp, gözü kapalı uygulamaya koyması.
Türban gibi, genel af gibi önemli kararları ’‘tek başına’’ ya da ’‘sadece Tekin ile’’ aldığına inanmak istemiyorum doğrusu.
Yoksa Tekin ve Kılıçdaroğlu kendilerini hala 29 Mart 2009 sürecinin İstanbul’’un da mı sanıyorlar? İstanbul’’a üçüncü köprü vaat etmeye benzemez çünkü partideki köklü değişim.
Bendeki karamsarlığa karşın, çevremdeki pek çok kişi, CHP’’deki değişimden memnun’… Örgütün yeni duruma motive olduğunu, yol kazasını hasarsız atlatıldığını savunanların sayısında artış var. Ama bir o kadar da tedirginlik var. Hem örgütte hem de seçmen tabanında’…
Kılıçdaroğlu’’ndan parti içi demokrasi vaadini unutmamasını, daha kucaklayıcı bir MYK ile çalışmasını bekliyorlar.