GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Tayfun MARO
YAZARLAR
31 Ocak 2022 Pazartesi

İslam ülkesinde sosyal demokrat olmak

Ekonomik krizin derinleştiğini gören Cumhurbaşkanı, çekilen sıkıntıların Allah’tan geldiğini Bakara suresinden alıntılarla açıklamıştı. Sosyal demokratlar da açıklamaya Kuran’dan ayetlerle cevap vermişti.

Bir süre sonra, Erdoğan yine açıkladı; “Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu!”

Sosyal demokratlar anında dini bilgilerini gösteren yanıtlar verdiler.

Yetmedi, Kılıçdaroğlu, “helalleşeceğim” diye tutturdu…

Akla ziyan İslami diyalog her ne kadar sosyal demokratlar tarafından, “anlayacakları dilden yanıt” olarak izah edildiyse de soru işaretlerini ortadan kaldırmaya yetmiyor. Çünkü bu tavır, Türkiye’nin bir cemaatler topluluğu olduğunun itirafı gibi...

Aklımda sorular var…

Yıllar önce, CHP İzmir milletvekili, Kılıçdaroğlu için şöyle demişti; “Allah onu bizim başımıza melek gibi indirdi.”

“Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen sosyal demokratın veya kendisini sol cenahta bir yerlere konumlandıran kişinin dünya görüşü neye benziyor olabilir? Bu kişi ya laisiteye sırt çevirecek ya da kutsal kitaba…

Kuran-ı Kerim’e rağmen Batılılaşmak, içinden çıkılabilir bir durum değil.

Batılı değerlere dayalı dünya görüşü, Müslüman bir sosyal demokratın dünya görüşüyle örtüşmüyor, laisiteyle buluşturmak mümkün değil.

Paradoks; Kamusal alanda, Hristiyan kişiyi kutsal kitabı içerik itibarıyla bağlamıyor. Fakat kamusal normların belirlenmesinde, Müslüman kişiyi kutsal kitabı içerik itibarıyla bağlıyor.

Sabah akşam Allah’a şükreden, Elhamdülillah Müslüman’ım diyen bir sosyal demokratın laik rejimi savunmak için kuracağı dil, uzlaştırıcı olamıyor. Çünkü Kuran-ı Kerim buna izin vermiyor.

Aydınlanmacı modernlerin bu meseleyi görmezden gelerek sürdürdükleri popülist siyaset, kendi içinde tutarsız olduğu için halk indinde kabul görmüyor.

Müslüman, kutsal kitabının getirdiklerini yaşamak istiyor. Değil mi ki Müslümanların kutsal kitabında sosyal hayatın, devletin, hukukun ne olup olmadığı açıklıkla ifade ediliyor...

Hristiyanlar ise böyle sorunlar yaşamıyor. Çünkü İncil bu konulara girmiyor. Ancak Eski Ahit, Kuran’da olduğu gibi düzenlemeler getiriyor.

Bu durumda, Kuran hükümlerine göre yaşamak isteyen Müslüman, haklıdır. “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen sosyal demokratın ise Kuran hükümlerine rağmen laikliği savunması tam bir garabettir.

Kanımca, “Müslüman’ım, İslami bir düzen istiyorum” diyen kişi haklıdır. Samimi, tutarlı, ne istediğini biliyor.

“Müslüman’ım ama İslami bir düzen istemiyorum” diyen kişi ise, ne istediğini bilmiyor, tutarsız…

Galiba, bu paradoksu Deistler çözecek.