GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Temmuz 2010 Pazar

Çözülme beklemiyorum çünkü’…

Vatandaş soruyor. Murat Başesgioğlu’’nun ayrılması AKP’’de bir çözülme süreci başlatır mı?
ANAP kökenli 23 yıllık siyasetçi, eski bakan Başesgioğlu’’nun AKP ile yollarını ayırması üzerinde durulması gereken bir gelişme.
**
Lakin, çözülme beklentisi için henüz erken. Başesgioğlu’’nun istifa metninde kaleme aldığı, ’‘Ülkenin temel meselelerine ilişkin zaman içinde derinleşen görüş ayrılıkları’’ ise gerçek neden, bu kaygıyı paylaşması gereken, paylaşsa da istifa gibi önemli bir kararı alabilecek yüreklilikte başka ’‘vekiller’’ gerekiyor çözülme için.
Gerek ülkenin meseleleri noktasında görüş ayrılığı yaşayan gerekse de bu ayrılığı yol ayrımı noktasına taşıyacak isimleri bulmak, hem de seçime ramak kalmışken biraz zor.
Son dönemde iyiden iyiye, ’‘el kaldır, indir’’ makinesine dönüşseler de, eften/püften nedenlerle birbirlerinin boğazına sarılıp, küfürler savurarak, yumruk yumruğa girseler de birbirlerine, vekillerin kaderi liderlerinin iki dudağı arasında.
Son Padişah Erdoğan, ’‘ol’’ derse olurlar, ’‘öl’’ derse ölürler’… (siyaseten)
O nedenle bırakınız, ’‘istifayı’’ hatta iç dünyalarında derinleşen ’‘görüş ayrılıklarını’’ dillendirmeyi, kendi kendilerine bile konuşmaktan imtina ederler ceylan derisinin ’‘seçilmiş’’ oturganları.
Çünkü, istifa etmek ciddi bir tavırdır ve de yürek ister.
Ceylan derisi koltuklarda bir daha oturamamaktır, kimilerine göre istifa etmek.  Kimilerine göre de ’‘dokunulmazlık zırhını’’ çıkarmaktır.
Trafik lamlarında durmak, hız sınırını aşmamaktır. Bürokrata ulaşıp emir/talimat verememek, başta eş ve çocuklar olmak üzere yakın çevresine caka satamamaktır.
İflas noktasındaki şirketini vergi rekortmeni yapamamak, ’‘yakinimdir’’ kartlarıyla iş, aş bulamamak, oğluna gemi alamamak, damadını işe koyamamak, özel vergi düzenlemesi ile  mısır ithalatı yapamamak, bir bakıma devlet kapısında ’‘adam’’ yerine konmamaktır.
Özetle, bir daha ’‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun lan’’  diyememektir trafik polisine.
O nedenle tek başına iktidar olan bir partinin çözülme sürecine girmesi için tek kişilik istifadan daha fazlası lazım.
Örneğin, 57. hükümetin çözülmesinde olduğu gibi, uluslar arası bir CİA organizasyonu.
Ya da Pensilvanya ile Erdoğan arasındaki görüş ayrılıklarının iyice derinleşmesi gibi.
 
**
AKP gibi çekirdeğindeki ’‘milli görüş’’ nüvesinin her telden/her yelpazeden siyasetçiyle örüldüğü, bu açıdan toplama takımı andıran bir siyasal yapının çözülmesi için çok şey lazım.
Örneğin, diri bir merkez sağ. İri bir muhalefet!
AKP’’den ayrılıp ne yapacaklar? Boyunlarındaki AKP yaftasıyla nereye gidecekler?
Merkez sağa gitseler, cenaze namazı 2007’’de kılınmış, ölümünün üzerinden 5 yıl geçmiş neredeyse’…
Gandi’’ye gitseler, almaz.
Bahçeli’’ye gitseler, yüzlerine bakmaz. O nedenle AKP, çözülerek değil, yıkılarak gider. Sandıkla geldi, sandıkla gider. Yani geldiği gibi’…
Siyasi tabloda hal böyleyken AKP’’den yeni istifalar beklemek abesle iştigaldir sadece.
Belki Başesgioğlu gibi birkaç yürekli adam çıkar, basar istifayı’… Hepsi o kadar.
 
**
Öte yandan’…
AKP içindeki tüm merkez sağcılar, milliyetçi tabanlılar rahatsız değil ayrıca.
Ömür Kabak mesela’…
İzmir’’in İl Başkanı. Seçilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Heyecanını ilk günkü gibi koruyor. Telefonla görüştük.
Temmuz ayı boyunca her akşam bir ilçede olmak üzere 30 gün toplantı yapacakmış. ’‘İlçe Danışma Meclislerini yaz sıcağında aksatmadan devam ettireceğiz’’ diyor.
’‘Hayırdır başkan, erken seçim mi var ufukta, ne bu telaş?’’ diyorum.
’‘Hayır, İzmir’’in rutin programı’’ diyor. Ama ’‘Her şeye hazırlıklıyız’’ demeyi de ihmal etmiyor tabi ki.
Son bir ayda 10 bine yakın üye kaydetmişler. ’‘Harıl harıl çalışıyoruz. Hem yerel muhalefet yapıyoruz hem de hükümetin icraatlarını anlatıyoruz vatandaşa’…’’ diye devam ediyor.
Teşkilatın gelişmeleri nasıl algıladığını, çözülme olup olmadığını sormama gerek kalmıyor tabi ki.
Diyeceksiniz ki, ’‘Ne yani İl Başkanı Kabak ne diyecekti? Çözülme var, gidiyoruz mu? Diyecekti?
Orası da doğru ama DYP kökenli, milliyetçi tabanlı Ömür Kabak’’ta herhangi bir çözülme, yılgınlık görmedim.
Aksine son gelişmelerle daha da hırslanmış buldum onu.
Teşkilattaki çatlak seslere rağmen planlı çalışıyor, yolundan şaşmıyor.
 
AKP harıl harıl çalışırken CHP ne mi yapıyor?
Geldiği gibi gitmesini bilmeyen, Gandi rüzgarındaki İzmir CHP’’yi temsil etmeyen/edemeyen, 80’’ine merdiven dayamış il başkanı yüzünden imza toplayıp, olağanüstü kongre yapmaya hazırlanıyor.
Tabi ki Baykal dönemindeki ’‘kanlı’’, ’‘fakslı’’ yöntemler demode oldu. Şimdi moda demokratik değişim. İmzalar toplanıyor, 27 Şubat’’ta ipotek konulan iradeler çözülüyor.
 
Not: CHP Foça yemeğinin katılanlar bölümünde milletvekili Selçuk Ayhan da varmış. Facebook’’tan fotoğraflarını yayınlayınca gördüm. Ne işi mi varmış? Orasını ben bilmem, lütfen Ayhan’’a sorun.
 
Not2: Günlerdir kaleme almama rağmen Kocaoğlu/Alaattin Yüksel cephesinden ses çıkmıyor.
Bu sessizlik iyiye alamet değil. Sanıyorum kongre/kurultay boyunca süren Sav-Kocaoğlu ittifakı buraya kadar.
 
Not3: Bir okurumuz Piriştina’’nın mirası seyir teraslarına yönelik ’‘yıkım’’ haberine şöyle bir yorum yapmış. ’‘Teraslar yıkılmasın ama üzerinde çay içmek için 1,5 TL alan, Türkçe bile konuşamayanlara çözüm üretilsin’’ Aynen katılıyor ve destekliyorum bu yorumu.