Serbest piyasa düzeninde aktif siyaset yapan insan tekin değildir. Böyle bir ön yargım var.
Hepsinin de tekin olmadığını söylemek istemiyorum ama kahir çoğunluk tekin değil.
Ancak yüzde vermek çok riskli… Şimdi, %99’u böyle desem, o yüzde doksan dokuz anında yüzde birin içine doluşur. Siyasetçi bu!
Aktif siyaset yapanları tekinsiz kılan, örtülü ajandaların varlığıdır. Bunların başında, kimlik siyasetine dayalı etnik ve dini grupların dayanışması geliyor. Bir de hemşeri dernekleri dayanışması var. İş ilişkilerini geliştiren gruplar ise başı çekiyor.
Örtülü grup çıkarlarını yüceltilmiş siyasi argümanlarla perdelemek, siyaset yapma becerisi oluyor. İşte bu beceri gereği oluşan çifte standart, siyasette iki yüzlü ahlakın kaynağıdır.
Bunca şaibeli ve zahmetli ilişkinin arka planında belirleyici rol oynayan ülke rantına çökme arzusu, ne yazık ki örtülü gerçekliktir.
Halk, millet, vatan, hak, adalet, eşitlik, beka, milli çıkar, hizmet aşkı gibi yüceltilmiş kavram ve değerler, siyaset yapmanın görünür gerekçeleridir. Siyasi ilişkileri asıl belirleyen ise, görünür değildir.
Bütün değerlerin paraya tekabül ettiği 40 yıllık liberal dönemin siyasette yol açtığı meşum değişim, ülkenin önünde tıkaç gibi duruyor.
Siyasal iktidar ve muhalefet, iktidar olgusunun bileşenleridir. Birbirinin yerine geçecek şekilde dizayn edilen siyasi partiler, sistemin teminatı olup huzur, güven, refah, adalet söylemleriyle kitleleri yanıltıyor.
Siyaset dedikleri de işte bu iklimde vücut buluyor.