GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Gönül Soyoğul
YAZARLAR
19 Ekim 2015 Pazartesi

HDP’den 1 oy bile gitmez ama MHP’den AKP’ye?

Mülkiye’nin efsane hocalarından Şefik İnan’ın ‘yalanın kaça ayrıldığı’ üzerine verdiği ‘yalan, kuyruklu yalan, istatistik’ yanıtına…
Bu yanıtı “Rakamları dürüst kullanmazsanız, en büyük yalanı istatistikte kullanırsınız. Türkiye’’deki bütün milli gelir hesapları, bütün enflasyon hesapları ve diğer hesaplar, tamamen atmasyondur’” sözleriyle açan Şefik Hoca’ya hak verdiğimi, daha önce de yazmış/söylemiş olmalıyım.
Neyse ki rakamları dürüst olarak kullanan, sonuçlar ‘kendi isteğinin/görüşünün dışında çıksa bile’ bunu kamuoyuyla paylaşan düzgün/namuslu şirketler de var. Ve bu ülkenin endişeli seçmenleri, bu şirketlerin 1 Kasım seçimleriyle ilgili ağzından çıkacak bilgileri iple çekiyor. Gözlem bir yere kadar, nihayetinde sonucu belirleyecek olanın sadece İzmir değil, tüm iller olduğu gerçeğini biliyor zira.
Ekim ayında yaptıkları son anketi kamuoyuyla paylaşmış olsalar da Prof. Özer Sencer’in ESİAD üyelerini bilgilendirme toplantısına koşa koşa gittim bu yüzden. Hem Metropoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin bilimsel çalışan kuruluşlardan biri olduğu güveniyle, hem de televizyon programlarında anlatımları ve yaklaşımlarıyla takdir ettiğim Metropoll’ün Başkanı Prof. Dr. Özer Sencer’in yorumlarını merak ettiğimden.
Ankara katliamından hemen önce, 28 kentte, 2 bin 500 kişiyle yapılan anketin sonuçları, sizin de bildiğiniz gibi; AKP yüzde 42.5, CHP yüzde 26.3, MHP yüzde 16.3, HDP yüzde 13. Ankete göre, partilerin oy dağılımına bakıldığında çıkarılması muhtemel milletvekili sayıları da AKP 261, CHP 135, MHP 77, HDP 77.
Herkesin merak ettiği, ülkenin yüzde 58.2’si Türkiye’nin kötüye gittiğini düşünürken, AKP’lilerin yüzde 19.5’i de bu kanaatteyken, AKP’nin oy oranının nasıl/neden arttığı?
Sencer Hoca’ya göre, bu artışın nedeni, 7 Haziran’da partilerine ‘kötü gidiyorsun, kendine gel’ uyarısında bulunmak amacıyla sandığa gitmeyen AKP’lilerin, 7 Haziran sonuçlarını gördükten sonra ‘kantarın topuzunu fazla kaçırmışız’ diyerek, partilerine rücu etmesi. Sandığı boykot ederken partilerinin iktidardan düşmesini beklemeyen AKP’lilerin yarısının ertesi gün geri döndüğünü ve AKP’nin oylarının yüzde 41.7’ye yükseldiğini söyleyen Sencer, “1.5 puanlık kitle, 7 Haziran'da sandığa gitmemiş kitledir. Bu gelenler Ak Partilidir. Ancak bu yükseliş Ak Parti'yi iktidara taşımaz” dedi. Araştırmaların AKP’nin yüzde 41’in altına düşmeyeceğini gösterdiğini –sonuçtan çok da memnun olmadığını belli eden yüz ifadesiyle- vurgulayan Sencer Hoca’ya göre AKP bundan sonra HDP'den 1 oy bile alamaz ama MHP'den hala oy gelme ihtimali var.
Gözlemlerime dayalı karamsarlığımın, bilimsel rakamlarla konuşan Özer Sencer’de de aynı olduğunu görmek, onun siyasi gelecekle ilgili tahminlerinin de oldukça endişeli/karamsar olduğunu dinlemek, doğrusu sıkıntımı iyiden iyiye artırdı. “Bazı araştırma şirketleri yüzde 38'i nereden buluyor bilmiyorum. Araştırma yapmıyorlar da oradan buluyorlar” diyen Sencer Hoca, 1 Kasım seçiminden sonra da koalisyonu hemen beklemediğini söyledi çünkü.
Çünkü partilerin kırmızı çizgilerinin çok kalın olduğunu, olası görünen MHP koalisyonunun da uzun süreli olmayacağını ifade etti. Yani, bizi yine bir seçimin daha beklediğini…
Peki, nasıl oluyor da insanlar Türkiye’nin kötü yönetildiğine inanmasına, ekonomik gidişatın iyi olmadığını görmesine rağmen, AKP’nin oyları düşüyor ama çakılmıyor?
Sencer Hoca bu soruya iki yanıt veriyor.
Biri “AKP seçmeninin yüzde 73.4’ü Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde ekonomik durumunun iyi olacağını düşünüyor. Bu da AKP nasıl hala oy alıyor diyenleri açıklar” yanıtı.
Diğeri ise muhalefet sorunu. “Eğer yüzde 60’ının üstünde mutsuzluk var ama parti aynı kalıyorsa, sebep seçmenin gidecek yer bulamamasıdır” diyor. Ana muhalefet partisi CHP’nin hem 7 Haziran seçimleri öncesi yürüttüğü kampanyanın, hem de 7 Haziran sonrasındaki dengeli politikalarının takdir görmesine rağmen, bu takdirin oya tahvil olamayışını da CHP’nin 80 yıllık bagajına bağlıyor Sencer Hoca. ‘Halk CHP’yi hala devleti yönetecek yetkinlikte görmüyor, algısı bu yönde’ diyor.
Bir haftalık yazı malzemesine konu edilebilecek rakamlar arasında hepimizi müstehzi gülümseten, hiçbirimize ‘yok canım, olur mu öyle şey’ dedirtmeyen sonuçlardan biri de seçim sonuçlarına hile karıştırılacağını düşünenlerin varlığından ziyade, AKP’lilerin yüzde 23.5’inin bile ‘seçime hile karıştırılabileceğini’ düşündüklerini ifade etmesiydi.
Haliyle ‘eee, bunu nasıl anlayacağız’ diye soruldu Sencer Hoca’ya.
O da deneyimlerine dayanarak, ‘sonuçlar gece 23’e kadar belli olmazsa, seçim sonuçları 24’ten sonraya kalırsa, o sandıkların başına bir şey gelmiş demektir’ cevabını verdi. Hemen ardından ‘insanların fıtratında hile vardır’ hatırlatmasıyla ve bu noktada sivil inisiyatifin önemine vurgu yaparak. 
7 Haziran seçimlerinin sağlıklı gitmesinin bir numaralı nedeninin (Oy ve Ötesi gibi) sivil inisiyatifin yurt sathında iyi örgütlenmesi olduğunun altına çizen Prof. Dr. Sencer, aynı duyarlılığa ve sivil göreve, bu seçimlerde de ihtiyaç olduğunu tekrarladı.
 
