GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Harun ÖZDEMİR
YAZARLAR
7 Kasım 2012 Çarşamba

Obama kazanacaktı!

Obama dört yıl önce hangi gerekçelerden dolayı kazanmıştıysa, bir sorun hariç, tekrar kazanacaktı!
ABD finans sistemi dünya tarihinin en büyük soygununu yapmıştı ve 2008 seçimleri öncesi bankalar ve sigorta şirketleri bir bir batmaya başlamıştı. Yaklaşık 9 trilyon dolar gibi astronomik bir rakamla batan ABD finans sektörünün küçüklü büyüklü şirketlerinin zararlarının kapatılması ve olası sosyal ve siyasal patlamaların önlenmesi gerekiyordu.

İşte Obama veya benzeri bir kişinin, bu koşullarda ABD’ye başkan olması gerekiyordu. Önce profil belirlenmiş, sonra da ona uygun kişi aranmıştı. Obama; hem Amerikan hayalinin tükenme noktasına geldiği hem de alt sınıflara, gelir düzeyi düşük Amerikalılara, esmer, sarı veya siyah derili fark etmez, bir şekilde sistemden sürekli dışlananlara ümit verecek bir isim olacaktı.

ABD’nin geleceği hakkında projeksiyon yapanlar, bir gün kaçınılmaz olarak Çemişgezekli Johannes’in Roma’ya İmparator oluşu gibi, bir zencinin de ABD’ye başkan olabileceği ekonomik ve sosyal zorunlulukların gelip sistemin kapısını çalacağını önceden görmüşlerdi. 

ABD finans sektöründeki nitelikli hırsızlığın rakamları, şaka değil, 9 trilyon dolar civarındaydı. Zararın büyük kısmı dünyaya pay edilecekti, kalanı da ABD’li vatandaşlar arasında paylaştırılacaktı! Gittikçe durumları kötüleşen zenci ağırlıklı melezlerin, ne yapabileceği pek kestirilemiyordu. Bu insanlara biraz ümit aşılanmalıydı! İsyanın en büyük ilacı, ancak şok bir ümit aşısı olabilirdi.

Düşünüldü, taşınıldı, Hüseyin Barak Obama bulundu!

Allah var, Obama sadece vatandaşlarına değil; Bush’un yaptıklarından sonra neredeyse dünyaya ümit aşısı oldu!

***

ABD’yi dünya devleti yapan odaklar, ABD üzerinden bir “Dünya Düzeni” kurmuşlardı, sorun da dünya ölçekte çözülecekti. Her zaman olduğu gibi Dünyanın Büyükleri, zararı adil bir şekilde pay etmişlerdi:

Petrol zengini Arap krallıkları, Çin, AB’nin zengin devletleri, İngiltere, Japonya, Rusya… zararın büyük çoğunluğunu ödeyeceklerdi; nitekim ödediler de. Kimsenin itiraz edecek bir hali yoktu! Bir tek Rusya lideri Putin’den bir sızlanma duyuldu.

Hepsi bu kadar!

Dünyanın küresel ekonomik sorunlarının tartışıldığı Davos’a gittiğinde yaklaşık 400 milyar dolar zarara uğrayan Rusya’nın güçlü lideri “Doların dışında yeni bir rezerv para şart …” dedi! Böylece hem kendini hem de zararı üstlenen diğer devletleri bir güzel rahatlattı!

Anti parantez şunu söylemeden geçersem dünyamızı usulü dairesinde idare eden Büyüklere haksızlık olur! Hikmetinden sual olunmayan bir gerekçeyle “Hileli hisse senetlerinin Türkiye’de satışını yasaklatmışlardı!”

Önceleri “Haksızlık! Dünyada en çok kazandıran senetlerin Türkiye’de satışını yasaklamışlar! Bizim kâr etmemizi istemiyorlar! İşte ABD emperyalizmi bu! Ak Parti döneminde ABD, bize bunu da yaptı! İşte 1 Mart Tezkeresinin somut sonuçları görülmeye başlandı!...” türü serzenişlerde bulunmaktaydılar. Başı da bir grup TUSİAD’cı aile çekiyordu.

Her konuda mahir bu aileler, kendi usullerince yurt dışına 35 milyar dolar çıkarıp ABD’de alış yapmışlardı. Bir – iki yıl geçmişti ki, tatlı kârda olduklarını düşünen malum aileler, hayatlarının en büyük zararını yaptılar!

