GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
31 Ağustos 2022 Çarşamba

Bunu da mı görecektin İzmir’im?

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100’üncÜ yıldönümünü…

Bir gün önce…

Kütahya’da karşıladı…

Dumlupınar’daki tarihi savaşın önemini bilerek…

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin…

Dünyanın kabul ettiği “müthiş kahramanlık” örneğini dile getirerek…

Şöyle dedi:

“İstiklal mücadelesini Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde milletimiz varını yoğunu ortaya koyarak Kocatepe ve Dumlupınar'da yeni bir zaferin girizgahını yapmıştı… Namazlar kılındı… Dualar edildi… Son sıcak yemekler yendi ve ertesi sabah gün ağarırken hücum emri verildi… Kocatepe'den başlayıp İzmir'e kadar süren taarruz, Türk Ordusu’nun uzun aradan sonra yaptığı ilk büyük saldırı harekatıydı… Düşmanın makinelisi, arabası, topu, uçağı çoktu... Ama bizim askerimizin iman dolu yüreği bu eksiklerin hepsini fazlasıyla telafi ediyordu…”

Cumhurbaşkanı, heyecanlıydı…

Sözü, 100 yıl öncenin 9 Eylül’üne getirdi:

“Bu millet o imanlı yürekleriyle imansızları İzmir'den denize dökmüştür... Milletimiz ebedi vatanına sahip çıkmakta kararlı olduğunu bir kez daha dosta düşmana göstermiştir… İşte bu Ağustos gününün 100. yılı vesilesiyle başkomutan Mustafa Kemal Paşa'yı, Fevzi Çakmak Paşa, İsmet Paşa'yı subayından erine her bir kahraman askerimizi rahmetle, şükranla yad ediyorum…”

***

Aynı tarih; aynı gün…

Birkaç saat önce…

Yer; Rize…

Cumhurbaşkanı’nın memleketinde…

Rize’nin fethinin 561’inci yılı kutlanıyor…

(Fetih dediğin, 1456’dan beri Osmanlı’ya vergi veren Trabzon Rumları’nın başına Fatih Sultan Mehmet’in, Ali Paşa adındaki komutanı göndermesi… Hazır Trabzon’a giden Ali Paşa, Rize ve çevresini de Osmanlı egemenliği altına alıyor… Yani, kan filan dökülmeden… Ak-akçe meselesi…)

Neyse…

Biz gelelim Rize’nin bu “mutlu” gününün şeref konuğuna…

Eski TBMM Başkanı Ak Partili İsmail Kahraman…

Rize doğumlu…

82 yaşında…

Millet’in Meclisi Gazi TBMM’nin 27’nci Başkanı…

Memleketinin fetih(!) törenine katılması kadar doğal bi’şi olamaz…

Buna kimsenin itirazı olamaz…

Ama…

Rize’nin kurtuluşunun 561’inci yılında…

Coşkuyla (özetle) şunları söylüyor:

“Şehirlerin kurtuluş yıldönümleri kutlanıyor... Kesinlikle karşıyım... 2 Mart’ta Rize kurtulmuş, kim diyor? Yok Erzurum şu Mart’ta... Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu dolayısıyla kutlama yapılmaz… (Ben esirdim, esaretim bitti…) diye ikrarda (açıkça söylemek) bulunulmaz… Bu küçüklük kompleksi verir, yanlıştır, böyle şey olmaz... Fetihler kutlanır... Zaferlerle dolu bizim tarihimiz... İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet... Cihan harbi bitti, müstevliler (istilacılar) alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler… Kurşun sıkmadık ki… Çarpışmadık, dövüşmedik, vuruşmadık... Övünecek bir tarihimiz varken kölelikten kurtulduğumuz tarihe niye bayram diyeceğiz? Fethettiğimiz tarihe diyeceğiz?”

***

İzmir şaşkın…

Türkiye’nin ilk ve tek büyük “kent bayramı”nı…

100’üncü kez kutlamaya hazırlanan…

Kadim kent İzmir’in “kurtuluşu” ile…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “kuruluşu”nun adımının atıldığı…

Bir süreçte…

İzmir için bu sözler neden söylenir?

