GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
4 Eylül 2014 Perşembe

Kurultay öncesi Ankara havası!

‘Baskındı, değildi’ derken CHP’nin bilmem kaçıncı kurultayı geldi, çattı. Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce’nin kapışacağı tarihi kurultay CHP için de Türk siyaseti açısından da hayati öneme sahip aslında... 4 yıllık görev süresi boyunca seçim sonuçları ve kadrosu üzerinden sıkça eleştirilen Kılıçdaroğlu son olarak Ekmeleddin İhsanoğlu tercihiyle sorgulanınca düğmeye bastı.
Ve ‘Hodri meydan’ diyerek kurultay kartını (erken) açan Kılıçdaroğlu, yine bir süredir ‘genel başkanlık’ sevdasına kapılan Muharrem İnce’ye karşı mücadele verecek.
Genel kabule göre Kılıçdaroğlu’nun ‘seçilme’ sorunu yok.
Çünkü delege onu istiyor. Ama ironik olan şu ki, delegenin Kılıçdaroğlu dediği noktada üyenin Muharrem İnce’yi istediği söyleniyor. Hatta bu yönde yayınlanan anketler bile var.
Kısacası ‘Ne olacak bu CHP’nin hali?’ sorusuna yanıt aramaya devam edeceğiz bugün.
Ankara’daki dostların gözünden kurultayın nabzını tutmaya çalıştım. Üye-delege açmazı, PM hesapları ve olası liste savaşlarının izlerini bulmaya çalıştım.
İzmirli dostların dikkatini çeken ilk nokta genel merkezdeki derin sessizlik olmuş.
- Hiç kurultay havası yok. Normalde burası ana-baba günü olurdu’ diyorlar. Ve Genel Merkezin koridorlarındaki sessizliği hayra yormuyorlar.
Gelelim imza meselesine…
Genel merkezin Kılıçdaroğlu’nu mümkün olan en yüksek imza ile aday çıkarıp, kafası karışık delege üzerinde baskı kurarak ilk günü mümkün olan en yüksek oyla atlatmayı düşündüğü kaydediliyor. ‘Ve Kılıçdaroğlu ilk günü hasarsız atlatırsa, hele hele de 900’ün üzerinde bir oy alırsa, parti meclisinde ciddi bir operasyon yapabilir’ diyorlar.
Ya alamazsa… Bıçak sırtı geçerse…
CHP delegesi bu… Ne yapacağı hiç belli olmaz çünkü.
İmzayı başkasına oyu başkasına verdiği çok görülmüştür.
Ki ‘derin sessizliği’ hayra yormayanların aklından geçen senaryo da tam olarak bu. 
Muharrem İnce kanadını da yokladım.
Sanılanın aksine imza sayısının 250’yi geçtiğini hatta İnce’nin 300 civarında imza ile aday olmasının bile mümkün olduğunu kaydediyorlar.
Tecrübesine güvendiğim bir dostum, “300 imza ile aday olursa her şey olur” diyerek yaşanan gerginliği, delegenin üzerindeki ‘üye-seçmen’ baskısını anlatmaya çalışıyor.
 
Gelelim İzmir’e…
İzmir’e ilişkin senaryolar muhtelif…
Her ne kadar 66 imzayı Kılıçdaroğlu alsa da 20’ye yakın oy Muharrem İnce’ye kaçabilir.
İlk güne ilişkin konuşmalar üç aşağı beş yukarı böyle…
Ama asıl kıyametin PM seçiminde yaşanacağı biliniyor. Tüzük gereği ‘çarşaf liste’ ile yarışılacak olması, kurultaya ayrı bir rekabet ve gizem katıyor.
Sandıktan Kılıçdaroğlu çıksa bile ‘anahtar listenin ardından’ dengelerin değişebileceği, Kılıçdaroğlu’nun bir önceki kurultayda olduğu gibi ‘sarı liste’ kartını kullanabileceği belirtiliyor.