Can havliyle gazete ve TV’lerin ekonomi haberlerine ambargo koyup “Türkiye IMF ile anlaşmalı, 35 milyar dolar borçlanmalı, yoksa Türkiye’nin sonu çok kötü olacak…” türü birçok yayın ve vaveyla yaptılar!

Aslında istenen şuydu:

Hükümet IMF’den 35 milyar dolar borç alacak, bununla da ABD borsalarına 35 milyar dolar kaptıran ailelerinin zararını kapatacaktı!

Bu tür durumlarda tepkileri malum Başbakan Erdoğan, bu yüzsüz teklife bir çırpıda “Zinhar!” deyip çıkıverdi. Başbakan direndikçe malum aileler ellerinden gelen ne varsa Başbakana reva gördüler…

O günler geride kaldı. Biz dönelim Obama hikayemize:

Obama
, 2008 Kasım’ında ABD’ye başkan oldu. Yörüngesinden çıkmış, yalan, dolan, talan ve sanal olmuş ABD ekonomisini düzeltmek için işe koyuldu! Ve az zamanda tahminlerin çok ötesinde başarılı işler yaptı!

Aslında beklenen şuydu:

Kesin olarak ABD’de iç çatışma çıkacak, gittikçe de yayılacak. Açlık ve yoksulluk isyanlara dönüşecek… Bunlar olmadı! Zaten ABD’li Büyüklerin Obama’dan beklediği de buydu!

Obama
’nın başarısı o nedenle çok yüksek oldu! Ayrıca eski soyguna küçücük ev kredileriyle ortak edilmiş bir miktar ABD’linin yeni dönemde refahtan daha az pay alacağı baştan belliydi. Bunlar da suhuletle ve sükunetle etkisizleştirildi. 

Bugün için ekonomik krizin neden olduğu şok, her düzeyden ABD’lide kısmen atlatılmış durumda. Tam her şey ABD açısından yoluna girmişti ki, ne yazık ki ABD’de de sık sık görülen bir sorun yine patlak verdi!

Obama
ile İsrail arasında anlaşmazlık gittikçe büyüdü, ip kopmadı ama iyice gerildi! Derken çok gerilerden gelen Cumhuriyetçi ve de Mormon tarikatı üyesi Mitt Romney, birden bire Obama’nın at başı rakibi oluverdi.

Zannedilenin aksine ABD halkı, oldukça muhafazakardır. Bu nedenle marjinal bir tarikat olan Mormon üyesi bir kişinin ABD’ye başkan olması çok çok zordur. İsrail lobisi basını ve anketleri çok iyi kullanarak Obama’yı köşeye sıkıştırmaya başladılar. Açık ara önde görülen Obama, bir hafta içinde basın ve anketler aracılığı ile önce kafa kafaya, sonra da bir iki puan geriye düşürüldü!

Son iki haftada kafa karıştırıcı çok yoğun bir propaganda yapıldı.

Obama
İsrail’in İran’la savaşamayacağını ve kuru gürültü çıkardığını Mitt Romney ile CBS televizyonunda yaptığı tartışmada açık açık söyledi! Obama’nın açık beyanı İsrail açısından kabul edilemez nitelikteydi!

Bu Obama’nın İsrail’e aldığı tavrın ilki değildi. Daha önce de BM toplantısı için ABD’ye giden İsrail Başbakanı Netenyahu’nun görüşme teklifini kabul etmemişti!

Daha önceleri en güçlü dönemlerinde İsrail Devleti ile sorun yaşayan Richard Nixon, Jimmi Carter, Baba Bush… gibi ABD başkanları İsrail lobisi tarafından seçimlerde yenilgiye uğratılmıştı. Obama da aynı akıbete uğrayabilirdi.

Ama korkulan olmadı.

Peki değişen neydi?

Değişen; ABD’li Yahudilerdi. Çünkü ABD’li Yahudiler İsrail yüzünden daha fazla risk taşımak istemiyorlardı.

 

Rapor doğruysa bir ay önce yayımlanan ABD’nin 16 resmi istihbarat örgütü 2023 Projeksiyonunda Ortadoğu’da İsrail Devleti görünmüyordu!