GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
16 Nisan 2015 Perşembe

Yeni Osmanlılara yüzüncü yıl armağanı…

Davutoğlu, Kurultay konuşmasında, yüzyıllık fetret devrinin AKP ile son bulduğunu söylemişti.  “Bizden koparılan dünya, bizimle tekrar bütünleşsin.” Çanakkale’de bunu söyleyen Davutoğlu’dur. ”Osmanlı Milletler Topluluğu” kurma fikri de Davutoğlu’na aittir. Aklı evvel bir milletvekili de, “ 90 yıllık reklam arası bitti” demişti…
Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin, “Yeni Osmanlı” fikrinin takipçisi olduğunu, Yeni Türkiye’nin bu fikre dayandığını, kendi açıklamalarından biliyoruz.
Bir imparatorluk bakiyesi olarak kendilerinde bu mirasın temsilcisi olma hakkını görüyorlar.
 
Yirminci yüzyılın başında, bir buçuk milyon Ermeninin bu topraklardan yok olduğu, ‘Ermeni tehciri’ sırasında, Ermenilerin yaşadıklarının bir insanlık suçu olduğu, yadsınamaz bir gerçektir.
Şimdi, ‘Osmanlılar bütün ihtişamıyla dönüyor’ havasıyla ortalığa dökülen ‘Yeni Osmanlıların’ bölgeye getirecekleri barış ve dağıtacakları adaletten elbet de Ermeniler de paylarına düşeni almak istiyorlar…
İmparatorluğun son temsilcilerinden Davutoğlu, çıkıp hesabını versin o zulmün ve katliamın…  Osmanlı merhameti ve şefkatiyle, yüzyıllık sorunu çözüp tarihe geçsin…
 
Kanımca, Papa’nın verdiği mesajın alt metninde ironik bir dille ifade edilen tam olarak şudur;
Ey, Yeni Osmanlılar, hazır geri dönmüşken, şu Ermeni “soykırımı” meselesine de bir el atıverseniz!..
Sahip olmadığı bir gücü varmış gibi gösteren ve bu olmayan güce sığınan AKP iktidarı, Türkiye’yi dünyada itibarsızlaştırdı. Dış politikada yapılan yanlış tercihler sonucu yalnızlaşan Türkiye, bir bedel ödeyecek. Papa’nın sözlerini de o bedelin içinde değerlendirmek gerekir.
Papa’nın sözlerine tepkiler sürerken, Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye’yi Ermeni soykırımını tanımaya çağıran tasarı kabul edildi.
Kim bilir sırada daha neler var!
 
Türkiye kuşatılıyor. Kuşatmanın nedeni, Erdoğan yönetimi… Batı, Erdoğan yönetimiyle yollarını ayırdı. Uluslararası sistemin desteğini alarak iktidara gelen Erdoğan, ne oldu da böyle gözden düştü? Muhtemelen bölge politikalarında ortaya çıkan değişim ihtiyacına direnen Erdoğan gözden çıkarıldı veya son kullanma tarihi geçti… Her ne hal ise, olan oldu, ipler koptu…
İpler kopunca, Erdoğan, muktedir olduğunu hatırladı ve kendi yoluna gideceğini ilan etti. Kendi yolu dediğinin de Osmanoğulları’nın yolu olduğu anlaşılıyor. Ancak, bu yol dünyanın tepkisini çekmiş olmalı ki, Türkiye, dört bir yanından siyasal ve ekonomik sorunlarla kuşatılıyor. Gidişata bakılırsa, kendi yoluna gitmek isteyen Erdoğan’ın başına gelecekler var…
 
Osmanlı İmparatorluğu, yeryüzünde emperyal dönem son bulduğu için yıkıldı.  Herkes çekip gitti. Geriye, Anadolu ve Trakya’da kimler varsa onlar kaldı. Bu bakiyeden imparatorluk çıkmaz. Olabilecek en iyi şey, modern bir Cumhuriyet kurmak idi, onu da Atatürk ve arkadaşları gerçekleştirdi.
Bugün, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin ve kurucu iradenin tartışmaya açılmış olması, ‘yeni Osmanlıların’ geri dönüşünün karinesi olamaz; fakat bu tartışmanın, çöken toplumsal mutabakat yerine yeni sosyal mutabakat sağlayacak yeni arayışlara yol açması olağandır.
Yeni Osmanlıcılık, küresel dünya düzeninin gerektirdiklerinden değildir; Ha keza, küreselleşmeye alternatif de değildir.
Tarihsel varlığı sona eren İmparatorluğu laf ebeliği yaparak diriltmek, tipik şark kurnazlığıdır. Kurnazlıkla buraya kadar…
 
Türkiye’yi sıkıntılı yıllar bekliyor. AKP’nin temel sorunu, yönetememektir. Yönetim zafiyetinin ülkeye çıkaracağı fatura ağır olacak gibi...
AKP’liler, her fırsatta linç ettikleri Atatürk’ün modern Türkiye Cumhuriyeti’ni döne döne arayacaklar.