GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Fatih YAPAR
YAZARLAR
7 Ekim 2013 Pazartesi

Kocaoğlu’nun önünü kim açtı?

Belediyelerin, özellikle nüfusu 100 binden fazla olan ilçe ve illerin katı atık sorununu halletmesi gerekiyor. Zaten 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince belediyeler için “evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlüdürler” ibaresi yer alıyor. Kanun koyucu bunun için nüfus oranında yıl aralığı vermiş. Kanuna göre İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni Bütünşehir Yasası ile sınırlarının büyüdüğü de göz önünde alındığında geç kaldığı bile söylenebilir.

Gelelim İzmir’deki tartışmaların arka planına… İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Yamanlar Dağı’nın zirvesine yapılması planlanan Katı Atık Bertaraf Tesisi ile ilgili ise kavga sürüyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ısrarla yapmak istediği seçim üstü yeniden gündeme gelen bu mevzu daha çok su kaldırır.

Torbalı Taşkesik’ten “ret” kararı gelmesi ile birlikte yönünü farklı yerlere çeviren Kocaoğlu ve bürokratları birçok bölgede araştırma yaptı. Menderes ile Torbalı arasında bir yer üzerinde çalışan, Yarımada ve Güney’de farklı alternatifler bakan ekipler bu arada Bornova’ya transfer istasyonu kurma kararını da meclise karar getirdi. Bornova Belediye Başkanı Prof. Dr. Kamil Okyay’ın itiraz etmesi, bölge halkının ayaklanma girişimi ve Kocaoğlu’nun “evim” dediği ilçede şahsı için de probleme neden olacağı için şimdilik vazgeçildi.
Bir yandan kentin Kuzey’inde yer arayışını sürdüren Büyükşehir, Karşıyaka Yamanlar Dağı’nda bir noktaya gözünü kestirmişti. Çok gizli yürütülen çalışmalar hakkında sadece belediyeden birkaç bürokratın bilgisi vardı. Onlara da “kesinlikle bilgi vermek yok” talimatı verilmişti. Kocaoğlu ısrarla gelen sorulara yanıt vermezken “Yeri bulduk, çalışıyoruz, kimseye söylemeyiz, araştırmayın” gibi ifadeler kullanıyordu. Konuyu yakından takip edenler tesisin nerede-nasıl yapılacağını, ne kadar bir alanı kapladığını ve bölgenin özelliklerini Egedesonsöz.com’dan “İşte Kocaoğlu’nun sır gibi sakladığı yeni çöp alanı” başlığı ile öğrenmişti. Ve haberin yapılış tarihi ise 29 Kasım 2012 Perşembe günüydü. Yani son tartışmalar yeniden başlamadan tam bir yıl önce…

Peki bu meselenin en derininde ne vardı? Meseleyi yakından takip eden birisi olarak tesisin yerini nasıl ve ne şartlarda bulduğumuzun ayrıntılarına girmeyeceğim. O biraz da “haber kaynağının gizliliği” ile ilgili bir konu... Peki Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu’nun önü nasıl açıldı, kim ya da kimler ‘yürü’ dedi? Öncelikli olarak Kocaoğlu’nun tesis ile ilgili yeri havadan-karadan tespit ettikten sonra daha valiliğe başvuruyu yapmadan Ankara’ya gittiğini söyleyebilirim. Burada, mesele Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ilgili isimlerine-bürokratlarına açıldı. Onlara “bize yardımcı olun” denildi. Ankara’dan gelen ‘gizli olur kararı’nın ardından Kocaoğlu bu kez İzmir’den işleme devam etti. Konu kentin valisine açılırken Ankara’nın da olumlu mesajı hemen üstüne eklendi. İzmir eski Valisi Cahit Kıraç belediyeden kendilerine resmi başvuru yazısı gelmeden önce iki kez ilgili kurumların bürokratlarını topladı. Onlara, “Büyükşehir’den size talep gelecek, ön olurları verin, sorun çıkartmayın” mesajını verdi. Kıraç, şu anda Diyarbakır’da görev yaptığı için isteyen sorabilir. Büyükşehir’in bu dosyasının kurumlar arasındaki sürecini yürütme görevi de Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne verildi. Kimsenin bilgi alamadığı, bürokratların da “konuşmayın” uyarısı aldığı konu Ankara’dan alınan destek ile gizli bir şekilde yürütülüyordu. Ta ki mesele ortaya çıkana, çalışmalar belli olana kadar.
 
Kıraç’ın girişimleri ile “ön olur” işlemleri yapılan katı atık bertaraf tesisi yeri ile ilgili kurumlar şu anda beklemede duruyor. Hem valinin değişmesi, hem de meselenin seçimlere yakın yeniden tartışmaya açılması nedeniyle ÇED süreci yürüyor. Belediye, gerekli ÇED’i hazırlayıp Ankara’ya yeniden onaya gönderecek. Bakalım işleri geçmişte sessiz sedasız yürüten kamu-yerel yönetim birlikteliği şimdi ne yapacak. Kurumlardan zaten “biz onay vermemiştik, şartlı imza atmıştık” gibi açıklamalar gelmeye başladı. Hatta ismini bende saklı bir il müdürü arayarak “Kocaoğlu yanlış yaptı. Önce ÇED onayını alıp kurumlara görüş sorması gerekirdi” bile dedi.
Son olarak bu meselenin siyasete malzeme olması konusuna da değinmek lazım... Neredeyse bir yıl önce ortaya çıkan alan aynı alan… Bölge aynı bölge, flora aynı flora, doğal ortamından, su kaynaklarına kadar değişen hiçbir şey yok. Peki şimdi “Karşıyaka’ya çöp tesisi yaptırmayız” diyenler niye seçim atmosferini bekledi. Ya da o zaman niye susmayı tercih etti? Burada amaç tabi ki siyaset yapmak... Şu anda ise siyasetin boyutu, yönü değişti. Tesis alanı ilk ortaya çıktığında susanlar,(AK Parti Milletvekili İlknur Denizli ilk zaman bu kadar güçlü olmasa "bir kaç kişi ile yer belirlenemez" çıkışı yapmıştı) “CHP’li Büyükşehir Belediyesi ile Karşıyaka Belediyesi birbirine düşsün, kavga etsin, puan kaybetsin” diyenler ile “halkın sağlığını düşünüyoruz, mücadeleye devam. Gerekirse toprağın altına girmeye hazırız. İşin arkasında hükümet yok” aynı kişilerdir/mantıktır/anlayıştır.

Sözü özü; seçim öncesinde ısıtılıp tekrar gündeme getirilen mesele çöp, katı atık tesisi, halk sağlığı, yasal zorunluluk değil bal gibi çıkar siyasetidir.