GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
23 Kasım 2010 Salı

CHP’’ye ve İzmir’’e neler oluyor?

Bayram sonrası hem ulusalda hem yerelde ’‘ağır’’ sayılabilecek bir gündemle boğuşuyoruz.’¶ Bir yanda siyasette yükselen tansiyon diğer yanda yerel dinamiklerin bitmek tükenmek bilmeyen kavgası’…
Ankara’’dan yani siyasetin başkentinden başlamak gerekirse; CHP’’de neler oluyor ya da ne olacak bu CHP’’nin hali? sorusu her zamankinden fazla sorulmaya başlandı. Referandum sürecinde Kılıçdaroğlu’’nun ’‘genel af’’ söylemiyle patlak veren korku bayram sürecinde ortaya atılan ’‘BDP ile ittifak iddiası’’ ile derinleşti.
Tabi ki tüm bunlara Kılıçdaroğlu’’nun Ulusalcı/Kemalist yapıya yönelik operasyonu, Paris’’teki temasları, mezar ziyaretleri de eklenince özellikle İzmirli, Batılı seçmen profili üzerindeki tedirginlik, korku açığa çıkmaya başladı.
İttifak iddiası hem CHP hem BDP tarafından yalanlansa da Yeni CHP’’yi ortaya atan Kılıçdaroğlu’’nun yeni şeyler söylemek adına Diyarbakır ziyareti öncesi bölgedeki havayı yumuşatmak istediği ya da ’‘test’’ amaçlı bir deneme vuruşu yaptığını konuşuldu kulislerde.
**
CHP’’deki gelişmelere ilişkin uzun süredir suskunluğunu koruyan Başbakan Erdoğan’’ın CHP ile BDP’’yi ’‘platonik aşık’’ ilan etmesi, MHP Lideri Devlet Bahçeli’’nin ’‘CHP’’deki eksen kaymasına işaret edip, uyarıda bulunması’’, Eski Genel Başkan Baykal’’ın bile değişimden duyduğu rahatsızlığı yavaş yavaş dile getirmeye başlaması, karşı karşıya olunan durumun ciddiyetini ortaya koymaya yetti.
Hem de fazlasıyla’…
*
CHP nereye gidiyor, Dimyat’’a pirince giderken, evdeki bulgurdan mı oluyor? diye tartışmaya bir süre daha devam edeceğiz anlaşılan.
 
Son operasyonla örgüt kademelerindeki tedirginlik seçmen tabanına da yansımaya başladı. En azından Batı’’da’…  
Korkanlar olduğu kadar umutlananlar, umudunu koruyanlar da var tabi ki’…
 
Özellikle de Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP’’nin daha halkçı daha solcu bir parti olduğunu, Sav operasyonu sonrası Ulusalcı/Kemalist çizgiden partinin daha sola kaydığı, bunun da doğru olduğunu düşünenler, ittifak iddiası dahil tüm açılımlara destek veriyor.
 
Örgüt ve seçmen tabanı CHP’’nin sahil partisi görünümünden Türkiye Partisi’’ne dönüşmesi için radikal adımlar atması gerektiğini savunanlarla, BDP gibi terör örgütüne yakın bir oluşumla değil ittifak yakınlaşmanın bile doğru olmadığını savunanlar olmak üzere ikiye ayrılmış durumda.
Biri eldeki bulgurun korunmasının önemine vurgu yaparken diğeri Dimyat’’taki pirince gönderme yapıyor.
Kimin haklı olduğunu zaman gösterecek. Ve önümüzdeki 1 ayın bile çok farklı gelişmelere gebe olduğunu düşünüyorum.
Dengelerin yeniden değişme ihtimali oldukça yüksek.
 
*
 
İzmir’’e dönersek; kapanmaya yüz tutmuş, kabuk bağlamış bir sorunumuz/yaramız olan ’‘metro meselesi’’ Sayın Başkan Aziz Kocaoğlu eliyle bayramda yeniden deşelendi.
 
