GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Metin ÖNEY
YAZARLAR
24 Temmuz 2014 Perşembe

Bugün 24 Temmuz

Bu gün 24 temmuz 2014.
Lozan Antlaşması'nın 91. yıl dönümü.

Ne kadar gündem de bilemiyorum. Aslında Türkiye'nin gündemini takip de çok zor. Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimi gündemi işgal etmesi gerekir değil mi? Bence son derece sönük geçen bir kampanya. En küçük heyecan yok.Ben 1965 den bu yana seçimleri fiilen takip ettim ve hemen tamamın da aktif görev aldım. Böylesine heyecansız bir kampanya görmedim. Kimisi sonucu belli diyor,kimisi ne değişecek diyor. Hasılı ne olacağını kimse kestiremiyor. 10 ağustosa az kaldı. Görelim bakalım.

Biz konumuza dönelim.

Öncelikle Devletimizin tapu senedi olan bu antlaşmanın başarıyla sonuçlanmasının 91. yıl dönümün de başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere dönemin Dış İşleri Bakanı İsmet İnönü'yü ve emeği geçen herkesi şükran,rahmet ve saygıyla anıyoruz.

"İnsan hakları,özgürlük ve demokrasi" gibi kavramların içini boşaltarak Devletimizi özerklik,feodalizm ve federasyon gibi taleplerle parçalamaya yeltenen ,Devletimizin Ülkesi ve Milleti ile bölütnmez bütünlüğüne kastedecek empereyalistlere ve yerli uşaklarına Türk Milletinin "TAM BAĞIMSIZLIK" aşkının nişanesi olan bu antlaşmanın nasıl meydana geldiğini bir kez daha hatırlatıyor ve bütün gücümüzle uyarıyoruz.

Elbette bu antlaşmanın da eleştirilebilecek yönleri vardır. Hiç bir Uluslararası antlaşma tam ,dört dörtlük olamaz. Yoktur da. Ancak içinde bulunulan durum dikkate alındığın da en iyisinin yapılabildiğini kabul etmek gerekir. Şimdilerde ve burdan bakarak ahkam kesmek kolaydır. Yedi düvelle karşı karşıya bir müzakerenin sonun da antlaşma imzalanmıştır. Kaldı ki Atatürk imkanların elverdiğin de antlaşmanın noksanlarının da giderileceğinin sinyallerinin defalarca vermiştir.

Kaldı ki sonraki yıllar da yapılan ve bizi çok zor durumlar da bırakan antlaşmalar dikkate alındığında Lozan antlaşmasının önemi ve başarısı çok daha iyi anlaşılmaktadır. Bilhassa 1950 den sonra yapılan siyasi ve ekonomik ve askeri antlaşmaların bir kısmı bizim "tam bağımsızlık" ilkemizi önemil ölçüde iihlal etmiştir. Son yıllar da yapılan antlaşmaların ilerde başımıza neler açacağı apaçık ortadadır.

Şu an itibariyle Lozan Antlaşması'nın bize sağladığı imikan ve hakları koruyamadığımızı üzülerek ifade etmek durumundayım. Yukar da belirttiğim gibi "demokrasi, özgürlük, insan hakları " gibi kavramların içi boşaltılmış, ülkemizin ve devletimizin aleyhine kullanılır hale getirilmiş ve bunun sonunda emperyal güçlerin arzu ve adeta talimatları doğrultusun da milli birlik ve bütünlüğümüz tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalmıştır. 
Lozan'ı korumak ve kollamak milli görevdir.
Lozan antlaşmasına karşı içerden ve dışardan ciddi kalkışma söz konusudur.
Bu kalkışma bizim en başta "tam bağımsızlık" ilkemizi ortadan kaldırır. Buna asla izin vermemeliyiz.
Tarih boyunca Millet olarak pek çok kere "fetret" devirlerini yaşaadık. 2002 den bu yana da bir "fetret" dönemi yaşıyoruz ama bunu da elbirliği ile ve başarıyla aşacağız.

İnanıyorum ki Sevr antlaşmasını nasıl paramparça ettik ve tarihin çöplüğüne attık, bundan sonra da lozan'a karşı yapılacak her türlü kalkışmayı paramparça edecek ve tarihin çöplüğüne atacağız. Bu konu da zerrece tereddüt olmamalıdır.