GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
11 Temmuz 2014 Cuma

Erdoğan’ın Yeni Türkiye’si…

İstanbul Haliç Kongre Merkezi’ndeki ‘Vizyon Belgesi’ açıklamasında kürsüde 2 saat kalan Cumhurbaşkanı Adayı Erdoğan’ı saniye saniye dinledim.
Benim için son birkaç yılda Erdoğan’la dolu en uzun zaman dilimiydi bu…
İki saat… 120 dakika…

*
Neyse ki ‘Cumhurbaşkanı adayının vizyon belgesi mi olur kardeşim’ diyenlerden değilim.
Olur, olmalıdır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanının vizyon belgesi, seçim beyannamesi olmalıdır.
*
‘Nasıl bir cumhurbaşkanı olacak Tayyip Erdoğan?’ sorusuna yanıt arayalım.
Satır satır okuduğu belgeye bakarsak hepimizin özlediği bir yönetim sergileyecek.
84 sayfalık metinde onlarca kez demokrasi ibaresinin altı çiziliyor.
Defalarca hukuk devletinden söz ediliyor.
Hukukun üstünlüğü deniyor.
Daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye…
25 bin doları geçen milli gelir…
En gelişmiş 10 ekonomiden biri…
Terör sorununu çözmüş, ötekiyi beriki yapmayı başarmış bir Türkiye…
Dünyada saygın, komşularıyla barışık, bölgesinin lideri…
Ulusal ve uluslar arası barışın teminatı…
Yoksulluğun azaldığı, yolsuzluğun olmadığı…
*
Daha ne olsun…
Tabi ki tek sorun samimiyet…
Çift Y ile…

İleri demokrasiden, hukuk devletinden Erdoğan’ın ne anladığını son birkaç yılda görmemiş olsam, açıklanan metnin altına gözü kapalı imzamı atardım.
Öyle bir tablo çizdi ki Erdoğan 12 yıllık icraat dönemine ilişkin…
Öyle pembe bir tablo çizdi ki… 4 bin 500 kişilik salonu mest etti. 
‘Nereden-nereye’ şeklinde vurgulanan konuşmanın önemli bölümünde tek bir mesaj vardı. Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır.
Tabi ki haklı olduğu noktalar da vardı.
Mesela Türkiye’de ciddi bir muhalefet sorunu olduğunu söylediği bölüm gibi…
Güçlü muhalefetin ülkenin kalkınmasında da önemli bir faktör olduğunu söylediği bölüm…
Cumhuriyet tarihinin muhalefet yönüyle en şanslı başbakanının giderayak altını çizdiği hususun altına imza atmamak mümkün değildi tabi ki.
Başta ulaşım olmak üzere bazı başlıklarda ülkenin kat ettiği mesafeyi alkışlamamak da mümkün değildi.
**
Başbakan Erdoğan’ın Köşk vizyonundaki en önemli ayrıntı 84 sayfalık metnin başlığına çekilen ‘Yeni Türkiye’ ibaresiydi…
Metin içinde en fazla tekrarlanan bu ibareye çok farklı anlamlar yüklemek mümkün…
Hatta toplantı öncesi tanıtım filminde de söylendiği gibi Erdoğan’ı bu vizyonu üzerinden ‘devrimci’ ilan etmek bile mümkün…
Muhafazakâr devrimci…
Her seçim öncesi mücadele edecek bir düşman yahut daha yumuşak bir ifadeyle rakip bulan ya da yaratan Erdoğan’ın 10 Ağustos’taki rakibi Eski Türkiye… 
Siyasi hayatı boyunca mücadele ettiği ve 12 yıllık iktidarı boyunca kalelerini teker teker düşürdüğü, ‘Eski Türkiye’yi’ topyekun tasfiye etmek, ‘son ve en büyük darbeyi indirmek’ için kolları sıvayan Erdoğan, tabanına bir süredir verdiği ‘İstiklal Savaşı’ mesajını bu süreçte sıklıkla tekrarlayacak gibi görünüyor. Sıcak yaz gününde siyasal tabanını motive etmek, sandığa kilitlemek için çizdiği ‘Eski Türkiye’ fotoğrafından detaylar paylaşan Erdoğan, bu sayede amaçladığı toplumsal motivasyonu sağlayacak gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlu’nun ‘Yeni CHP’ diyerek 4 yıl önce yakalamaya çalıştığı sinerjiyle Erdoğan’ın ‘Yeni Türkiye’ diyerek sağlamaya çalıştığı motivasyon aynı değil…
Çünkü Erdoğan ‘Yeni Türkiye’ derken 40 yıllık siyasal mücadele filminin final sahnesini işaret ediyor. Mutlu sonla biten bir hikayenin en keyifli sahnelerini anlatıyor.
Çile döneminin bittiğini, dava arkadaşları için gelecek on yılların her açıdan ‘refah’ içinde geçeceğini müjdeliyor. Sadece dava arkadaşları için değil... 77 milyon için hatta…
Ama bir ön şartı var. 10 Ağustos’taki sandık… Ve siyasetin en tepe noktasına erişim…
‘Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik… Hadi bitirin şu işi’ demeye getiriyor aslında…
Ve tabanı tarafından daima en son söylediği doğru kabul edilen, muhalefet yönüyle Türkiye’nin gelmiş geçmiş en şanslı başbakanı olmanın da avantajıyla bana göre bu yolda emin adımlarla yürüyor.
Sonuç olarak Erdoğan’ın Yeni Türkiye’sini kâğıt üzerinde beğendim.
Daha fazla demokrasi, daha fazla barış, daha çok hukuk devleti ve de daha güçlü, zengin bir Türkiye vaat ediyor çünkü. Güçlü kuşkularım olmakla birlikte söylediklerinde samimi olmasını umuyorum.