Çarşamba sabahı bir televizyon kanalında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş vardı…
Üç saatlik bir program…
Baştan sona dikkatle izledim / dinledim…
Perşembe sabahı söz konusu programı sunan İsmail Küçükkaya’ya göre o bölüm izlenme rekoru kırmış…
Aynı saatte yayınlanan bütün haber programları da dahil hepsini geçmiş…
Doğrudur…
Çünkü…
Anlatım mükemmel…
Hiçbir abartı yok…
Şov yok…
Galeyana getirmek gibi bir duygu söz konusu değil…
Yapamayacaklarını değil, yaptıklarını anlatıyor…
Yaptıklarının da yapacaklarının teminatı olduğunu, biz izleyenler vurguluyoruz…
Polemik yok…
Ortaya koyduğu tablodan etkilenecekleri dahi, kırmadan dökmeden anlatıyor…
Övünerek değil, görevi olduğu ve bu sebeple seçildiği için yapması gerektiğinin altını çiziyor…
Kavgacı değil, durumu tespit edici ve yasal yolları da gösterici olarak konuşuyor…
Bir başka konuma, bir başka hedefe “selam” göndermiyor…
***
Kısaca…
Anlatıyor, abartmıyor…
Tespit ediyor ama kavga etmiyor…
Hedeflerini dile getiriyor ama hayal dünyasında yaşamıyor…
Hem imkanlarını biliyor ve hem de yapması gerekenleri biliyor…
Acizlik yok ama yaptıklarını ve yapacaklarını da gerçekçi bir dille anlatıyor…
Yine kısaca…
***
Bir ortama bakın…
Ve bir de konuşana…
Ne demiş, Yunus Emre?
“Ete kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm…”
Aynen öyle…
***
Veya…
Neşet Ertaş ne diyor?
“Dikenler içinde kalmış gül gibi…”
***
Şimdi…
Üç saatlik bir program, hem de sabahın erken saatlerinde, dinlenme rekoru kırıyorsa…
İzleyenlerin, dinleyenlerin mutlaka bir “mesajı” vardır…
Boşu boşuna rekor kırılmamıştır…
Kimse kimsenin kara gözüne kara kaşına aşık değildir…
Şu ortamda…
Üstelik, rejimin, ülkenin çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu şu ortamda…
Hemen herkes…
Tünelin ucunda mum ışığı kadar dahi olsa bir ışık görmek istemektedir…
Binlerce, milyonlarca izleyici her halde Ankara’da ne gibi belediye hizmetleri verildiğinin derdinde değildir…
O halde…
Yurttaş olarak ben “mesajımı” aldım…
İnşallah…
Çok umutlu değilim ama…
Gerekli “mesajı” alması gerekenler de…
Almışlardır…