Temiz futbol ? Futbol yazılarından uzak durmaya çalışan, aslında mesleğe “futbol yazarı” olarak başlamış bir gazetecidir bu arkadaşınız... Fransa şampiyon olsa bu yazıyı yazmayacaktım. Ama hiçbir 90 dakikayı galip tamamlayamayan Portekiz, hem uzatmaların hakkını verip, hem de endüstriyel futbolun bütün çirkinliklerine rağmen kupayı kaldırınca keyfim yerine geldi ve yazmaya karar verdim.
Portekiz şampiyon olmuştur. Çünkü bilgiyi kullanma becerisi kaçınılmaz olarak belirleyici biricik faktördür. Bilgiyi doğru kullanan kazanır…
Portekiz yerine İtalya şampiyon olsa yine sevinecektim. En küçük hatanın bile mağlubiyeti kaçınılmaz hale getirdiği bu dünyada İtalyanlar da önce hata yapmamaya çalışmışlardır.
Evet, oyun kurgun zengin olacak, hücum organizasyonun doğru olacak ve doğru müdafaa yapacaksın.
Ama şampiyon olmak için bir de üzerine “temiz” olacaksın.
***
Nedir bu temizlik… FIFA “pisliği” kendi kabul etmiş ve daha üç ay önce yaptığı açıklamada futbolun “iki” babası Platini ve Blatter'in hediye teklif etmek ve kabul etmek, genel kuralları çiğnemek ve çıkar çatışması gerekçeleriyle 8 yıl ceza aldığını açıklamıştı. Endüstriyel futbol aslında Platini ve Blatter'e yöneltilen rüşvet ve yolsuzluk suçlamalarının ta kendisidir. Unutmayın ABD'de açılan yolsuzluk davası kapsamında, FIFA'nın üst düzey yöneticileri 27 Mayıs'ta Zürih'te düzenlenen operasyonla gözaltına alınmıştı. Eski FIFA Başkanı Sepp Blatter, 29 Mayıs'ta düzenlenen kongrede 5. kez başkanlığa seçilmiş ve bu durum uluslararası kamuoyunda tepkiyle karşılanmıştı. Bu gelişmeler sonrasında da İsviçreli spor adamı, seçildikten 4 gün sonra istifa edeceğini açıklamıştı.
İsviçre Savcılığı tarafından 25 Eylül'de hakkında soruşturma açılan Blatter'in ifadesi alınmış ve ofisindeki verilere el konulmuş, UEFA Başkanı Michel Platini'nin de konuyla ilgili bilgisine başvurulmuştu. Soruşturmadaki suçlamalar arasında Blatter'in, Platini'ye 2 milyon İsviçre frangı verdiği iddiası da yer almıştı. Soruşturma kapsamında Platini ve Blatter, sekizer yıl futboldan men cezası almıştı.
En tepeden başlayarak endüstriyel futbol pistir, iğrençtir özetle…
***
Ama seyir zevkimiz ne olacak?
Yumurta topuklu ülke teknik direktörü ile kafa yapma keyfimiz ne olacak. Atilla Sertel’in sorduğu TRT spikerinin aldığı “düzen” parası gerçek mi? Bunu hiç mi merak etmeyeceğiz.
Bir ay boyunca izlediğimiz “Taktiksel kurguların zenginliği” ni bu iş pistir diye kenara atamayız ki… Zayıf taktik üzerinde kurgulanan sistemlerin çok kolay bertaraf olmasına bakarak dünyanın başka işlerine de futbol perspektifinden bakarak yorum yapmaktan vaz mı geçeceğiz. Taktik açıdan yetersiz teknik adamların çaresizliklerini de görmek gerek, yumurta topuk bunların lideri…
Ve… Bilgi artık yönetimin önüne geçti… Bunu anlamak gerekir ve bunu da bize en kolay futbol öğretiyor… Portekiz’e sevindim. Ne de olsa formalar yeşil-kırmızı…
***
Biz gazeteciliğe başladığımız yıllarda futbolcuların Ferrari’si yoktu, kırmızı kartla sahadan atılan futbolcu Alsancak’ta, Güzelyalı’da, Karşıyaka’da sokağa çıkmaya utanırdı. Şimdi İzmirlilerin büyük bir kadirşinaslıkla Körfezde gezen gemilere adlarını verdiği futbolcular hem sporcuydular, hem de şahsiyetli insanlardı, son derece ince, nazik ve efendi bir kişi gelirdi akla futbolcu gelirdi.
Endüstriyel futbolda Jean Marc Bosman’lar ne yazık ki pek az. O zamanlar İzmir’de herkes Bosman’dı..
Her şeye rağmen… Bütün dünyada futbol önce mahalle futboludur. Endüstriyel futbola karşı mahalle futbolu her zaman daha iyidir. Maç ‘6’da devre, 12’de biter, 3 korner bir penaltıdır ve bunlar daha iyidir.