GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Engin ÖNEN
YAZARLAR
8 Ağustos 2023 Salı

CHP kongrelerinden manzaralar...

CHP, uzun zamandır İzmir’in iktidar partisi. Bu durumu adaylara, il ve ilçe yönetimlerine bağlayanlar siyaseti ve toplumu, dolayısıyla seçmen yapısının değişimini dikkate almayan kişilerdir.

Çok partili yaşamın büyük bölümünde merkez sağın kalesi olan (73-77 seçimleri hariç) bu şehir, son dönemlerde değişen toplum yapısı, kutuplaşma ve seçmen tercihlerini etkileyen değişkenlerdeki farklılaşma sonucu ağırlıklı olarak CHP’ye yönelmiştir.

Uzunca bir süredir CHP örgütlerinin en faal ve dinamik olduğu dönemler hep kongre ve kurultay dönemleridir. Diğer dönemlerde politik faaliyet bakımından ortada gözükmeyen çok sayıda siyasetçi, delege ağası vb bu dönemde ortaya çıkıverir.

Çünkü parti içi mücadelede delegeleri, ilçe ve il yönetimini ele geçirir ve/veya buralarda ağırlık kazanırsan, bir süre sonra belediye başkanlığı ve meclis aday belirleme sürecinde de söz sahibi olursun. Prensip ve pratik budur.

Küçük ve orta büyüklükteki ilçelerde belediye başkanları, kendine uygun, yönlendirebileceği delegeleri ve ilçe yöneticisi seçerler. Büyük metropol ilçelerde de yine belediye başkanları ağırlıklıdır ama diğerleri kadar kolay olmaz işleri.

Belediye başkanları, belediye gücü ve olanaklarını genellikle parti içi iktidar mücadelesinde de hiç bir etik kurala uymadan tepe tepe kullanırlar.

Belediye gücünün yanı sıra metropollerin göç ve kentleşme dinamikleri gereği dayanışma ağına dönüşmüş olan hemşehrilik ve mezhep cemaatleşmeleri de kongrelerde ciddi pazarlık gücüne sahiptirler. CHP’nin muasır medeniyet hedefi bakımından en önemli zafiyetlerinden birini bu oluşturur.

Son günlerde devam eden ilçe kongrelerinden basına ve sosyal medyaya yansıyan çok çarpıcı olaylar oldu aslında. Tam da partinin röntgenini açıkça ortaya koyan örneklerdi bunlar. Önce Balçova ve sonra da Konak kongrelerinden söz edelim biraz.

Balçova ilçe kongresinde, eski belediye başkanı Mehmet Ali Çalkaya, yine eski bakan, belediye başkanı ve milletvekili Yüksel Çakmur konuşurken, inanılmaz öfkelendi. Defol diye salondan kovmaya kalktı. Yetmedi ayağa kalktı, etraftakiler yatıştırmasa gidip dövecekti sanki.

İzmir’i “Takunyalıya/Özfatura” kaptırdın gibi bir eleştiri de yaptı. (Laf aramızda İzmir’de son dönemlerde CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun en önemli destekçilerinden biri Takunyalı Özfatura oldu.)

Buradaki vahim durum, birçok belediye başkanı (hepsi diye genellemek doğru olmaz), bu koltuğa oturduktan sonra, o ilçe veya ilin derebeyi oluveriyor. Her şeye o karar vermek, parti, dernek her şeyi kontrolü altında tutmak istiyor. En ufak eleştiri ve karşı çıkışı kişiliğine, iktidarına tehdit olarak algılıyor.

Diğer yandan “kazandın, kaybettin tartışması” da çok isabetli değil. Eğer öyle bakarsak, Çakmur aynı zamanda Takunyalıyı iktidardan indiren kişidir de. Ama sorun bu değil. Aslında adaylardan bağımsız olarak İzmir ve ilçelerinde çoğu zaman seçimler otomatik kazanılır.

Uzun yıllar seçmen davranışları ve kamuoyu araştırmaları yönetmiş ve seçim analizleri yapmış bir kişi olarak bunu net olarak söyleyebilirim. Çeşitli vesilelerle çok sayıda örnekle açıklamaya çalıştım.

Eğer bu siyasetçiler seçim kazanma ve oyları kendi başlarına artırma kapasitesine sahipse, Manisa’nın otuz yıldır kazanılamayan ilçelerden belediye başkan adayı olsunlar, böylece CHP, buralarda da zaferle tanışsın.

Kongrelerde sen, ben kavgası sürüyor diye yakınan yakınana. Ne yani ülke sorunlarını mı konuşsunlar ele güne karşı.

Konak Kongresi ile devam edeceğiz…