GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Neşe ÖNEN
YAZARLAR
25 Aralık 2015 Cuma

Yılı yenilerken kendinizi unutmayın!

Bugün, Hristiyan âlemi Noel’i kutlarken ya da bir hafta sonra yeni yıla girerken… Yapılan ve yapılacak olan kutlamalar, tüm insanları ne kadar ilgilendiriyor?

Ne kadarımız, arkadaş parti ya da ev toplantılarında, sahici sevinçler yaşayacak? Ya da ne kadarımız, sahte kahkahalar atıp, yapmacık mutluluk görüntüsü sergileyecek?

Neredeyse an be an tanıklık ettiğimiz ve bütün yüzyıllardan daha fazla korkunç insanlık dramlarının yarattığı travmalardan, bir günlüğüne dahi olsa uzak kalmak mümkün müdür diye düşünmeden edemiyorum…

Hele gazete sayfalarında, medyada yer alan, ağlayan çocuk resimleri… Şiddete uğrayarak dövülmüş, yaralanmış, öldürülmüş kadın haberleri… Sermaye babalarının ve uşaklarının çıkarları için birbirine vurdurulan gencecik insanlar ve ailelerinin yürek dağlayan cenaze feryatları… Evine ekmek götürebilmek için, geceleri travesti kılığına girerek, kendini satmak zorunda kalan bir babanın öldürülmesi… Ankara ve Paris’te yaşanan son toplu katliamlar… Yazdıklarından dolayı zindana atılan gazeteciler, yazarlar… Cinayetler, yoksulluk, şiddet, tecavüz, kan ve yine kan…

Yazarken bile başım dönüyor. Ağlama ve inleme sesleri kulaklarımdan gitmiyor. Kulaklarım çınlıyor. Artık sık sık başım dönüyor. İçim bulanıyor.

Bir yıl daha geride kalıyor. Bu geride kalacak olan yıl 2015. Tıpkı 2014 gibi. 2014 de tıpkı 2013 gibi geride kaldı. 2013 de diğerleri gibi. Peki, ne değişti? Geçen yıllar içerisinde, insanlık daha adil, özgür ve refah dolu bir evreye mi taşındı?

Bizler, bir tek birey olarak dahi kendimizi değiştirmek ihtiyacı hissediyor muyuz ya da değişiyor muyuz ki sanki!

Çoğumuz kolay kolay değişmiyor kanımca. Değişim denen olgu, gelişmeden olmuyor ne yazık ki. Şu geçen bir yıl içerisinde, geliştiğimize dair bir kanıt olarak, kaç tane kitap okuduk, kaç film seyrettik, kaç yeni mekân gördük, kaç kimsesiz çocuğa bir hayırda bulunduk, kaç kere düşkünler evine gidip oradaki yaşlıların ellerinden tutup yürüttük, kaç kere bir hastanede gönüllü hemşirelik yaptık, kaç kere eşimize ve çocuğumuza seni seviyorum dedik, kaç kere yazılarından dolayı hapse atılan gazeteci ve yazarlar için yapılan bir dayanışma eylemine katıldık?

Hadi hepsinden vazgeçtim, kaç kere vicdanımızla baş başa kalıp, dünyada yaşanan bütün adaletsizlikler için, gizli gizli gözyaşı döktük ve daha iyi bir dünya için mücadele etmeye ant içtik?

Bu saydıklarımın hiç birini henüz yapmadıysanız, 2016 da sizin için pek farklı geçmeyecek. Çünkü siz, gelişme göstermek için hiç çaba göstermediniz ve değişmediniz. Hatta koflaşıyorsunuz…

Mesele; gelecek olan yeni bir yıl değil. Mesele, siz değişmek ihtiyacı hissediyor musunuz, yoksa hep aynı yerde kalıp, yeni yılları mı sayıp duracaksınız?