GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Temmuz 2021 Pazartesi

Başkanı sorguya çekmek doğru mu?

Henüz çok sıcak bir olay ancak…

“Aman, elim yanmasın!” diyenler yüzünden…

Üstüne kum atanlar var…

Hem de…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun…

“İlk kez iktidara bu kadar yakınız…” dediği günlerde…

Döneceğiz…

Ayağına kurşun sıkan CHP İzmir İl yönetiminin…

Ak saçlı ağabeylerini hüzünlendiren marifetlerine…

Önce…

“Neredesin ey faziletli siyaset?” dedirten gelişmeler…

***

CHP İzmir İl Yönetimi’nin…

Baştan beri, sanki…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e…

Soğuk bakışı var…

Neden olduğunu Atatürk’ün partisine gönül veren İzmirliler…

Yeterince farkında mı, Allah bilir…

***

Her şey…

Geride bıraktığımız günlerde…

CHP Lideri’nin bir günlük İzmir ziyaretinde başladı…

Sonra…

Çıban patladı!

***

Kılıçdaroğlu, Ankara’ya uğurlandıktan sonra…

CHP İzmir İl Yönetimi’nin…

Deniz Yücel’i bile “görmemezlikten gelen” bazı ser askerleri…

Tunç Soyer’i “sorgu odası”na almak istediler…

Eh, ne de olsa CHP, İzmir’de “onlardan” soruluyordu ya!

Deniz Yücel…

Başkan Soyer’e, “Arkadaşlar sizinle buluşmak istiyor” dedi…

Tunç Başkan, “ikiletmedi” beklenen arzuyu…

Levent Marina’da “kahvaltılı toplantı”ya karar verildi…

(İşte, tüm burada bi’parantez açmak gerekiyor…)

İddialara göre…

Peşin hükümlü bazı partililer…

İzmir’e hiç yakışmayan…

Zarafetle uzaktan/yakından alakası olmayan bir öneri getirmiş:

“Tamam, toplantıya katılalım ama kahvaltı yapmayalım…”

Yani, meali şu:

“Ey başkan senin sofrana tenüzzül bile etmiyoruz… Sen bi’delikanlılık yapmak istiyorsan önce bizim dediklerimizi dikkate al...”

Abooov…

Yangın etrafı sarmış, su taşıyanı ara ki, bulasın!

Bu tablo, dünyanın her yerinde…

Siyaseti düzgün yapmaya çalışanlarının midesini bulandırır!

Deniz’in kenarına oturdular…

İl Başkanı, yönetimdeki karnı ağrıyanlara yol verdi:

“Arkadaşlarımızı tek tek dinleyelim, konuşacakları var…”

Bazıları…

Neden karınlarının ağrıdığını anlattı:

“Belediye faaliyetlerine alınmıyoruz, genel başkan geldiğinde bizi içeriye almadılar… Bunu kabul etmiyoruz…”

Bunlar gerçekten önemli (!) şikayetlerdi…

Başkan Tunç Soyer, alttan aldı; ateşi harlatmadı:

“Pandemi ve güvenlik gerekçesiyle giriş çıkışları parti genel merkezi koordine etti… Ben de rahatsız oldum… Ancak kasıt olamaz, isteyerek ve bilerek kimse bir şey yapmadı… Üzgünüm…”

Başka, başka?

İl yöneticileri bir kez daha ses yükseltti:

“Tavsiye ettiklerimizi işe almıyorsunuz… Daha önce il yöneticilerine verilen kotalar kullanılmıyor…”

Tunç Soyer, acı gerçeği dile getirerek karşılık veriyor küskün CHP’li yöneticilere:

“Önümde bekleyen hemen işe girmek isteyen 30 bin CV var... Çok sayıda talep alıyoruz… Bu konuda da bir çalışma yapacağız…”

Bakın, “İşe almayacağım…” demiyor…

Ama, haklı olarak…

“Siz ne yaptınız?” dercesine soruyor…

Sorarken de taşı gediğine koyuyor:

“Seçimlerin ardından iki yıl geçti… Parti olarak belediyelerimizin yaptıklarını halka anlatın…”

Demek ki…

Tunç Soyer de bıçak kemiğe dayanmış…

CHP İl yönetimi neden var?

Siyaset yapmak için var…

İyi de…

Büyükşehir’in yaptığı iyi işleri mahallende, semtinde neden anlatmıyorsun?

Bak…

AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli…

Siyaset yapmayı bi’kenara bırakıyor mu?

Önceki gün ne dedi?

“2023 miladımızdır, CHP’li Büyükşehir Belediyesi’nin sonu olacak…”

Siyaset’en bu iddialı sözlere…

CHP İl Örgütü olarak cevabın var mı?

Atatürk’ün partisinin…

İzmir’i emanet ettiği il başkanı Yücel…

Mevkidaşı AK Parti’nin İzmir patronu Sürekli’ye…

Karşılık vermesini bekleyenler haksız mı?

Bunun adı, şimdi…

Tunç Soyer’i “siyaseten yalnızlaştırmak” olmuyor mu?

CHP İzmir İl Başkanlığı’nın…

Bütün işi…

İlle de “protokolde oturmak” veya “şu arkadaşı işe alıverin” demek mi?

***

Büyükşehir Belediye Başkanı’na…

“Mutlaka buluşalım, sıkıntımız var…” diyeceksin…

Ondan sonra da…

Başkanın gözünün içine baka baka…

“Ben senin kahvaltına çatal bile batırmam!” diyerek…

Garsonu çağırıp…

“Al bu servisi önümden…” diyeceksin…

Siyaset’en zarafet…

Bu kadar mı ayağa düşer, arkadaş?

***

Tunç Soyer’in…

Atatürk’ün partisini İzmir’de “yönetici” kimliği ile temsil eden…

O arkadaşlara…

İki çift lafı var ki, vallahi taş gibi…

Bence…

Dersini iyi çalışmayan CHP İl yöneticilerinin…

Midesine oturması gerekir…

Tunç Soyer imzalı şu sözler:

“Bizi anlatın, belediyelerimiz güzel işler yapıyor... Bizi vatandaşa anlatacak olan sizlersiniz… Siz de bizi eleştirir tepki gösterirsiniz vatandaşa kendimizi nasıl anlatacağız?”

***

Bitiriyoruz…

100 yaşına koşan CHP’nin…

Son süreçte…

Siyaset’en “ivme” kazandığı bir gerçektir…

Bunda…

İttifak’ın payı da önemlidir…

11 büyükşehir’de bayrak dalgalandırmak…

O kentlerin CHP yönetimlerine onur vermelidir…

Zaman tünelinin içinden süzülüp gelen…

Ders gibi “üç kelimelik” bir öğreti ile nokta koyalım:

“İnsan, insanın kurdudur!”

İngiliz Filazof Thomas Hobbes’in…

400 yıl önce hayatımıza soktuğu sihirli cümle…

Anlamı şu:

“Devlet’in ve yasaların olmadığı zaman içinde, insanlar eşit olsalar da… İki kişi (aynı şeyi istediği an) çekişme başlar… Bu da güvensizliğin asla körelmediği, yok olmadığı süreci anlatır… Güvensiz ortam, önce kaosu sonra savaşı getirir…”

Siz, anladınız…

Nokta…

Sonsöz: “Nefsin ejderhadır… Öldü sanma, uykuya dalar o… Dertten eline fırsat düşmediği için uyur… Derdin bitince çıkar hemen… Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır… / Hz. Mevlana…”