Polemiklerle gün geçirmeye bayılan İzmir’’in yerel gündemi olaya balıklama daldı.
Olay, aslında herkes için sürpriz oldu.
Bayram bayram, yanına yakın dostu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’’i de alan Başkan Kocaoğlu, Anadolu Birliği Derneği Genel Merkezi’’ne gider, başlar anlatmaya’…
 
’“Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, hükümet olarak İstanbul’’a 37,5 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını açıkladı. İzmir’’e 2-3 milyar dolar bile yeter. Elimizde projesi hazır üç metro hattı için (Üçkuyular-Narlıdere, Buca-Tınaztepe, Halkapınar-Otogar) bakanlığa başvuracağız. Hazır Ömür Kabak ve AKP milletvekilleri ’‘Metroyu hükümet yapsın’’ diyorken, bu girişime destek verirler’’ diye düşünüyorum.
Aslında Başkan Kocaoğlu haksız da sayılmaz.
İstanbul’’a, Ankara’’ya milyarlarca dolar altyapı, ulaşım yatırımı yapan hükümetin İzmir’’i biraz ikincil plana attığı gerçek.
En azından rakamsal büyüklüğe bakılınca öyle görünüyor. Tamam, 20 yılda bitirilemeyen kuzey çevre yolunu bu hükümet tamamladı.
Evet, kent içi ulaşım için çok önemli olan Aliağa-Menderes Projesi’’nde örnek bir işbirliği sergilendi. Dev proje tamamlandı.
Yine Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali, Beydağ Barajı, Manisa Yolu, Basmane-Bandırma, İzmir-Aydın-Denizli tren yolu gibi önemli işler yapıldı bu hükümet zamanında.
Adı bile heyecan yaratan İstanbul-İzmir Otoyolu’’na başlandı mesela’…
 
Ama yine de Ankara için çıkarılan kentsel dönüşüm yasası, İstanbul için yapılan ’‘tüp geçit, kongre merkezi’’ gibi devasa işlerin yanında devede kulak bile değil tüm bunlar.  
Ve de İzmir’’in genel bütçeye aktardığı kaynakların yanında tabi ki.  Rakamlar yalan söylemez. AKP hükümetinin İzmir’’i yatırımlar noktasında cezalandırdığını düşünmüyorum.
AKP’’nin İzmir’’e bakışındaki arızayı, yanlışlığı hep vurguladım. Ama AKP iktidarı döneminde İzmir’’e ciddi yatırımlar da yapıldı. Yapılmadı, yapılmıyor demek körlük derecesinde inkardır, ayıptır hatta.
Ama yatırım yapılırken kullanılan dil, ’‘Ya rüşvet, ya tehdit’’ şeklinde olunca, siyaseten kenti almak için yapılan hareketler biraz abartılınca ortaya şık olmayan görüntüler çıktı.
Ama özellikle son dönemde yaşananlar, doğru dil, üslup kullanılırsa ve de doğru hareket edilirse Ankara’’nın İzmir’’e bakışının değişebileceğini ortaya koymaya yetti.
İstanbul-İzmir Otoyol Projesi de, EXPO’’da, Universiade de buna örnek.
En yakın örnek İzmir Limanı ve Körfezi’’ne ilişkin yapılan çağrı oldu. TCDD Genel Müdürü bir hafta sonra kente gelip, limana yapılacak yatırımları listelemedi mi?
 
Demek ki hükümetin siyasi duruşu kadar bizim ifade sorunumuz da vardı kentin yatırım alamamasında’… Şimdi İzmir’’in AKP’’lileri Başkan Kocaoğlu’’nu topa tutuyor.
’‘Elindeki tüm yatırımları versin, biz yapalım’’ diyor koca koca vekiller. İl Başkanı Ömür Kabak ve onun Büyükşehir’’deki vekili Kenan Çakar aynı noktadan yumrukluyor Başkan’’ı’…
Başkan Kocaoğlu da hükümetin desteğini istediği dev metro projelerini ’‘Ömür Kabak da istiyordu, al sana’’ boyutuna indirerek yanlış bir dil/ifade kullanıyor.
Ez az Kabak ve AKP’’lilerin kullandığı dil kadar yavan...
İzmir’’in kavgaya değil, çözüme, hizmete ihtiyacı var beyler.
Bence herkes ayağını denk alsın, ağzından çıkanı iki kez düşünsün, tartsın.
Ne olur yani İstanbul’’a 37,5 milyar dolar aktaran hükümet, 2-3 milyarcık da İzmir’’e ayırsa?
Ne olur böyle bir talep daha düzgün bir ifade ile Ankara’’ya ulaştırılsa?
*
Ölür müsünüz? Yakışıyor mu kedi-köpek gibi durmadan dalaşmak, sığ bir suda yüzmek sizin gibilere? Hani İzmir’’in demokratlığı, uzlaşı kültürü?
Bence yeter artık! Biraz itidal, biraz dikkat’… Bu bitmeyen kavga kabak tadı verdi. Hem de fazlasıyla.