Yaşadıklarımızdan ders alabilsek…
Bugünden daha fazla…
Mes’ut ve bahtiyar olacağımız kesin…
Oysa…
Sahne aynı…
Oyuncular aynı…
Eser(!) aynı…
Ama…
Bi’de biz değişebilsek…
***
Geçen yıl tam da bu günlerde…
(Yıldız Tarihi; 09 Temmuz 2021 / Cuma…)
Bu köşedeki yazımıza…
“Başımıza iş açmayalım!” başlığını yakıştırmış…
Ve şöyle devam etmişiz:
***
Haziran’ın son günü…
Üst üste “iki maske” birden takarken…
Temmuz’un ilk günlerinden itibaren…
İzmir’in sahil beldelerindeki “Lebalep Plajlar”da…
Kızgın kumlardan serin sulara “balıklama” yaptık…
Dönüşte…
Yol üstünde…
Çoktandır özlediğimiz mangal sefası ile…
Keyifleri zirvele taşıdık!
Koronadan korkmak, ürkmek yerine…
“Korona benden korksun!” diyerek…
Hasret kaldığımız…
Sevişir gibi selamlaşmaya, kucaklaşmaya başladık…
Milletçe ne kadar cesur olduğumuzu kanıtlamak için…
Üçüncü aşıyı vurdurduğumuz…
Hastanenin kapısında sıra beklerken…
Maskemizi gırtlak hizasına indirip…
Püfür püfür sigara içmekten bile çekinmedik…
N’etekim…
Olanlar oldu…
30 Temmuz 2021 Koronavirüs tablosu…
Bekleneni ortaya koydu:
“69 can kaybı, 22 bin 83 yeni vaka…”
Ödümüz patladı…
Bu “tehlikeli” bir durumdu…
Ve…
Tehlikeli olduğunu söylemek için…
Hekim olmaya gerek yoktu…
***
Hatırladınız mı o günleri?
Yaz çoktan bitmişti ama…
Korona da “bizi bitirmeye” başlamıştı…
Ancak…
Bu hassas konunun üstünde duran yoktu…
Aklımızda hep aynı soru vardı:
“Maskeden nasıl kurtuluruz?”
***
“Dervişin’in fikri neyse zikri de odur!” diyenler haklı çıktı…
Devlet Baba da…
Bu “arzular şelale” ortamına dayanamadı…
Çok değil…
Topu topu 40 gün önce…
Mayıs’ın son günü…
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca memleketim insanına şu açıklamayı yaptı:
“Vaka sayıları arka arkaya üç gün 1000’in altında gerçekleşti… Toplu taşıma araçlarında maskeleri istersek çıkarabiliriz… Yol maskesiz daha kısa!”
Saniye kaybetmedik…
Maskeleri törenle(!) çöpe postaladık…
***
Bazı bilim insanları…
Yurdumun güzel insanına…
“Yapmayın, etmeyin!” dedi ama dinletemedi…
Ve…
Aynen bir yıl önce olduğu gibi “o mikrop” yine hızla azdı!
6 Temmuz 2022 Koronavirüs tablosu…
Hepimizin uykularını kaçırtacak cinstendi…
866 yeni vaka vende ve pozitif test oranı %16.7 idi…
Son bir günde 5 bin 189 test yapılmış…
Ne yazık ki…
866 yeni koronavirüs vakası tespit edilmişti…
Yoğun bakımda tedavi görenler vardı…
***
Dahası…
Aylarca Korona aşısından söz edilmezken…
Yine Sağlık Bakanı…
Memleketim insanına önceki gece sosyal medyadan bi’tez daha selendi:
“Son dozun üzerinden 6 ay geçtiğinde aşının etkisi azalmaktadır… Bu süre dolmuşsa, yeniden aşı olunması önem arz ediyor…”
Amanın, yine mi aşı?
Evet, mecburen aşı…
***
Peki, biz neden maskeleri atıp…
Yeniden en başa döndük?
