GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ender ALDANMAZ
YAZARLAR
15 Temmuz 2024 Pazartesi

Cenaze üzerinde tepinmek!

Albert Camus’un Veba romanının ilk sayfasında söylediği meşhur söz aslında eksik paylaşılıyor:

“Bir kenti tanımanın en bildik yollarından biri de insanların orada nasıl çalıştığına, orada birbirlerini sevdiğine ve nasıl öldüğüne bakmaktır”

Ucuz ölümler ülkesinin üçüncü büyük kentinde son yıllarda hızla artan nüfus ile bir şehrin dökülüşünü korku filmi gibi izliyoruz.

Alsancak’ta son yaşadığımız elektrik faciasının fragmanını çok değil 2 hafta öncesinde Üçyol Metrosu’ndaki kazada izlemiştik.

Cuma günü ise Alsancak’ta elektrik akımına kapılan iki can, bu memlekette diğer binlerce canlar gibi yok yere, hiç uğruna katledildiler.

Vatandaşı vergi manyağı yapılmış bu ülke, bu kent denetimsizliği, sorumsuzluğu, kurumlar arası çatışmayı, liyakatsizliği hak etmiyor.

EĞER BİR TARAF VAR İSE…

Yaşanan acının ortasında “kurumlar arası çatışma” konusuna bir parantez açmak gerekiyor.

En az 6 senedir elektrik kaçağı olan ve hatta haber konusu olan mazgal, iki kurumun ortak çalışması ile 2 kişi can verdikten sonra 2 saat içinde onarıldı. Onarım maliyeti muhtemelen 3-5 bin TL’ydi. Bölge esnafının tabiriyle sihirli değnek değmiş gibi çözüldü bir çırpıda sorun…

Yaşanan dehşet verici olayın üzerine sorumlu kurumlar kamera karşısına geçerek ‘bir daha böyle olaylar yaşanmayacak, birlikte önlem alıyoruz’ diye açıklamalar yapmasını bekliyorduk. Herkes bunu beklerken kurumların kendini kurtarmaya çalıştığı beyanatlar savaşını yaşadık. 

Karşılıklı açıklamalarda daha doğrusu suçun kimde olduğu yarışı esnasında birinin diğerinden daha liyakatli olmadığının görüldüğünü söyleyebilirim. Keza bilirkişi ön raporu da “artık susun” dedi.

Bunun adı cenaze üzerinde tepinmektir. Sorumluluğu olup da sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin görüşünü bir gazeteci olarak umursamak zorunda ve kamuoyuna duyurmak zorunda kalsak da vicdani olarak böylesi durumlarda kimin, ne dediği beni ilgilendirmiyor.
Eğer ki taraf olmak gerekiyorsa hayatını kaybeden insanların tarafı olunmalıdır. Bu ülkede ne zaman gerçek mağdurun tarafında olunursa ekmek, su gibi ihtiyacımız olan gerçek adalete o kadar yaklaşmış oluruz. Umarım yargı süreci gerçek mağdurun yanında olunur ve verilmesi-kesilmesi gereken cezalar kesilir. 

Albert Camus’un sözlerine yeniden dönersek; sabahları işine giderken insanların yüzlerindeki mutsuzluğu ve yorgunluğa bakıp nasıl çalıştıklarına dair bir fikir edinebilirsiniz. Felaket anlarında dahi yan yana gelemeyen kurumlara bakarak duygudaşlık anlamında kopuşu görebilirsiniz. Ve dahası Alsancak’ta yağmurlu bir havada insanların nasıl öldüğünü sosyal medya hesaplarınızdan dehşete kapılarak izleyebilirsiniz.

Burası İzmir…

Akıbetimiz meçhul!