GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
18 Mart 2014 Salı

O mitingin ardından (2)

AK Parti’nin İzmir Mitingi her yönüyle konuşulmaya, tartışılmaya devam ediliyor. Başta Büyükşehir Adayı Binali Yıldırım olmak üzere teşkilat mensupları 12 yılın rekor kalabalığının keyfini sürerken CHP’liler ‘taşıma suyla değirmen’ eleştirisiyle 22 Mart’taki mitinglerine zemin hazırlıyor. Tabi ki miting öncesi ve sonrası yaşanan ‘istenmeyen’ gerginlikler de sosyal medyada hayli yer tutuyor. Bilhassa dönüş yolunda yaşananlar…
Mitingi siyasal açıdan analiz ettiğimizde öncelikle bu gösterinin motivasyon arttırıcı bir yanının olduğunu kabul etmek gerekiyor. En başta tabi ki AK Parti teşkilatının motivasyonunu arttırdı bu miting. Konuştuğum bir yönetici aynen şu ifadeyi kullandı: Buna ihtiyacımız vardı. İyi geldi.
Tabi ki motivasyonu artan sadece AK Parti teşkilatı da değil…
CHP örgütünü de kamçıladı Erdoğan’ın Gündoğdu'daki meydan okuması… İzmir’deki siyasal cepheleşme iklimi üzerinden okursak… Kentin bir yanını motive eden fotoğrafın başka bir tarafını ürküttüğünü de kabul etmemiz gerekir.
Peki, sandığa nasıl yansır? Ya da yansır mı? Bence sandığa çok net yansır Erdoğan’ın 1. Kordon’dan verdiği ‘Yıkılmadık, ayaktayız’ mesajı. Mesela bıçak sırtı ilçeleri var İzmir’in…
AK Parti ile CHP arasındaki rekabete DSP, MHP, DP hatta bağımsız adayların da dahil olduğu çok denklemli ilçeleri var. Bayraklı, Karabağlar, Buca, Kınık, Dikili, Aliağa, Menderes…
Metropolden saydığım ilçelerin çeperi fazla… Yani politize bir seçmen kitlesi var varoşlarında.
Siyasetin genel ikliminden çok fazla etkilenmiyorlar. Gördüğüm anketlerde minik kırılmalar var sadece… Ötesine geçilmiyor. İşte miting fotoğrafı o minik kırılmalar üzerinde bu ilçelerde etkili olabilir.
Ki bu ilçelerin bazılarında CHP’nin DSP tehdidi altında olduğunu da unutmamak lazım... Bayraklı’da Hasan Karabağ’a karşı Hüseyin Aslan alternatifi seçmenin kafasını ciddi ciddi karıştırıyor çünkü. Hatta Buca’da da Karslılar Federasyonu Başkanı Öner Osmanoğulları’nın DSP’den adaylığı bile bıçak sırtı seçimde dikkate alınması gereken bir faktördür CHP açısından…  
Karabağlar’ın böleni yok belki ama iktidarın Necip Kalkan gibi ‘yedi düvelle’ barışık bir silahı var.  Saydığım 3 ilçenin CHP’nin ‘özel önlem’ alma kararı aldığı 6 ilçe arasında başı çekmesi boşuna değil. İzmir’in nüfus yoğunluğu bakımından en büyük ilçelerinden söz ediyoruz.  
Kınık’ı sayma gerekçem mevcut başkanın DP’den adaylığıdır.
Aliağa’da ise Hakkı Ülkü yok sayılmayacak bir değer. Dikili gibi dar bölgede Başkan Vekili Altıparmak’ın
ağırlığı sandığa yansıyabilir.
Ve Bergama ile Ödemiş var. Kentin kuzey ve güney havzalarının başkenti kabul edilebilecek ilçeleri.  Her ikisinde de AK Parti 2011’de öndeydi. Ve kalabalık miting özellikle kırsal seçmen üzerinde etkili olabilir. Keza daha dün Büyükşehir adayı Binali Yıldırım’ın Bergama çıkarmasına bakın mesela. Mitingin ardından yapılan ilk gezi… Fotoğraflar son derece dolu, adeta mini bir miting gibi…
Tabi ki kalabalık mitingin dezavantaj olduğu/olacağı ilçeler de var.
Karşıyaka mesela… Ya da Konak! Özellikle Konak’ta DSP adayı Tartan üzerinden kafası karışan/karıştırılan seçmenin ‘AK Parti geliyor’ endişesiyle CHP’de birleşme ihtimalini göz ardı etmemek lazım. Ya da kentin batısındaki Yarımada’daki ilçelerde… Urla’da bile CHP adayının etrafında benzer bir toparlanma olacağını düşünüyorum.
Keza Seferihisar hatta Çeşme, Karaburun’da…
Ancak Menderes farklı…
7 beldenin kapanmasıyla genişleyen köylerin de dâhil olmasıyla iyice dengesi değişen Menderes öncelikle bir tarım kenti… Ve de iktidar partisinin 2011’de CHP’yi yakaladığı bir ilçe…  Ve de bağımsız başkan adayı CHP’li Ergun Özgün, DSP’den aday olan CHP’li Arif Ekti’nin de etkisiyle bu ilçenin dengelerinin değişme ihtimali yüksek. Tire’si, Torbalısı, Kemalpaşası, Kiraz’ı derken İzmir’in ilçe dengesini değiştirebilecek bir fotoğraf ortaya çıktı Gündoğdu’da…
Yani iktidar partisi ağır ateş altında yürüdüğü 30 Mart sürecinde ihtiyacı olan bir rüzgar yarattı. Ve de o rüzgar üzerinden bıçak sırtı ilçeleri düşürmeye çalışacak.
Mitingin muhalefet üzerindeki etkisine gelirsek…
DSP/DP ve Bağımsız adaylar açısından bu mitingin ‘alt boşaltma’ gibi bir ağır sonucu olabilir. En güçlü muhalefet partisinde yani CHP’de birleşme duygusunu tetikleyebilir çünkü bu gövde gösterisi. Hatta kısmen MHP hatta İşçi Partisi adaylarının alacağı oya kadar etkilenmesi söz konusu olabilir. Teşkilata ‘ha gayret’ motivasyonu aşılayan, rakip cephe üzerinde de birleşme duygusunu tetikleyen bu mitingi 23 Mart sabahından itibaren yeniden değerlendirmek gerekecektir. Çünkü 22 Mart’ta Kılıçdaroğlu aynı meydana, aynı kantara çıkacak. AK Parti’nin çok gerisinde kalınırsa bazı ilçeler açısından yeni bir durum değerlendirmesi yapmak zaruri olabilir.  İktidar partisi kurmaylarından edindiğim bilgilerse sürecin kalan bölümünün son derece dikkatli planlandığı yönünde. Mitingin ardından oluşan rüzgârı kimi stratejik ilçelerde fırtınaya dönüştürmeyi planlayan AK Parti İzmir teşkilatı en sancılı, en kritik seçimlerinden birini yaşıyor.
CHP Adayı Kocaoğlu’nun kendisi için yüzde 60 alt sınır, rakibi Binali Yıldırım için yüzde 30 gibi üst sınır koyması ortamı yeterince gererken 2009’da AK Parti’nin sadece Bayındır’ı alması CHP’nin ise psikolojik açıdan 28 ilçede iktidar olmanın baskısı altında ezilmesi 30 Mart’ın sandık sonuçlarına ilişkin merakı kamçılamaya yetiyor. Sandıktan kim çıkarsa çıksın…
Yeter ki kazanan demokrasinin, hoşgörünün başkenti İzmir olsun.