GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
14 Mart 2011 Pazartesi

Tavsiye mi tasfiye mi?

Siyaset, ilk kez bu kadar siyasetçiye kalıyor. Dahası partilerin emekçileri ilk kez bu denli şanslı’… Kamu kurumu niteliğindeki ’‘oda ve borsalardaki’’ aday namzetlerine istifanın zorunlu hale getirilmesiyle yaşanan, ’‘Evdeki Bulgur’’ korkusu, Dimyat’’a Pirinç seyahatini engelledi vepek çok siyaset meraklısını yerinde tutmaya yetti bu karar. Ve iktidar ve ana muhalefetin ’‘tavsiye’’ kararları’…
Hem AK Parti hem CHP’’nin belediye ve il genel meclis üyelerine getirdiği ’‘aday olmayın tavsiyesi’’ önemli ölçüde tutuldu. AKP’’de tavsiyeyi dinlemeyenlerin sayısı bir elin parmaklarına bile ulaşmazken CHP’’de bu sayı katlandı. Çünkü AK Parti yönetimi benzer tavsiye kararlarını daha önce de almış ve ilkesel açıdan da tuttuğunu ortaya koymuştu. Önceki seçimlerde ’‘il, ilçe yöneticilerine’’ aday olamama kararını telkin eden AK Parti, bu kez meclis üyelerine yönelik benzer bir karar alıyordu.
Ve CHP yönetimi de AK Parti’’nin kararını aynen kopyalıyordu. Alınan kararların metni aynı belki ama ruhunda, temelinde önemli farklılıklar var. AK Parti, ’‘beş yıllığına’’ seçilmişlerin bu makamları bir üst makama tırmanmak için basamak olarak kullanmalarının önüne geçmek istiyor. Kararın altında yatan temel gerekçe bu. Ve partinin aday sayısını bir miktar olsun azaltıp, vitrine daha yeni isimlerin gelmesini kolaylaştırmaya çalışıyor. Mevcut vekillerin yarısını değiştireceğini daha önceden ilan eden AK Parti, bu ve benzeri kararlarla yeni yüzlerle güçlenmeye çalışıyor.
Ama CHP’’deki durum biraz farklı’… Görünürde onlar da yeni yüzlerle güçlenmenin derdinde. Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları CHP’’yi kadrosal açıdan da değiştirmek istiyor. Ama Yeni CHP’’yi eski yapılarla/isimlerle yönetemeyeceğini bilen/gören Kılıçdaroğlu ve ekibi, eskinin izlerini taşıyan ve bir şekilde parti içi ekip yada gruplarla entegre olmuşları ayıklıyor bu kararla.
10 Ocak gibi seçim kararından üç ay önce ’‘örgüt yöneticilerini’’ ayıklayan ve ’‘ya koltuk ya adaylık’’ diyen CHP üst yönetimi, son dakika aldığı ’‘tavsiye’’ kararıyla pek çok siyasetçinin umutlarını söndürdü. Ve de karar her açıdan tartışılmaya başlandı. Yani hem Deniz Baykal hem de Önder Sav ekibinin izlerini silmek ya da azaltmak için alınmış olabilirdi bu karar.  En azından örgütün önemli bölümü bunu düşünüyordu. Çünkü bugünün belediye ve il genel meclis üyelerinin belirlenmesinde ne Kılıçdaroğlu’’nun ne Gürsel Tekin’’in ne de bugünün CHP’’sini yöneten kimsenin dahli, katkısı olmamıştı. Başka bir deyişle meclis üyeleri ve belediye başkanları bugünkü yapının adamı değildi? 12 Haziran sonrası için şimdiden parti içi hesaplaşmanın yapılmaya başlandığı CHP’’de Kılıçdaroğlu, kendi eliyle TBMM’’ye muhalif gönderemezdi. Ya da sıkı bir parlamento grubu oluşturma hedefine eskilerin süzgecinden geçmişlerle varılamaz, gidilemezdi.
Hem eksilerin izlerini taşıyanlar bir nebze olsun ayıklandı hem de Yeni CHP kadrosunun Ankara yolu temizlendi. Bir taşla iki kuş’… Ya tavsiye kararından önce istifa edenler’… Pınar Susmuş, Hatice Tatlı, Azmi Kumova ve diğerleri’… Ne yapacaklar? Günler öncesinden yola çıkmış, ilçe ilçe dolaşmış, broşür, internet sitesi, ilan/reklam sözleşmeleri ve daha da önemlisi irade beyanında bulunmuşlar.
Meclis üyesi arkadaşlarına ’‘veda’’ etmişler, yerlerine gelecek ’‘yedek’’ üyelerle hatıra fotoğrafı çektirmişler en önemlisi de kamuoyuna/halka ’‘istifa’’ ve aday adaylığı beyanında bulunmuşlar. Çünkü siyasetçinin istifası kaleminde değil dilindedir. Ve son dakika gelen ’‘tavsiye’’ kararıyla yıkıldılar. Geri adım atmadılar/atamadılar. Çünkü aylardır adaylığa yönelik psikolojik ve teknik bir hazırlık içindeydiler. Ok yaydan çıkmıştı yani’…
 Mademki CHP, belediye başkanları ve meclis üyelerinin istifasını istemiyor, adaylığına sıcak bakmıyordu? O zaman neden örgüt yöneticilerinde olduğu gibi aylar öncesinden bu kararı deklare etmedi? AKP’’den önce akıl edemediler mi yoksa? İnsanların umutlarıyla, emekleriyle oynamak değil de nedir bunun adı? Ya da AKP gibi temelinde biat ve teslimiyet kültürü olan bir parti gibi son dakika ’‘ben ne dersem o olur’’ mantığı ne kadar doğru CHP için? CHP örgütü, amacı belli kararları için üst yönetimini sorguluyor artık. Her köşe başından homurtular yükseliyor. Seçim arifesinde değilse de sonrasında çıkar kokusu’…