Bu Devlet’in Cumhurbaşkanı…

Aynı gün…

Büyük TaaRruz’da…

Çanakkale’de…

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde…

Atatürk başta olmak üzere…

Tüm şehitlere şükran gönderirken…

Eski TBMM Başkanı’nın…

“Ne demek İzmir’in kurtuluşu… Kurşun mu sıktık? İstilacılar (Yunan’ı kastediyor…) alacağını misliyle alıp, gitti…” sözlerini…

Bu güzel şehir nasıl hazmedebilir?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi…

Yüz binleri geçen şehidimiz var onca cephede…

***

İsmail Kahraman…

Ya gerçekten tarihi bilmiyor ya da…

Adıyla, sanıyla…

Türk Milleti’nin kanıyla, canıyla gerçekleştirdiği…

Adı üstünde…

“Kurtuluş Savaşı”nın ne olduğunun farkında değil…

Yazık… Çok yazık…

***

Bu muhteşem ülkenin…

İstiklali’ni ve Cumhuriyeti’ni nasıl elde ettiğini…

Nasıl koruduğunu…

Ve dahi…

Nasıl korumaya devam ettiğini fark etmeyenler…

Gerçekten tarihi mi bilmiyorlar?

Yoksa…

Böyle üfürükten tayyare “fetih” hikayelerine mi meraklılar?

Ya da…

Sadece önlerine konan bir yazıyı mı okuyorlar?

Neden böyle dedim?

Anlatayım…

İsmail Kahraman, önceki gün…

“Şehirlerin kurtuluş günlerini kutlamasına karşıyım!” dedi ya…

“Ne demek İzmir’in kurtuluşu? Kurşun mu sıktık?” sözleriyle…

Herkesi şaşırtıyor ya…

Bu söylemin bir geçmişi var…

Şaşırırsınız…

TBMM eski Başkanı Sayın Kahraman…

Taaa

Bundan altı yıl önce de Rize’ye yine onur konuğu olmuş…

Bu kez…

Rize’nin Fethi’nin 555’inci yılını kutlamak için…

Belki inanmayacaksınız ama…

Yine “aynı” konuşmayı yapmış…

Hem de neredeyse kelimesi kelimesine…

Sadece…

“Güzel İzmir’e laf çarpmıyor!”

Diyor ki…

TBMM eski başkanı ve…

Erbakan Hükümeti’nin “Kültür Bakanı” İsmail Kahraman:

“Kurtuluş günleri tabiri yanlıştır… Kurtuluşlar değil fetihler dikkate alınır… (Ben esirdim şu tarihte kurtuldum…) demek; acziyet ifade eden ve insanın maneviyatını törpüleyen bir tariftir... Oysa birçok zaferimiz var… Niye zaferleri kutlamayacağız?”

Ne eksik?

Altı yıl önceki ile bugünkü konuşma arasında?

Şu eksik!

İzmir’in kurtuluşu…

Neden o gün İzmir’in Kurtuluşu “hafif”e alınmadı da…

Bugün…

“İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül; kim demiş; ne münasebet?” diye masaya konuyor? Cevabı siz verin…

Nokta…

Hamiş 1: TBMM eski Başkanı, Kültür eski Bakanı ve halen Cumhurbaşkanlığı YİK (Yüksek İstişare Kurulu) Başkanvekili İsmail Kahraman, 10 ay önce yeni Anayasa çağrısında bulunmuş ve “Değişmez maddeler anayasaya konmamalıdır... 1924, 1961, 1982 gibi dindar bir anayasa olmalı” demiş; bu sözlere tepki yağmıştı… Oysa, milletvekili yemininde şu cümle yer alıyordu; kendisi kürsüde seslendirirken:

“…Laik Cumhuriyete bağlı kalacağıma, Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağına şerefim üzerine ant içerim…”

Hamiş 2: Hani, İsmail Kahraman bey, “Fetihler önemlidir; kurtuluşlar değil…” diyor ya… Bundan tam beş yıl önce İzmir’in Valisi Erol Ayyıldız’dı… Birdenbire kentin gündemine “İzmir’in Fethi’ni gerçekleştiren Çakabey her yıl 25 Mart’ta Konak Meydanı’nda anılacak” sözleri düştü… Türk Tarih Kurumu’nun verdiği bilgilere göre Emir Çaka Bey, Malazgirt Zaferi'nden 10 yıl sonra Efes’ten (Selçuk) tarihi İzmir Limanı’na girerek 25 Mart 1081’de şehrimizi fethetmişti… O gün İzmir’in Konak Meydanı’nda bir tören yapılmak istendi… Gösteri cılızdı; bi’daha hiç teşebbüs edilmedi…

***

Unutmayalım, unutturmayalım:

İşgalin bittiği gün…

Kurtuluş Savaşı'nı bitiren dünyadaki tek şehir İzmir’dir…

Sonsöz: “Kalp denizdir; dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur… / Hz. Mevlana…”