An itibarıyla…
Seçim sath-ı mail’indeyiz ya!
Biraz da eski seçim vaatlerini hatırlayarak…
Gülümsemeye çalışalım…
***
Türkiye’nin…
Demokrat Parti’li günleri…
Başbakan ise…
CHP’den ayrılıp…
Celal Bayar’la birlikte Demokrat Parti’yi kuran…
Efeler diyarı Aydın’ın politikacısı Adnan Menderes…
Takvimler 1954 yılını gösteriyor…
27 yıl sonra CHP’nin elinden iktidarı kapan Demokrat Parti…
1954 Seçimleri’nde…
Bi’kez daha CHP ile kantara çıkmaya hazırlanıyor…
Türkiye’nin dört bir köşesinde…
Seçim heyecanı yaşanıyor…
Acaba?
CHP, dört yıl aradan sonra iktidarı tekrar yakalayabilecek mi?
Seçim kampanyalarının…
Belki de en renklileri Ege Bölgesi’nde sergileniyor…
Seçim günü, 2 Mayıs…
Ege Bölgesi, coşkulu bir bahar yaşıyor…
Seçimden bir önceki Pazar…
55 yaşındaki Başbakan…
Efeler Diyarı’nın sakinlerine Aydın’ın göbeğinden sesleniyor…
Önce kucak doluşu projelerini sıralıyor…
Vaatler arka arkaya geliyor…
Meydan alkıştan inliyor…
Adnan Menderes…
Onlarca projesini seslendirdikten sonra…
Altın vuruşunu yapıyor:
“Sevgili Aydınlılar; beni yeniden seçin; size deniz getireceğim…”
Aboooov…
Aydınlılar arasında bir uğultu dalgalanıyor…
Halk…
Önce çok büyük bir baraj yapılacak zannediyor…
Adnan Bey…
Biraz daha açmış konuyu; tatlı tatlı:
“Bildiğiniz deniz geliyor, Aydın’a… Tekneler olacak, balık avlayacaksınız… Serinlemek için denize gireceksiniz… Çünkü, siz Aydınlılar her şeyin en güzeline layıksınız…”
Vatandaş, şaşırmış…
Sahi ya…
“Nasıl olacak bu iş?”
O heyecanla artık…
Aydınlılar, aylarca…
Denizle yatar denizle kalkar olmuş…
***
Ve sabrın sonu selamet…
1954 Seçimleri’ni yine Demokrat Parti kazanıyor…
Adnan Menderes…
Bi’kez daha Başbakan koltuğuna oturuyor…
Ve ne yapar biliyor musunuz?
İlk yurtiçi gezisini Aydın’a yapıyor ve…
Bi’kez daha hemşehrilerinin karşısına çıkarken…
Müjdeyi patlatıyor:
“Ey Aydınlılar size bir sözüm vardı… Onu müjdelemeye geldim… Kuşadası’nı, İzmir’den aldım Aydın’a bağladım; deniziniz hayırlı olsun…”
Nitekim…
İki şehir arasında yer alan Cennet Kuşadası’nın…
Aydın’a bağlanması ile…
Efeler kentine “derya deniz” gelmiş olur…
***
Tabii, bu “oldu/bitti”nin artı bi’hikayesi var…
Bi’kere…
Başbakan, verdiği sözü unutmuyor…
Plan yapıyor…
Planı nasıl uygulayacağına karar veriyor…
Ve…
Söz verdiklerinin karşısına göğsünü gere gere çıkıyor…
Şimdi diyeceksiniz ki…
17 ilçeye sahip Aydın’ın…
Denize kıyısı olan Söke ve Didim gibi iki Cennet’i yok mu?
Var, tabii…
Ama…
O tarihlerde “deniz kenarı” deyince…
Tüm görkemiyle…
İzmir’in ilçelerinden biri olan Kuşadası geliyordu akıllara…
Eh, ne de olsa…
İzmir fi tarihinde “Aydın Sancağı”nın altında değil miydi?
***
Çağlar boyunca…
Bir yeryüzü Cennet’i olarak kabul edilen Kuşadası’nın…
1 Eylül 1957 tarihinden itibaren…
Aydın vilayetine bağlanması kararı…
Resmi Gazete’de…
27 Haziran 1957’de yayınlanan 7033 sayılı yasa ile hayata geçti.
“Kuşadası’nın 1 Eylül 1957 tarihinden itibaren Aydın vilayetine bağlanması kararı 27 Haziran 1957 tarihli 7033 sayılı “Yeniden Kaza Kurulması ve İzmir Vilâyetine Bağlı Kuşadası Kazasının Aydın Vilâyetine Bağlanması Hakkında Kanun” ile alınmıştır…”
***
Bitiriyoruz…
Derler ki…
Politikacılar kalplerinin diliyle konuşabildikleri gün…
Devlet adamı olmuş sayılır…
Siyaset ise…
Doğru hayaller üzerine söylenen yalanlardan oluşuyor genellikle…
70 yıl önce de…
Pembe yalanlar vardı…
Ancak…
“Yapacağım…” deyip; “yapan” politikacılar da vardı…
Rahmetli Adnan Menderes gibi…
Netekim…
1957 seçimlerinden sonra…
Yani…
Aydın’a denizi getirdikten sonra ne demişti biliyor musunuz?
“Eğer günün birinde büsbütün kaybeder, iktidardan değil, hatta hayattan uzaklaşırsak yaptıklarımız yine kalacak ve biz onlarla ebediyen yaşayacağız…”
Dediği çıktı; rahmetle…
Nokta…
Hamiş: Güzeller güzeli Kuşadası, Kurtuluş Savaşı’nda 1919 -1921 yılları arasında İtalya’nın, onların çekilmesiyle de beş ay Yunanistan’ın işgali altında yaşadı… 7 Eylül 1922’de düşman çizmesinden kurtuldu... 1950 yıllarda turizm hareketleri başladı… 60’lı yıllardan itibaren Batı Dünyası’nın gözbebeği oldu… Sadece geçtiğimiz yıl, Kuşadası ve Didim’e yerli-yabancı 3 milyon 200 bin turist geldi… Bu bir rekordu…
Sonsöz: “Bir siyasetçi gelecek seçimi; bir devlet adamı ise gelecek kuşağı düşünür… / James F. Clarke – ABD’li İnsan Hakları Savunucusu - Papaz…”