GÜNCEL EGE YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ POLİTİKA SPOR RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
10 Ekim 2014 Cuma

Ayıp, yazık ve de günah!

Sokaklar kan gölü… ‘Korkuyorum’ demiştim günler öncesinden…
Bugün daha çok korkuyorum. Ve yarın daha çok korkacağa benziyoruz. 
Suçlu kim?
Neden/nasıl/niçin…
İş bu noktaya geldikten sonra çok da anlamı yok aslında bu soruların.
Tabi ki en büyük sorumlu siyasi iktidar…
Değerli yalnızlığın çaresizliğe dönüştüğü dış politika…
Komşunun evi yanarken hortumun ucunu tutup yangını söndürmek yerine sokakta kalan komşuya evini açmanın ötesine geçememiş olmanın faturası.
Kimilerine göre o yangına körükle gitmenin doğal sonucu.  
Dünya devleti, dünya lideri… Yeni Türkiye…
Belki de tüm bunların anlamsızlaştığı, cinin şişeden çıktığı bir sürecin arifesi…
Bölünme, parçalanma, kamplaşma, kutuplaşma, etnik unsurlara ayrılma politikalarının geldiği/getirdiği nokta…
Dediğim gibi belki de bunların bu noktada tartışılması bile abesle iştigal.
Önce yangını söndürmek, kanı durdurmak gerekiyor çünkü. Bir yanda oluk oluk kan akarken sorumlu AKP olsa ne olur PKK olsa ne…
3 günde 35 insanımızı kaybetmişken, sokaklar her türlü mihrakın provokasyonuyla an be an terörize edilirken…
1980 öncesine dönme kaygısı derinleşmişken…
Sokaklarda ‘karşıt görüşlü’ terörüyle insanlar linç edilirken…

Masum insanlar evlerinde kurşunların hedefi/adresi haline gelmeye başlamışken…
Böylesi bir kara tablo üzerinden siyaset yapmanın, puan kaygısı gütmenin sizi bilmem ama bende bir karşılığı yok.
Ayıp, yazık ve de günah!
Sosyal medyada peydahlanan intikam tugaylarının söylemlerine bakınca sokaktaki şiddetin bizi getireceği yeri görüp ülke adına ürkmemek, yarınlar için endişelenmemek mümkün değil. Klişeleşmiş bir ‘sağduyu’ çağrısı değil yapmaya çalıştığım…
Bir olmaya, birlikte olmaya, birlikte kalmaya mecbur hatta mahkûmuz diyorum.
Başka da bir şey demiyorum.
*
İzmir’de bir süre önce ‘tatlıya bağlandığını’ sandığımız ‘Tire’deki köy mallarının satışı’ meselesi’ yeniden alevlendi. Dahası CHP İl Başkanı Ali Engin’in Tire’ye kadar gidip Başkan Tayfur Çiçek’i ziyaretinin ardından yaptığı ‘köy mallarının satışına olanak veren meclis kararı geri alınacak’ açıklamasıyla rahatlayan köylüler Tire Meclisi’ndeki ‘ret kararıyla’ bir kez daha yıkıldılar.
Tire Belediye Meclisi’nin CHP’li ve MHP’li üyeleri İl Başkanı Ali Engin’in ‘müjde’ diye kamuoyuna duyurduğu ‘satış kararını geri çekme’ işinde topu taca atarak ilginç bir hamle yaptı. CHP’nin parti programına, genel merkezin söylemlerine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yerel seçim öncesi vaatleri ve 11 yıllık siyasi duruşuna aykırı bu tablo Tire’de kapatılan Gökçen Belediyesi’ne ait bir tarlanın satışıyla bir kez daha garip bir hal aldı.
Her ne kadar ‘köy malı’ değilse de köylü malıydı satılan…
Ve satan da alan da CHP’liydi.
Daha ironik olansa Ödemiş’te köy malı sattırmam diye AK Partili Başkana baskı yapan, açıklama üzerine açıklama yapan CHP İlçe Başkanının Tire’deki köylülerin kullandığı 40 dönümlük tarlayı satın almasıydı.
Anlayacağız ‘Bu ne pehriz bu ne lahana turşusu’ atasözünü defalarca akla getiren Tire-Ödemiş hattındaki tarlalar cayır cayır satılıyor.
Hem CHP’liler hem AK Partililer ‘babalar gibi’ satıyor.
Tire’de AK Partililer, Ödemiş’te CHP’liler satışa karşı…
Ama Tire’deki tarlayı Ödemiş’teki CHP’liler alıyor.
İl Başkanı Bülent Delican’ın yanında poz verip ‘Satmayacağım’ sözü veren Mahmut Badem’in geri adım atmadığı iddiaları kol geziyor.
İzmir’deki tarla satışları komşu Aydın’daki CHP’lilerin de iştahını açıyor.
İki ilçede başlayan satışların diğer ilçelere de sirayet etmesinden korkuluyor.

Ve CHP Genel Merkezi’nin seçim öncesi bastırıp aday adaylarına okuttuğu, Kılıçdaroğlu imzalı kırmızı kitapçıktaki ‘Köy mallarına emanet muamelesi yapılacak’ sözü öylece ortada kalıyor.