GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ender ALDANMAZ
YAZARLAR
17 Temmuz 2024 Çarşamba

Bir Kent Lokantası gözlemi

Ekonomik krizin iliklerimize kadar işlediği günlerde toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan alt gelir kesimi neyi/nereden kısacağını artık çözemez hale gelmiş durumda…

Sosyal yardım için başvuran vatandaşların sayısı son 1 yılda 500 bin arttı. Ev hanımlarının bir gözü zincir marketlerinin indirim panolarında… Belediye kapılarında koli yardımı düşen vatandaş sayısı her gün artıyor. Ucuz yağ, ucuz et, askıda ekmek kuyrukları cabası… Son emekli maaşı zammı ise yıllarca memlekete emek verenlere verilen değerin göstergesi…

Dışarıda yemek yemek ise dar gelirli için artık hayalden başka bir şey değil.

İstanbul’da başlayan ve pozitif etki yaratan Kent Lokantaları uygulaması her geçen gün yaygınlaşıyor. İzmir’de ise ilki Buca’da, ardından Kemeraltı ve Çiğli ilçelerinde birer tane açıldı. Başka ilçelerde açılması için de çalışmaların sürüyor.

KUYRUKTAKİLERİN YÜZDE 80’İ EMEKLİ

Biraz gözlem biraz da vatandaşlarla sohbet etmek adına 4 çeşit menünün 50 TL’ye satıldığı Kent Lokantası önündeki kuyruğa girdim. Lokantanın açılmasına 10 dakika kala 40 derece sıcağın altına onlarca vatandaş sırada bekliyordu. Sıradakilerin yüzde 80’i emekli, yüzde 10’u esnaf yada esnaf yanında çalışan kişiler, geri kalan ise belediye ve valilik personeli idi.

Sırada görüştüğüm kişiler Basmane, Kadifekale, Göztepe gibi semtlerden gelen emekli vatandaşlardı. Konuştuklarımın neredeyse tamamının yalnız yaşayan emekliler olduğunu altını çizmek isterim.

Sıradaki vatandaşların kendi aralarındaki konuşmada ise merak edilen iki soru var:

Birisi, menüde ne var, diğeri ise belediye bu işten kar ediyor mu? Kar-zarar ilişkisi için hesap-kitap yapan vatandaşların tamamı “personel ve kira gideri yok, sürümden kazanıyordur” diyor.

Kapının girişinde günün menüsü sizi bekliyor. Kalori hesabının da yapıldığı panonun devamında içeride yemek dağıtım noktası bulunuyor. Burada çalışan personel işi yetiştirmek için oldukça seri çalışmak zorunda.

Menümü alıp vatandaşlarla sohbete koyuldum. Bazıları müdavim bazıları ise duyup gelmiş:

“Yalnız yaşıyorum ve emekliyim. Pazarda sebze-meyve o kadar pahalı ki… Burada öğle kayıntımı yapıyorum ve burada yediğim yemek yapacağım yemekten daha ucuza geliyor. Kalorisi yüksek gıdaya ihtiyacımız var ve bu karşılanıyor. Buraya her gün gelmekte mecburum çünkü geçinemiyorum”

“Buca’da yaşıyorum. Orada da Kent Lokantası var. Her gün gidiyorum. Bugün işim bu tarafa düştü ve burada da Kent Lokantası açıldığını duydum. Buraya geldim. Nerede Kent Lokantası artık oradayım”

Verilen hizmetten oldukça memnunlar ve hatta daha fazla lokanta açılmasından yanalar.

Fiziki açıdan bakıldığında yaz şartları gereği emekli vatandaşların büyük bölümü muhtemelen havanın sıcak olduğu saatlerde çıkamıyor. Eylül ayına doğru havaların düzelmesi ile ciddi yığılmaların oluşma olasılığı ise yüksek. Belediyenin yaz sonrası fiziki anlamda kapasitesini revize etmesi gerekebilir. Yemek kalitesine gelince; herhangi bir şikayet duymadım.

BOŞ TABAĞIN MALİYETİ 100 LİRA!

Bir diğer konu ise civardaki esnaf… Yemeğimi yedikten sonra civarda bulunan bir lokanta işletmecisine uğradım. Tabi epey dertliydi.

Sözü kendisine bırakayım:

“İşlerimiz Kent Lokantası’nın açılması ile birlikte pek tabi ki düştü. Sorumlusu ucuz yemek için kuyruğa giren vatandaşta değil hükümette… Ne yapsın insanlar? Tarım bitirilmiş, gıda enflasyonu patlamış, tüm girdi maliyetlerimiz artmış durumda…

Şu an boş tabağın maliyeti benim için 100 lira. Bunun 60 lirası personel giderlerimiz. Geri kalanı ise kira, yemek yapmak için harcadığımız yakıt ve harcamalar. Tabağa 100 liralık yemek koyduk diyelim. Etti 200 lira. Her yemekten devletin aldığı vergi yüzde 20. Fiyatları uçurmamak gerekiyor ki müşterimiz kaçmasın. Bugün için bizler sadece maliyetlerimizi döndürmeye uğraşıyoruz. Bu sürdürülebilir değil.

Kent Lokantası’na gelince… Rekabet gücümüz bitiyor. Bence lokanta açmak yerine mahallelerde ücretsiz yemek dağıtımı yapılmalıydı.”

KAPANMASI İÇİN İMZA TOPLADIK

Yolum iç taraftaki bir işletmeye uğruyor:

“Belediyeye tepkiliyiz. Bu lokanta kapatılmalı, yoksa batacağız. Bunun için Lokantacılar Odası ile konuştuk, hatta aramızda imza topladık. Ancak ses çıkmadı. Oda başkanı da duruma sessiz”

Peki Lokantacılar Odası Başkanı neden sessiz?

Özellikle sahil bandında fahiş fiyatlar konusunda ses çıkarmayan oda yönetiminin tersine ucuza yemek satan firmalar için söz söyleme hakkı da kalmıyor.

Noktalarsak; Kent Lokantaları ve önünde uzayan kuyruk yoksulluğumuzun dışa vurumudur. Yoksulluğumuz, yoksunluğumuzdur. Bir yanda hayatlarını huzurla ve refahla geçirmesi gereken yaşlılarımız, bir yanda şatafat içinde yaşayan azınlığın görgüsüzlüğü…

Rejimin özetidir.