GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
19 Mart 2022 Cumartesi

Ne unutulmaz kadındın sen ‘Küçük Hanımefendi’

Yaşasaydı…

Ömrü yetseydi…

Alın yazısında o tarih yazmasaydı…

Bugün…

86 yaşını kutlayacaktı…

Büyük olasılıkla köşesine çekilecekti ama…

Yine de…

Benli Güzel” unvanıyla anılmaya devam edecekti…

***

Gece oturun TV’nin karşısına…

Hala O’nun…

Tadına doyulmaz Ayhan Işık’la paylaştığı…

Küçük Hanımefendi” seri filmlerden birine…

Mutlaka rastlarsınız…

Replik de şu; hiç değişmediği için unutamıyorum…

Adalet Cimcoz’un sesinden:

Reca ederim bu bahsi kapatalım…”

***

Acıyla örülmüş bir “şöhret”in gerçek öyküsüne daldığınızda…

O’nun hikayesi çıkacak karşınıza…

Güzelliğine… Oyun gücüne… Gamzesine…

Hepsinden önemlisi…

Hayatı boyunca üstüne yapışıp kalan “Küçük Hanımefendi” sıfatına…

Ama…

Daha da acısı, “bahtsız kaderi”ne…

***

Belgin Doruk, 28 Haziran 1936'da Ankara'da doğdu…

Ailesi, Ankara’dan İstanbul’a göç ettiğinde…

O daha ilkokuldaydı…

Henüz ortaokul öğrencisi iken…

Annesi, O’nu Yıldız Dergisi’nin açtığı yarışmaya soktu…

O sırada takvimler 1952 yılını gösteriyordu…

Yarışmada…

Erkeklerde Ayhan Işık, bayanlarda Belgin Doruk birinci seçildi…

***

Kısmeti hemen açıldı…

Aynı yıl, ilk filmi “Çakırcalı’nın Definesi”nde…

Yarışma arkadaşı Ayhan Işık’la başrolü paylaştı…

Yönetmeni Faruk Kenç’e aşık oldu…

Gelgelelim, Faruk GençBelgin’den 26 yaş büyüktü…

Aşk ferman dinlemedi, evlendiler…

Artık, arka arkaya film çeviriyordu…

Güzelliği, oyun gücü ve yanağındaki beni ile…

Erkeklerin başını döndürüyordu… 

Faruk Kenç ile dört yıl evli kaldı…

Gül adını verdiği bir kızı dünyaya geldi…

Boşandıktan sonra bu kez Zeki Müren’le harika bir ikili oluşturdu…

Artık Türk Sineması’na damga vurmuştu… 

Sanat Güneşi” ile, “Kırık Plak”, “Hep O Şarkı”, “Bahçevan”, “İstanbul Kaldırımları” ve “Hayat Bazen Tatlıdır” filmlerini çekti…

***

Aslında…

Herkes O’nu Ayhan Işık’a çok yakıştırıyordu…

Birlikte çevirdikleri "Küçük Hanımefendi" serisi çok tutuldu…

Artık…

Melodramların ve duygusal güldürülerin değişmez oyuncusu olmuştu…

O tarihlerde Yeşilçam’ın ünlü yapımcılarından Özdemir Birsel ile ikinci evliliğini yaptı… O’ndan da Aydın adında bir oğlu oldu…

Mutlu muydu, bilinmez ama…

Özdemir Birsel ile bu dünyaya veda edinceye kadar evli kaldı…

***

Belgin Doruk için…

Kader ağlarını örmeye başladığında, 1970 yılı gelip çatmıştı…

O sırada…

Tüm sinema yıldızlarının yaptığı gibi sahneye çıkmaya karar verdi… 

Çakıl Gazinosu ile anlaştı…

Ancak, genel provada söyleyeceği şarkıları unutunca…

Şarkıcılık hayali başlamadan sona erdi…

İstese de istemese de…

Yeşilçam değişiyordu…

Önce starlığını, sonra sağlığını kaybetmeye başladı…

Kiloları kabusa dönüştü…

Yaptığı diyetler de işe yaramıyordu…

O yıllarda büyük reklamlarla satılan…

Yasal bir “iştah azaltıcı” ilacı kullanmaya başladı…

İlaç hem zayıflatıyor hem de inanılmaz bir enerji veriyordu…

Hatta aynı ilacı Zeki Müren’e de tavsiye etti… 

Sanat Güneşi”, bir-iki denedi sonra…

Enerjinin bu kadarı da çok fazla” deyip bir daha o ilacı kullanmadı…

***

Ancak, güzel yıldız, o ilacın batağına düşmüştü bir kez…

Eski Belgin’den eser bile yoktu…

Her tarafı titriyordu…  

Enerjisi, gücü, kuvveti, hayalleri O’nu bırakıp gitmişti…

Sonunda…

Sağlık Bakanlığı…

O ilacın verdiği zararın farkına vardı ve yasakladı…

Gelgelelim…

Belgin Doruk için iş işten geçmişti…

Zayıflamak için kullandığı o ilaç yüzünden…

Sinir sistemi altüst olmuştu…

Hızla kilo almaya başladı…

Şişli'deki Fransız Lape Psikiyatri Hastanesi'nde…

O’nu yatağa bağlamak zorunda kaldılar…

Evine icra geldi…

Dayanamadı, başucuna bir mektup bıraktı; uyku hapı yutarak intihara kalkıştı…

Zor kurtardılar…

***

Sadece bir kez…

O dönemde Vita Yağı reklamında oynadı…

Yıl, 1985’ti…

Ancak reklamdan çok “Küçük Hanımefendi”nin kiloları konuşulunca…

Bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı…

O tarihten itibaren…

Hayranlarım beni hep filmlerdeki gibi hatırlasın" diyerek…

İnzivaya çekildi…

Ölene kadar da kimseye görünmedi…

***

Belgin Doruk, kalp yetmezliğinden…

26 Mart 1995’te…

Henüz 59 yaşında iken bu dünyaya veda etti…

Gözleri gibi “kara bahtı” izin verseydi…

Belki de…

Büyükanne rollerinin değişmez “benli güzeli” olarak…

Ekrandan bize…

Mahcup dudak ucu gülümsemeleri yollayacaktı…

Sonsöz: “Şöhret, mutlu olmaya yetmiyor… / Anonim…”