Tarih boyunca katıldığımız hiçbir savaşta dahi olmayan bir şey oldu. Bayrağımız şanla dalgalandığı gönderinden indirildi.
Hem de Kışlanın önünde.
Hem de O’nu koruyup kollamakla görevli askerin gözü önünde.
Ve hem de öz yurdumuz da.
Şimdi suçlu aranıyor. Suçlu kim?
İndiren.
İndirten.
Seyreden.
Seyrettiren.
Ve aylar yıllar bütün bunlar olurken hiçbir şey olmamış gibi doğru dürüst hiç bir demokratik tepki ortaya koymayanlar.
Bu Ülke de TBMM var mı ?Var.
Hükümet var mı? Var.
Başbakan ve Bakanlar var.
Ordu var.
Komutanlar var.
Polis var.
İstihbarat birimleri var.
Kaymakam Vali var.
Var oğul var.
Bütün bu saydıklarımın elbette pek çok görevleri var. Olmasına var ama esas görevleri, asla vazgeçmeyecekleri görevleri,canları pahasına yerine getirecekleri görevleri ,katiyetle ihmal etmeyeceği görevleri,BAYRAĞIMIZI ASLA VE ASLA İNDİRTMEMEKTİR. NE PAHASINA OLURSA OLSUN İNDİRTMEMEKTİR.
Bayrak namustur.
Bayrak şereftir.
Bayrak bağımsız yaşama irademizin apaçık ifadesidir.
Bayrak indikten sonra milli gelir ne olursa olsun ne anlamı var.
Bayrak indikten sonra her taraf güllük gülistanlık olsa ne yazar.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetin de de böyle bir şerefsizliğe birileri teşebbüs etti ve hayatıyla ödedi. Ve bir daha böyle bir şeye teşebbüs etmek şöyle dursun niyet bile etmeye kimse cesaret dahi edemedi.
Türk Devletinin Hukuku önünde suçlu ayağa kalk dediğimiz de :
Oslo’da görüşmeler de bulunanlar,
“İmralı”ya gidip gelenler,
“Açılım süreci”diyerek Ülkemizi bu hale getirenler,
Emperyalizmin taşeronluğunu yapanlar,
Ve hala bunlara destek verenler,
Hepiniz ayağa kalkacaksınız.
Böyle biline.