GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
12 Mart 2016 Cumartesi

Ege’nin unutulan Rodos ve İstanköy Türkleri/1

Geçtiğimiz hafta, 8 Mart 2016 günü, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksi Çipraz,İzmir’de bir araya geldiler ve ticari ağırlıklı anlaşmalara imza attılar.Bu durumun,Ege’yi paylaşan her iki milletin yararına olacağı  konusunda  herkes hemfikir oldu.(*)

Bilindiği üzere,Yunanistan’da evlad-ı fatihan olarak nitelenen Türkler yaşıyor.Bunlardan Batı Trakya’da varolan Türklerin varlığını ve sorunlarını  Türkiye kamuoyu biliyor. Dünya ve yazık ki Türkiye kamuoyunda da Yunanistan’daki Türk varlığının Batı Trakya’yla sınırlı olduğu algısı var.

Oysa,Rodos ve İstanköy ağırlıklı olmak üzere Onikiada’da yaşayan ve sayıları 6.000 civarında olan bir Türk nüfus  yaşıyor. Rodos,Marmaris’in,İstanköy ise Bodrum’un karşısında .Bununla birlikte ,Anadolu doğumlu birçok Türk yurttaşı, yakın zamanlara kadar, hatta günümüzde bile şimdiki durumda Rodos ve İstanköy Türklerinin varlığından habersiz bir durumda(y)dır. Adalara gezgin olarak giden Türkler, burada yaşayan Türklerle karşılaşınca hayretler içinde kalıyor. Hele, adalardaki Osmanlı Türklerinden kalan ve çoğunluğu bakımsızlıktan viraneye dönen  cami, okul ve kütüphane gibi mimari eserleri gördüklerinde şaşkınlıkları daha da artıyor.

Yunan makamları, 1923 yılında Lozan Barış Antlaşması imzalandığında Onikiada’nın İtalyan yönetimi altında bulunduğu gerekçesiyle söz konusu soydaşlarımıza «azınlık” statüsü tanımamakta. Bu nedenle Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan Türklerin birçok azınlık sorunları var.

Bu sorunlar; Vatandaşlık,Türkçe Öğrenme Hakkı, Din ve İbadet,Nefret ve Baskı Ortamı, Osmanlı Türklerinden Kalan Kültürel Mirasın Korunmasından kaynaklanan Sorunları yanı sıra Vakıflar  Sorunu gibi  başlıklar altında sıralanıyor.

Yakın dönemlere değin,”Neden Ege’deki Türkler unutuldu?” sorusunun yanıtını   «Ege’nin Unutulan Türkleri” adıyla bir kitap yazan Bahadır Selim Dilek, uluslararası ilişkiler açısından şöyle açıklıyor;

«Küreselleşmenin- kendi çıkarlarını en üst noktaya taşımak için- desteklemekte olduğu yerelleşme, mikro milliyetçiliği, etnik ve bölgesel ayrımcılıkları körükledi. Küresel sermayenin çıkarlarının olduğu bölgelerdeki azınlık unsurları destekledi. Küresel sermayenin çıkarlarının bulunmadığı bölgelerde ki azınlıklar ise yok sayıldı, unutuldu, unutturuldu. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları gibi evrensel kavramlar, küresel sermayenin çıkarlarını ilgilendiren bölgelerde ki azınlıklar için geçerliliğini sonuna kadar korurken, hatta söz konusu bölgelerde askeri müdahalede bulunmak için en önemli gerekçeyi oluştururken; bu evrensel (!) kavramlar diğerleri için tamamen yok sayıldı” diyor ve ekliyor;

«Bugün, Yunanistan’a ait Onikiada’da varlığını korumaya çalışan bir avuç Türk de istikrarsızlık unsuru olarak görülen, susturulan ve hakları gasp edilen, unutulan, unutturulan, azınlıklar arasından yer alıyor. Her ne kadar Avrupa Birliği’ne üye olan bir ülkenin eşit birer vatandaşı olsalar da Batı’nın gözünde onlar kara kafalı birer Türk olmaktan öte geçemiyorlar. ….Kelimenin tam anlamıyla yok sayılıyorlar”.

Kısaca şu söylenebilir; Adalarda yaşamakta olan Türkler,bugün yok olma noktasına gelmiştir. Yunanistan’ın asimilasyon politikasına “dur” denmediği takdirde, kısa bir süre sonrasında  Adalı Türklerden söz etmek olası olmayacak.(**)

Ancak Onlar, Mübadele gibi geçmişte kalmış sızlayan bir yaramız değil, adalarda varlıklarını sürdürmeye çalışan bir avuç azınlıktır ve Onlar’ın giderek asimilasyonu, bir anlamda insanlığın ve kendine has bir kültürün yok edilmesi demektir.

 “Özgürlük, eşitlik ve adalet” tüm insanlık için evrensel değerleri ifade eden kavramlardır.

“Bu çerçevede Rodos ve İstanköy Türklüğünün ana dillerini öğrenme ve kullanma, ibadet özgürlüğü gibi sosyal ve kültürel hayatın başat değerlerini korumak ve sürdürmek gayretleri,evrensel ve temel bir insanlık hakkı  olarak ele alınmalıdır.”derim.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 (*)Davutoğlu ve Çipras arasında 4.Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) kapsamında ortak bildiri yayımlandı.Bu bildiride, “Türkiye ve Yunanistan, kültürel mirasın belirlenmesi, korunması ve muhafaza edilmesi ile yasa dışı olarak yerlerinden edilmiş kültür varlıklarının belirlenmesi ve ait oldukları ülkeye iadesi alanlarında mevcut yoğun işbirliğini artırmak ve bu amaçla bugüne kadar UNESCO ve diğer uluslararası kuruluşlar ve forumlar dahilinde sergiledikleri ortak çabayı kuvvetlendirmek hususlarında mutabakata varmışlardır.” paragrafı var.Dileriz, bu bağlamda Yunanistan Devleti,Rodos ve İstanköy’deki Osmanlı Türklerinden kalan   ve çoğunluğu bakımsızlıktan virane duruma dönüşmekte olan cami, okul ve kütüphane gibi mimari eserlerin korunması konusunda gerekli özeni gösterir.

 (**)Yunanistan Başbakanı Çipraz’ın İzmir’e gelmesinden yararlanarak ,Türkiye’deki  Rodos ve İstanköy Türklerinin temsilcisi olan “Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma  Derneği”,kendisinden bu sorunları aktarmak üzere bir randevu talep etmiştir,ancak yoğun programı gerekçe gösterilerek talebe olumlu yanıt verilmemiştir.