Çünkü…
Ekonominin çarklarının dönmesi gerekiyordu…
Oysa…
Maske zorunluluğu…
Toplu olarak bulunulan yerler de dahil olmak üzere…
Tamamen kaldırılınca vaka sayılarında artış olacağı kaçınılmazdı…
Nitekim…
Haftalık olgu sayısı 60 binlere dayandı…
Bu, neredeyse günlük 10 bin olgu demekti…
Hastalığın önceki iki yıla göre…
Nispeten “hafif geçiriliyor” olması nedeniyle…
Korkuyla karışık test yaptırma “heyecanı” da…
Neredeyse tamamen durma noktasında…
***
Tam “kendim ettim kendim buldum” hikayesi!
***
İzmir’in önceki Tabip Odası Başkanı Opr. Suat Kaptaner…
Tüm bu yaşananların gölgesinde diyor ki:
“Hastalık hafif seyrediyor ancak özellikle ek hastalığı olanlar ve ileri yaşlar için hala riskli bir durum söz konusu…”
40 yıllık İzmirli hekim Kaptaner…
Ayrıca…
Hastane kapılarındaki önemli bir ayrıntıya dikkat çekiyor:
“Kimse inanmaz ama halen (Sağlık kurumlarında maske takma zorunluluğu var!) diye genelge yayınlanıyor ancak hastanelerin girişlerinde, kapılarda bütün maske uyarıları kaldırılmış durumda... Dolayısıyla bu konu da belli ki hekimlere bırakılmış… Doktor hastaya (Maske tak…) diyecek; hasta o anki psikolojisiyle (Maskem yok…) diyecek… Doktor da, (Mecbursun kardeşim bu maskeyi takmaya!) diye karşılık verecek… Her iki tarafın tepesi atacak… Tedavi unutulacak; maske yüzünden itiş-kakış başlayacak… Al sana tedavi yerine kavga… Yanlış mı?”
***
Sağlık Bakanlığımız…
Acil olarak “maskeli hayat”a dönüşü…
Zarif bi’şekilde…
Öneri ve ricalarla vatandaşın dikkatine sunmaya çalışıyor…
Oysa…
Kononvirüs tamamen sonlanmadan…
En azından sağlık kurumlarında…
Toplu taşım araçlarında…
Uçaklarda, AVM’lerde ve…
Yakında başlayacak spor karşılaşmalarında devam etmeli…
***
Sağlık Bakanlığı, “Yeniden aşı olmaya başlayın…” diyor ama…
Karşılıklı maske takmanın koruyuculuğunun…
Aşıdan daha fazla olduğunu hatırlamak istemiyor…
Şu gerçeği…
Yaşını başını almış herkes çok iyi bilir…
Türk milleti…
Hasta olana kadar hiç bir uyarıyı onaylamaz(!)…
Ancaaak…
Hasta olup başına bir şey geldiğinde…
Önce doktoru sorumlu tutar…
Sağlıkçılar yıllardır dayak yiyor!
Neden?
Doğruları söyleyip, hastayı veya hasta yakınını uyardığı için…
***
Plajlar tıklım tıklım dolsun…
Turizm sektörü kazansın diye…
Sizce de…
Maskeleri bileklerimizde taşımaya devam mı edelim?
***
Bitiriyoruz…
Neyle?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceylan’ın…
Üç gün önce DW Türkçe'ye yaptığı değerlendirme ile:
“Kimse bu sayılara bakmasın, şu an günlük yeni vaka sayısı bunun yaklaşık 40 katı… Kimse test yaptırmadığı için gerçek sonuca ulaşamıyoruz… Türkiye'de test yaptırmak şu an neredeyse imkânsız hale geldi… An itibarıyla pandeminin başından beri en yüksek vaka sayısını yaşıyor olabiliriz…”
Nokta…
Sonsöz: “Aşıların hiç biri yüzde 100 hastalanmayacaksınız demiyor… Aşıların yüzde 100 verdiği tek garanti; ölmeyeceksiniz, ağır hastalanmayacaksınız... / Prof. Dr. Adnan Yüksel Gürüz / Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Parazitoloji Öğretim Üyesi…