GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
13 Şubat 2013 Çarşamba

Baykal’ın mesajı!

CHP Eski Lideri Deniz Baykal’ın 2.5 yıllık suskunluğunu bozup parlamento grubunu toplantıya çağırması üzerinde durulması gereken bir nokta…
Diyorlar ki neden?
Ve hemen ilk yanıtı veriyorlar.
‘Çünkü Deniz Bey dönmek istiyor. Geri dönmek istiyor.’
Gerçi bu soruya kendisi Hz. İsa’nın havarileriyle yediği son yemeğe gönderme yaparak yanıt vermiş bugün. Ama ‘dönmek istiyor’ diyenler bana göre de tamamen haksız sayılmaz.
Aylar öncesinde parti içi tartışmaların/çatışmaların hatırlatılması üzerine ‘anlamlı bir suskunluk içindeyim’ diyen gelinen noktada (dün itibariyle) suskunluğunu bozan Baykal’ın mesajlarına göz atalım şimdi de.
Metnin tamamını okuduğunuzda aslında Yeni CHP’nin siyaseten acemi unsurlarına tam bir ‘CHP dersi’ vermiş Baykal... Kaldı ki hayatını CHP’ye adamış yarım asrın üzerinde aktif siyasi yaşamı bel altı bir müdahaleyle kesintiye uğramış kurt siyasetçinin yanında Yeni CHP unsurları ‘çırak’ bile sayılmazlar.
Zaten Kılıçdaroğlu’nun en büyük sorunu 2,5 yıllık süre zarfında tabansız ve de acemi kadrosu oldu.
Başından bu yana ideal kadrosunu kurmayı başaramayan Kılıçdaroğlu, gelinen noktada kendi elleriyle oluşturduğu ekibini bir arada tutmakta bile zorlanmaya başladı.
Kaldı ki CHP için üretilen parçalanma senaryoları çok da boş sayılmaz.
 
Belki de Baykal tüm bu senaryolardan sonra ‘susmanın’ kendisi için büyük bir hata olacağını anladı.
Ya da 2.5 yıldır beklediği fırsatın ilk defa ayağına kadar geldiğini gördü.
 
Adeta CHP dersi verdiği konuşmasında alt-üst kimlik çatışmasından etnik/mezhepsel çatışma alanlarına kadar CHP’yi bekleyen bir dizi tehlikeye dikkat çeken Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan’ın Yeni Anayasa restinin de CHP tarafından iyi okunması gerektiği noktasında o sırada salonda olmayan Kılıçdaroğlu’na net uyarılarda bulunuyor.
1 Mart tezkeresine ‘hayır’ diyerek ve de denilmesini sağlayarak ABD postallarının Türk topraklarını ezmesine izin vermeyen ve belki de bunun bedelini 8 yıl sonra siyasi hayatını beklenmedik bir anda noktalayarak ödeyen Deniz Baykal, hitabeti ve akıllı tespitleriyle adeta salonu büyülüyordu.
AK Parti ile BDP’nin Yeni Anayasa konusundaki uzlaşılarının ‘mübadele’ esasına göre olduğunun altını çizen ve bir anlamda Yeni CHP ekolünün temsilcilerinden İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in ‘Türk milleti kavramını çıkarabiliriz’ şeklindeki açıklamalarını düzelten, CHP’nin olması gereken kırmızı çizgilerini yeni baştan hatırlatan Baykal, eski CHP Yeni CHP unsurlarının da yan yana barış içinde var olabileceğini hatta olması gerektiğini vurguluyor.
 
Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra CHP’yi ikinci kez 1992’de yeniden kuran ve 18 yıl kesintisiz liderliğini yapan Deniz Baykal’ın bu çıkışı çok farklı cephelerden yorumlanabilir.
Eksen kayması tartışmalarından sonra her geçen gün şiddetlenen parti içi çatışmaların arttığı sırada ‘bir büyük olarak’ müdahalesi, yol gösterme çabası olarak da görebiliriz bu çıkışı geri dönmek için fırsat kollayan siyaset kurdunun ideolojik muhtırası olarak da.
İster ders diyelim, ister ideolojik muhtıra…
Hatta bir adım daha ileri gidip manifesto…
Sonuçta 10 Mayıs 2010’da istifa ederek beklenmedik bir anda beklenmedik bir saldırıyla siyasete ara vermek zorunda kalan Baykal’ın dünkü konuşması ‘tarihi’ anlamlar taşıyor.
Kimilerine göre bugünü bir yerlere not etmekte yarar var. Dünkü uyarılarıyla ‘günah benden gitti’ mesajı veren Baykal’ın yarınlarda ne yapağını kestirmek kolay değil...
Ve Yeni CHP unsurlarının iç kavgaları arttıkça Baykal, gittikçe özlenen, beklenen bir alternatif olarak partinin/örgütün gövdesinde büyümeye devam edecektir.
Yerel seçimlerin sonrasına mı denk düşer bilinmez…
Ama illaki Baykal birkaç hamle daha yapacaktır.
Bu kez basına kapalı olacağını sanmıyorum bu hamlelerin…
 
Aldığım duyumlara göre Deniz Baykal’ın şimdilik dönmek gibi bir arzusu yok. CHP’nin gidişatına dur demek için üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor.
Bugün konuşmasının değil susmasının hata olacağını biliyor.
İlk dakikalarda 40 civarında vekil gelse de ardından Baykal’ı dinleyen vekil sayısının 113’ü bulması da ilginç... Kılıçdaroğlu’nun neredeyse büyük çoğunluğunu ‘karpuz seçer gibi’ seçtiği vekillerden 113’ünün Baykal’ı dinlemesi, konuşmanın ardından büyük çoğunluğun ayakta alkışlaması…
Toplantıya katılmayan ama Baykal’ın dikkat çektiği bazı hususlara ‘başta anayasa olmak üzere’ iki saat sonraki grup konuşmasında yanıt veren Kılıçdaroğlu da mesajı almış görünüyor.
Dahası Eski Lideri’nin endişelerini giderme çabası Kılıçdaroğlu’nun konuşma metnine anında yansıyor.
Demek ki mesaj anında yerine ulaşıyor.
Kendi adıma CHP’de kısa sürede olağanüstü bir hareket beklemiyorum.
Çünkü kapıda üst üste seçimler var.
Seçim demek beklenti demektir. Ve de CHP’lilerin yüzde 90’ı şu an itibariyle bir yerlere aday…
Özellikle de delege olanların… Bireysel beklentisi ağır basan delegenin harekete geçmeyeceğini özellikle de Ankara’ya bayrak açmayacağını en iyi Sayın Baykal bilir.
O nedenle kısa vadede hareket beklemek doğru değil. Ama bazı şeylerin adını şimdiden koymak yerel seçim sonrası olası bir hareketlenmede işe yarayacaktır.
Şimdilik bu kadar…