O kurultayın sarı liste mağdurlarından Mehmet Ali Susam’a göre bu kez böyle bir hata yapılma lüksü yok CHP’nin… Susam, “O kurultayda yapılan yanlışın sonuçlarını yerel seçimlerde yaşadık. Bu kez ‘sarı liste’ gibi bir hataya izin verilmeyeceğine inanıyorum” diyor.
Ve Genel Başkan Kılıçdaroğlu ile İzmir üzerine konuştuğu anlatan Susam, Kılıçdaroğlu’nun seçilme sorunu yaşamayacağını, örgütün ve kamuoyunun (2015 seçimlerine az bir zaman kala) CHP’de bir genel başkan değişikliğine ihtiyaç görmediğini, kendi görüşünün de bu yönde olduğunu vurguluyor.
Alaattin Yüksel cephesine gelince;  
Genel kanaat bu kurultayda İzmir’in PM’deki temsil oranının yarı yarıya düşeceği yönünde.  
Tabi ki önemli bir kitlenin hedefinde de bir önceki kurultayın tartışmasız galibi olan Yüksel-Kocaoğlu yapısı var. Bu yapının bu kez en çok 2 isimle temsil edileceği tahmin ediliyor.
Yüksel’le de konuştum. Ve sözlerinden her türlü operasyona/tasarrufa hazır olduğunu anladım. Dahası sanılanın aksine PM’yi deliler gibi istemiyor Alaattin Yüksel… Ama temsil ettiği yapının simge ismi olduğu için bu görevden kaçamayacağının da farkında.
İlginç olan Yüksel’in Kılıçdaroğlu’na bir liste sunmuş olması…
Aralarında partili gençlerin olduğu PM/YDK aday listesi…
Ve YDK üyesi Moroğlu’nun da PM’ye istemiş olması…
Belki de kendi yerine…
Kocaoğlu’nun ne yapacağı, kimi ya da kimleri önereceği de şu anda meçhul… Kocaoğlu’nun cebindeki isim olarak siyaset bilimi profesörü Gülgün Tosun’un adı var kulislerde sadece…
Ve Aytun Çıray…
İzmir’in MYK’daki tek temsilcisi… Açıkçası Çıray’ın Kılıçdaroğlu’nun anahtar listesinde olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Ama çarşaf listede dahası önceki kurultayda olduğu gibi ‘anahtarın anahtarı’ yapılırsa, Çıray’ın bu kez hedef alınma ihtimali var.
Ali Engin’e gelirsek… Yakın arkadaşı Gürsel Erol’la birlikte önceki kurultayın ‘sarı liste’ hazırlayıcısı Engin’in de PM’ye alınma ihtimalinden söz ediliyor kulislerde…
Lakin Engin’in buna çok da sıcak bakmadığı hatta Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede ‘Beni yazmayın’ diye ricacı olduğu ileri sürülüyor.
Liste sıkıntısı yaşayan tek ekip Kılıçdaroğlu da değil…
Muharrem İnce yapısında da bazı sıkıntılar var öğrendiğim kadarıyla.  
İzmir’in PM’deki temsilcilerinden Prof. Birgül Ayman Güler sıkıntılardan biri mesela. Kılıçdaroğlu’na hesap sormak isteyen Güler’i delegelerin önemli bölümünün veto ettiği konuşuluyor. Öte yandan Baykal-Sav tartışmasının da listelerde sancı yaratma ihtimali var.
Baykal’a çok yakın isimlerin Kılıçdaroğlu’na imza vermesi de sancılardan biri…
Sonuç olarak ilk gün genel başkanlık yarışında sürpriz peşinde koşan Muharrem İnce’ye destek olan yapının asıl hedefi 2. gün yapılacak PM seçimleri…
İddia edildiği gibi çarşaf liste üzerinden elde edilecek yüzde 30-40’lık bir sonuç CHP’yi yeni bir kurultaya bile götürebilir. Yani bu kurultay yeni bir kurultayı doğurabilir. Öte yandan 4 yılda 5 kurultay gören/gösteren Kılıçdaroğlu için de bu kurultay son şanstır. Yapılacak tüzük değişiklikleriyle parti içinde dengeleri yeniden kurması beklenen Kılıçdaroğlu için de dönüm noktası olacak bu kurultay sonuçları itibariyle CHP’de önemli bir milat niteliği taşıyacak gibi görünüyor.
Kurultay’da ‘iktidar’ kavramına vurgu yapılacakmış.
Ve sloganlardan biri ‘Ben değil biz diyeceğiz, iktidara yürüyeceğiz’ olacakmış.
İsabet olur. Genel başkan kim olur, PM’ye, YDK’ya kim seçilir bilme şansımız yok şu anda. Ama CHP’nin en büyük hastalığını tespit edip, bunu da sloganlaştırmasını anlamlı buluyorum.