Bank Asya 1. Ligi'ndeki ki temsilcimiz, yarın akşam kritik bir derbi oynayacaklar...
Bir tarafta son dört maçında 11 puan yitirip, 1 puana razı olan; Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmiş Altay...’¶ Kaldı ki, bu elenmeye siyah-beyazlı camiada sevinenler olduğunu da unutmadan söyleyelim. Sakın bunun da kötü anlamda bir sevinme olduğu da anlaşılmasın, lige bağlı düşünceden kaynaklandığını vurgulayalım...
Altay Teknik Direktörü Fuat Yaman, futbolcularını sürekli uyarıyor. "Artık kredimiz kalmadı, kötü gidişi durdurmalıyız" diyor.
Baktığımızda siyah-beyazlı takımın Yiğitcan dışında, Mehmet Sak gibi bir eksiği daha var. Takımda üst üste lig ve kupa maçları oynamanın getirdiği bir motivasyon düşüklüğü sözkonusuydu. Alınan kötü sonuçların da futbolcuları üst düzeyde etkilediği düşünülürse, Altay'ın öncelikle moral desteğe gereksinimi olduğu ortaya çıkıyor. Bu amaçla da teknikdirektör Yaman, en önemli güç taraftarı tribünlere çağırıyor.
Fuat Yaman, bunu bilinçli olarak yapıyor. Çünki, Karşıyaka'nın yarın oynanacak mücadele en etkili gücünün tribüne koşan taraftarları olduğunu biliyor...
Derbi mücadelesi, her iki takım açısından da, "olmak ya da olmamak" anlamını taşıyor...
Altay, takım içindeki sorunları aşmak; eski moral motivasyona kavuşmak ve tüm bunların yanısıra puan olarak üst sıradaki takımlarla aralığı daraltmak için kazanmak zorunda.
"Şampiyon olmak istiyorum, buna mecburum" demek istiyorsa; arkasında bir kentin desteğini görmek istiyorsa kazanmak zorunda...
Aynı beklentiler Karşıyaka için de söz konusu...
İşler iyi gidiyor derken, geçtiğimiz hafta İzmir'de Giresunspor'a yenilmeleri, ilk altı içinde kalmalarını zorlaştırır bir konuma getirdi yeşil-kırmızılıları.
Daha dün, takım içinde ortaya çıkan huzursuzlukla Güney ve Serdar Sınık'ın kadro dısı bırakıldıklarının açıklanması da bir başka olay.
Herşeye karşın, Karşıyaka takımının savaşımcı ruhunun, trbünden gelecek o büyük destekle birleşmesi, sonuca gitmelerinde etkin rol oynayacaktır.
Karşıyaka Teknik Direktörü Ümit Turmuş, öncelikle takım içinde disiplini önde tutuyor. Her futbolcuya, hatta yardımcılarına bile bu konuda eşit mesafede duruyor. Ne zaman olursa olsun, kimseye ödün verilmeyeceğini de ortaya koyuyor.
Takımların son durumlarına, zorunluluklarına baktığımızda, her ikisini de gergin bir mücadelenin beklediğini söyleyebiliriz.Bu gerginliği ortadan kaldıracak olan, teknik adamların pozitif futbol oynatma düşünceleri ve bunu da futbolcuların fair play içerisinde sahaya yansıtarak uygulamalarıdır.
Sahada ya da tribünde gerginlik, kimsenin işine yaramayacağı gibi en büyük zararı İzmir'e verecektir.
O nedenle, diyoruz ki, iyi oynayan, ayakta kalan, iyi mücadele eden kazansın...