GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
8 Temmuz 2022 Cuma

Dünya İzmir’e şapka çıkaracak!

Biz İzmirliler için…

Yaşımız kaç olursa olsun…

Kalbimize “şerbet” gibi akan…

Takvimlerdeki “iki tarih”

Hayatımızın…

Dönülmez akşamların ufku gibi saplanmıştır…

Beyinlere ve kalplere…

İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun…

100’üncü yılını kutluyoruz a dostlar…

Kurtuluş’tan Kuruluş’a giden yolun…

İlk durağı…

Ne denli sıkıntılı günler yaşarsak yaşayalım…

Unutmayalım… Unutturmayalım…

63 gün sonra…

“İzmir’in ölümsüz bayramı”

100 yılı geride bırakıyor…

Kutlu olsun…

Neden demişler?

“Kurtuluş’tan Kuruluş’a” diye…

Çünkü…

“9 Eylül 2022”den…

Yaklaşık bir yıl sonra…

Bu kez…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin…

Kuruluş yıldönümü için alkış tutacağız 84 milyon olarak…

Hepsi içimize sinsin…

O iki “özel” bayramı yaşamak hepimize nasip olsun…

“Kurtuluş”un açtığı kapıdan süzülerek…

17’nci Türk Devleti’nin “kuruluşunun” 100’üncü yılını…

Dünyaya ilan etmek ne büyük keyif olacaktır; kim bilir…

***

Şahane bir Perşembe sabahı…

Gözünüzün, gönlünüzün yeşile doyduğu…

Çok tatlı bi’sabah esintisinin…

İzmir’de yaşadığınızı hissettiren o tatlı ten dokunuşu…

Başkan Soyer…

İzmirli gazetecilerle buluşuyor…

Gün…

“İzmir’in 100 Yıl Kutlamaları” için heyecanlanma zamanı…

İzmir’in Reisi’ne…

Benden “ha’di bakalım” sorusu:

“Hem İzmir’in kurtuluşunun hem de Cumhuriyet’in kuruluşunun dalya dedirten tarihlerinde İzmir’in en büyük kamu koltuğunda olacaksınız, kısmetse… Nasıl bi’duygu?”

Sanki, soruya hazırlanmış gibi cevap hazır Başkan’da…

“Çok şanslıyım hem de çooook…”

***

Aslında…

İzmir ve İzmirliler de şanslı…

Bu kentin…

“Düşman işgalinden kurtuluşu”nun 100’üncü yılı…

Birbirinden özel kutlama programları…

Masallardaki gibi…

“Bir varmış, bir yokmuş…” dedirten…

Bir zaman dilimine yayılıyor…

Tam dokuz aya yayılacak kutlamalar…

İzmirli olmanın tadını çıkaracağız…

***

İzmir’in “taçlandığı” günler / geceler…

1 Ağustos’ta başlayacak ve kesintisiz…

Dokuz aya yayılacak…

Masallardaki gibi…

“İzmir Dünya Barış Ödülü” projesi gururlandıracak hepimizi…

Başkan Soyer’e göre…

İzmir Büyükşehir Belediyesi…

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin…

En büyük organizasyonuna imza atacak…

***

Kutlamaların “görsel roman”dan farksız bir belgeseli çekilecek…

Gelecek kuşaklar…

Bilsin, görsün, yaşasın, bilgilensin diye…

Özel bi’ayrıntı var…

Bundan böyle…

9 Eylül’ün ertesi günü (10 Eylül) etkinlikler sürecek…

Neden?

Çünkü…

Ulu Önder Atatürk…

Yanında Mareşal Fevzi (Çakmak) Garp Cephesi Komutanı İsmet (İnönü) Paşa Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım (Gündüz) Paşa ve karargahı ile 10 Eylül 1922 günü İzmir'e girmiş, burada Fahrettin (Altay) Paşa İle buluşarak doğruca Hükümet Konağına gitmişti…

O zaman…

İzmir’in 9 Eylül Bayramı…

Ertesi gün de devam edecek…

Başkan Soyer…

“Kalbimizde kalmasın” dedi ve ekledi:

Bundan sonra hep böyle olacak... 9 Eylül'ü de 10 Eylül'ü de kutlayacağız…”

Peki, neler yaşayacağız İzmir’in yaklaşan bayramında?

Sayalım…

Gündoğdu'da büyük canlandırmalar ve konserler olacak…

Tam 11 sanatçının şarkıları çınlayacak İzmir akşamlarında…

Performanslar hep İzmir’le sınırlı…

İzmir türküleri… İzmir şarkıları…

Sonra o konserler…

Evladiyelik albüm olacak; İzmir şarkıları ile İzmir aşkına…

Şahane bir sürpriz daha…

İzmir Dünya Barış Ödülü Projesi…

Hayata geçiyor…

Tunç Soyer, üstüne basa basa diyor ki:

“Nobel’den sonra en anlamlı ve değerli ödül olması için çalışıyoruz…”

Ve…

İzmir’in 100. Yıl kutlamaları için…

Özel bir ayrıntı…

Kulaklara küpe olsun, diye sona bıraktım…

Başkan Soyer’in o sözlerini:

“Son olarak biz 100. Yılı 100 yıl önce düşmanı nasıl denize döktük kutlaması değil, 100 yıldır kesintisiz sürdürdüğümüz barışı anmak istiyoruz… O nedenle tüm anmalarımızın arkasında ana fikir barış olacak, 17 Şubat-4 Mart’ın sonunda İzmir Dünya Barış Ödülü’nü başlatıyoruz... İzmir’i 100 yılın ardından barışı kutlayan bir şehir olarak tanıtmak için Nobel’den sonra en büyük barış ödülünü sunmayı hedefliyoruz…”

Nokta…

Hamiş: Şunu unutmayalım… Düşman işgalinden kurtulan bir kentin adına uygun, benzeri olmayan bir marşı vardır… Milli duyguları harekete geçiren o marş, (İzmir’in dağlarında çiçekler açar) diye başlar… Türk Ordusu’nun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir'e girişini konu alan nihavend makamında bir eserdir… Söylerken, dinlerken tüyleri diken diken eder… Ve şöyle başlar: “İzmir’in dağlarında çiçekler açar… / Altın güneş or’da sırmalar açar…”

Sonsöz: “Ne zaman canım sıkılsa, ben hep İzmir’e kaçarım… / Yılmaz Özdil – Gazeteci, yazar…)