GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
4 Temmuz 2018 Çarşamba

İnsan insanın kurdudur

24 Haziran gecesinin en “civcivli” saatiydi…

Bir televizyon kanalının haber merkezine…

“Adam kazandı” diye tweet attı…

Canlı yayında bu mesaj okundu diye…

Çok kızdı…

“O mesaj özeldi… Haber yapılacağını tahmin edemedim… Demek ki, gazetecilerle dost olurken daha dikkatli olmak gerekiyormuş…” dedi…

***

Pazartesi akşamı…

Kılıçdaroğlu ile özel bir yemekte buluştu…

Yanlarında eşleri de vardı…

Uzun uzun konuştular, seçimi değerlendirdiler…

“Söz büyüğün su küçüğün…” misali…

CHP Lideri tek kelime etmedi ama…

O, ertesi gün hemen gazeteci ordusunun karşısına geçti…

Kılıçdaroğlu’na yaptığı teklifi göğsünü gere gere anlattı:

“Eğer kabul ederseniz, olağanüstü kurultayı toplayın… Ben genel başkan olayım… Siz de grup başkanı olarak parlamentodaki çalışmaları yürütün, ayrıca CHP’nin onursal başkanı olun… Ben de bu arada ülkeyi dolaşıp, partiyi seçime hazırlayayım…”

Kılıçdaroğlu, anında yanıtını Türkiye’ye yolladı…

“Özel bir yemekti, bağlamından koparılması siyasi nezaketsizlik…”

***

Madem…

“Adam kazandı!” tweeti özeldi…

O akşam yemeği “genel” miydi?

Sen o tweet’i duyuran televizyona…

“Gazeteciden demek ki dost olmuyormuş!” yorumu ile…

Üstü örtülü “Yaptığınız nezaketsizlik” diyorsan…

Özel bir görüşmenin diğer kahramanı da sana…

İşte böyle…

Asıl “nezaketsizlik” budur, diye çarpar!

***

Kaldı ki, seçim gecesi attığın tweet…

İki kelime de olsa…

Haberin tillahıdır…

Madem “özel” diye ısrar ediyorsun…

O zaman…

“Adam” kelimesi yerine…

“Cumhurbaşkanı kazandı” diye yazsaydın…

Niye “adam” kelimesini tercih ettin?

***

Şunu unutmamak gerekiyor…

Bu “nezaket” hikayesinin esas oğlanı…

16 yıldır milletvekili…

“Herkesin Cumhurbaşkanı” sloganı ile…

Sahneye çıktı…

Üstelik kendisine şimdi “nezaketsiz” diyen…

Kişinin seçimi ile…

Çok çalıştı, yoruldu, terledi…

Allah var, seçimin hakkını verdi…

Gönüllerde taht kurdu…

Bu milletten 15 milyonun üstünde oy aldı…

Oy vermeyenlerin bile…

Kalbinde kendine yer buldu…

Tüm bunlara karşın…

Filmin sonu böyle mi olmalıydı?

***

Bence bu tartışmadan “cacık” olmaz…

Ama şu olur!

İngiliz felsefeci Thomas Hobbes’e ait…

“İnsan insanın kurdudur!” sözü…

Bir kez daha doğrulanır…

Çünkü…

“İnsanoğlu, doğası itibarıyla bencildir, güvensizdir… Bu nedenle kendi çıkarını korumak için eylemde bulunur… Doğa nimetlerinden elinden geldiği kadar kendisi için yararlanmak ister… Bu da başka insanlarla çatışmasına neden olur… Ve herkesin herkesle savaşı başlar…”

Aynen Cumhuriyet Halk Partisi’nde olduğu gibi…

Çünkü…

Ana Muhalefet Partisi’nde yarım asırdır hep…

Bi’şiler oluyor, hizipleşme doruğa çıkıyor…

Kavga eksik olmuyor…

Liderlerin paçaları hep aşağıdan çekiliyor…

***

Yarım asır önceye dönelim…

Rahmetli İsmet Paşa (İsmet İnönü)

Cumhuriyet Tarihi’nin…

En uzun soluklu Başbakanı’ydı…

Toplam; (1+12+4) 17 sene…

Kim indirdi O’nu aşağı?

Genel Sekreter yaptığı Bülent Ecevit

“Yeter bu kadar…” diyen Karaoğlan…

1972’nin 7 Mayıs’ındaki Kurultay’da…

Onca gürültü-patırtı arasında…

“Milli Şefi”, siyaset hayatından silmedi mi?

***

Deniz Baykal, 12 Eylül sonrası…

Partilerin yeniden açılmasına izin gelince…

1992 Kurultayı’nda CHP’nin lideri olmadı mı?

Üç yıl sonra CHP ile SHP birleşmeye kalkınca…

CHP, Deniz Baykal’ı bırakıp…

Hikmet Çetin’i Genel Başkan yapmadı mı?

Baykal, 1995’te…

Murat Karayalçın ile yarışıp…

Yeniden Altıok’a genel başkan olmadı mı?

Aynı Baykal…

18 Nisan 1999 seçimlerinde…

CHP meclis dışında kalınca genel başkanlığı bırakmadı mı?

Ardından gelen Altan Öymen

CHP’nin “bir numaralı” koltuğunda…

Onca kargaşa, hizipleşme arasında…

Ne kadar oturabildi?

Sadece 15 ay…

Sonra kim geldi?

Yine Baykal…

Nasıl gitti?

Kaset komplosu ile…

Yerine kim geldi?

Baykal’ın evinin önünde…

“Genel Başkanlık düşünmüyorum…” diyen…

Kemal Kılıçdaroğlu…

Sırasıyla CHP’de tarihe geçen iki genel sekretere…

Önder Sav ve Adnan Keskin’e…

“Sepeti koluna herkes yoluna…” diyen kim?

Kemal Kılıçdaroğlu…

Pekiiii…

“Gandi”ye sekiz yıl sonra…

Göstere göstere “bayrak açan” kim?

16 yıldır Yalova Milletvekilliği ve…

CHP’de grup başkan vekilliği yapan…

Muharrem İnce

Kılıçdaroğlu’na karşı iki kez Kurultay’da…

Rakip olup kaybeden kim?

Muharrem İnce…

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak…

Muharrem İnce’yi işaret eden kim?

Kemal Kılıçdaroğlu…

Pekiiii…

Şimdi bu ikili ne yapıyor?

CHP’ye gönül verenlere işaret fişeği çakıyor:

“Ya ben ya o…”

Eh, biraz yavaş olun n’olur…

Başımız döndü…

***

Şimdi finale gelelim…

CHP’de…

Hem de “nezaketsizlik” tartışmalarının ayyuka çıktığı aşamada…

Kılıçdaroğlu’nun…

Her şeyi unutup, “Yarabbi şükür” diyerek…

Kurultay’a filan gideceğini sanmıyorum…

Delege de elinde, belediye başkanları da…

Muharrem Bey’e gelince…

Yazının başlığı “işaret fişeği” olabilirse eğer…

O’na da siz karar verin gari…

Sonsöz: “Ne tükenmez hazinesin ey dil… Ne devasız bir dert…”