GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ahmet Aydın AKANSU
YAZARLAR
18 Kasım 2016 Cuma

“İsrafı Azaltma Haftası”na biz de katılalım

“İsraf” denilince ülkemde o kadar çok şey geliyor ki aklıma. Bir tanesi mesela. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bir günde 5 milyon ekmek çöpe gidiyor. Ekmek bir lira ise, 5 milyon eder. Yılda bir öğrenciye 5 bin lira burs verilse, 1000 öğrenci yapar. Bu ülkede o kadar öğrenci var ki o 5 bin liraya ihtiyacı olan. “İsrafı” denilince başka neler mi geliyor. Tonlarca yiyecek, elektrik, su, kağıt, giyim bunlardan bir kaçı. Bu israflarla doğal kaynaklarımızı bir bir yok ediyoruz. Örneğin Türkiye’de son 50 yılda 36 göl kurudu. 2009 yılından bu yana 22-30 Kasım tarihleri arasında Avrupa’nın 28 ülkesinde “İsrafı Azaltım Haftası” kutlanıyor. Amaç, Aşırı tüketimin azaltılması, kullanılmış ürünlerin tekrar kullanılması, oluşan atıkların geri dönüştürülmesi bilincini yaygınlaştırmak. 

KİŞİ BAŞINA 500 KG. ATIK OLUŞUYOR
Avrupa İsrafı Azaltma Haftası kapsamında 3R olarak adlandırılan atığı azaltmak (Reduce waste), ürünlerin tekrar kullanımı (Reuse products) ve maddelerin geri dönüşümü (Recycle materials) konularında duyarlılığı arttırıcı çalışmalar yürütülüyor. Yapılan araştırmalarda her bir Avrupa vatandaşı yılda yaklaşık 500 kg. atık oluşturuyor. 9 gün süren aktivitelerde, ürünler çöpe gitmeden işin başında israftan kaçınmak ve israfı azaltmak duyarlılığı, atıkların olumsuz yönlerine dikkat çekiliyor ve israfı önleme konusunda aktif rol oynayan özel sektör ve kamu kuruluşları arasında bir ağ oluşturuluyor. Atık Azaltımı Haftası’na bağlı olarak 8-10 Mayıs tarihleri arasında Avrupa Temizleme Günleri düzenleniyor. “Haydi Avrupa’yı Temizleyelim” isimli bu girişim ile sahiller, ormanlar, doğal alanlardaki atıkların toplanması için gönüllülere çağrıda bulunuluyor. Bence süper bir organizasyon. Biz de “Haydi İzmir’i Temizleyelim” kampanyası ile bu bilinci tüm ülkeye yayabiliriz.
WWF, TÜRKİYE’DEN 5 ÇEVRECİ KURULUŞA HİBE 
Dünya Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (World Wide Fund for Nature ya da kısaca WWF), doğanın zarar görmesini durdurmayı, verilen zararları onarmayı amaçlayan uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Dünya çapında desteklediği 2000 koruma projesi ve 4000'e yakın çalışanıyla dünyanın en büyük çevre kuruluşu olarak kabul ediliyor. 100'ü aşkın ülkede, iklim değişikliği, ormanlar, tatlı sular, denizler, türler ve sürdürülebilirlik ana başlıkları altında gerçekleştiriyor. WWF Türkiye, ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) süreçlerine katılımı teşvik etmeyi amaçlayan hibe programı çerçevesinde birlikte çalışacağı sivil toplum kuruluşlarını belirledi. ÇED, belirli bir proje veya gelişmenin, çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. WWF Türkiye, Avrupa Birliği’nin finansal desteği ile beş farklı ülkede yürüttüğü Çevreye Uyumlu Sosyo-Ekonomik Kalkınma için Sivil Toplum Hareketi (CO-SEED) isimli proje kapsamında Türkiye’de 5 sivil toplum kuruluşlarına hibe verecek. Hibe almaya hak kazanan kuruluşlardan ilki Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) çatısı altında çevre mühendislerinin mesleki dayanışma arttırmak amacıyla kurduğu Çevre Mühendisleri Odası. Diğerleri, Denizli’de kurulan Doğa ve Çevre Vakfı (DOÇEV), Karşıyaka Sosyal Sorumluluk ve Bilim Derneği, Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve TEMA Vakfı. 

TOPLAM 252 BİN EURO VERİLECEK
Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Türkiye olmak üzere beş ülkede yürütülen proje kapsamında yapılan hibe başvuruları, bağımsız kurullar tarafından ulusal ve  uluslararası düzeyde değerlendirildi. Değerlendirmeler sonucunda beşi Türkiye’den, 23 sivil toplum kuruluşu hibe almaya hak kazandı. Toplam 252 bin Euro verilecek. Sivil Toplum Kapasite Geliştirme ve Savunuculuk Hibe Programı çerçevesinde, finansal destek alacak kuruluşların Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) ve Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) konularında aktif şekilde savunuculuk yapmaları için bilgi birikimlerini ve kapasitelerini artırmaları hedefleniyor. Böylelikle sivil toplum kuruluşlarının, halkın katılımı toplantılarında ve paydaşlarla yapılan görüşmelerde ikna kabiliyetlerini artırması ve katılımcı bir rol üstlenerek ÇED süreçlerinin iyileştirilmesine katkıda bulunması bekleniyor. Hibe başvuruları kabul edilen kuruluşlar ile birlikte beş ülkede bölgesel bir ağ oluşturulacak ve uluslararası düzeyde eğitim ve toplantılar gerçekleştirilecek. Ayrıca, kuruluşların ÇED ve SÇD süreçlerindeki halkın katılımı toplantılarını takip edip katılmaları desteklenecek.