İlginç sözleri, tespitleri vardı Sencer Hoca’nın.
Davutoğlu’nun halk üzerinde etkili olmadığı, bir karşılığının bulunmadığı… AKP’den herhangi biri getirilmiş olsa da partinin aynı oyu yakalayabileceği… Çünkü Erdoğan’ın baskın kişiliğinin yanına kimi koyarsanız koyun Ahmet Davutoğlu yapacağını…
Tayyip Erdoğan’a rakip olacak kişinin yüzünün gözünün cırılmasına razı olması gerektiğini, Abdullah Gül’ün bu yüzden kavgaya girmemek adına –rakamlarla sabit kişisel oy potansiyeline rağmen- ortaya çıkmadığını…
Ekmeleddin İhsanoğlu eğer TBMM Başkanı seçilseydi farklı bir ülke tablosunun olacağını, Meclis çalışacağı için AKP’nin saldırı değil savunma pozisyonuna düşmesinin siyaseti olumlu yönde dizayn edeceğini ama bu şansın kaçırıldığını, AKP’ye kendini toparlama fırsatı verildiğini…
MHP seçmeninin Meclis Başkanlığı AKP’ye sunulduğu için kızgın olduğunu, Bahçeli’nin kendi seçmeni nezdinde itibar kaybettiğini…
Kılıçdaroğlu’nun itibarının CHP’nin oyundan fazla olduğunu…
Ve AKP seçmeninin, Cumhurbaşkanı’nın siyasete bu kadar karışmasını onaylamasa da Erdoğan’ın arkasında kaya gibi durduğunu rakamların diliyle uzun uzun anlattı.
 
Toplantıdan kaygılarla ayrılırken, 7 Haziran seçimlerinden bir ay önce ‘400 milletvekili verin, bu iş huzur içinde çözülsün’ diyen Erdoğan’ın sözlerin ardından yaşananlar geçiyordu aklımdan.
400 varsa huzur da var.
330 olursa biraz da olsa huzur var.
276’ının az üstü, az huzur demek,
276’ının altı olursa, huzurlardan huzur beğen!
Ülkeyi, 7 Haziran’dan sonra yaşadıklarımızın tekrarının beklediğini, ki bunun da seçime katılma oranı 7 Haziran’daki gibi yüzde 85 dolaylarında olursa mümkün olduğunu…
İktidarın 29 Ekim bahanesiyle 4 günlük tatil ilan etmesinin altında yatan gerçeğin ‘en çok CHP’li seçmenin kaytardığı, bu firenin sağ partilerde, hele ki AKP’de taş çatlasa ülke genelinde 500 bini aşmadığı’ olduğunu ekleyerek… ‘Huzur’ içinde ayrılalım yazımızdan!